6 aylık ve 3 yaş aralığında olan çocuklarda orta kulakta sıvı birikmesi (Seroz otitis media) hastalığının sık görüldüğünü belirten SEV Amerikan Hastanesi Kulak Burun ve Boğaz Hastalıkları Uzmanı Operatör Doktor Zekeriya Çetinkaya, hastalık tedavi edilmediğinde kalıcı işitme kaybının olabileceğini söyledi.
Orta kulakta sıvı birikmesi
hastalığının belirtileri gizlidir
Orta kulakta sıvı birikmesi hastalığının çocuk yaş grubunda görülen ve üzerinde durulması gereken bir hastalık olduğuna dikkat çeken Çetinkaya, “Orta kulakta sıvı birikmesine “Seroz otitis media” diyoruz. Hastalık tedavi edilmediği zaman kulakta yaşanan sıkıntılar sonucunda daha ilerleyen zamanlarda kalıcı işitme kaybına neden olabiliyor. Bundan dolayı erken tanı ve tedavi ile bu geçici işitme kayıpları kalıcı hale gelmeden tedavi edilebiliyor. Ailelerin bu konuda dikkatli olmasını öneriyorum. Çünkü Seroz otitis medianın (orta kulakta sıvı birikmesi) gizli belirtileri vardır, insanlar bunu gözden kaçırabiliyorlar. Çünkü ağrısız bir şekilde oluşuyor. TV’yi yakından seyretme, işitme kaybı, okulda derslerini anlayamama gibi olaylar hastalığın belirtileri olabilir. Çocukta bu tarz sıkıntılar olursa aileler çocuğun kulağı ağrımıyor diye doktora götürmemezlik etmesinler” dedi.
Hastalık konusunda ailelerin
dikkatli olması gerekir
Orta kulak sıvı akıntı hastalığının daha çok 6 aylık ile 3 yaş arasında görüldüğüne dikkat çeken Çetinkaya, hastalığın üst yolunum enfeksiyonuyla gelişebildiğini kaydetti. “Bu hastalık okul çağında da görülebiliyor, ama 6 ay 3 yaş arası daha sık görülür. Özellikle soğuk ortamda yaşamak, çocuğun kreş ortamında bulunması, sırt üstü yatırıldığında biberonla beslenilmesi, geniz etinin ve burun tıkanıklığına yol açan soğuk algınlıklarının olması ve sigara dumanına maruz kalınması da orta kulakta sıvı toplanmasına neden olabiliyor. Tedavi edilmediği zaman orta kulak enfekte olup çocukta kulak enfeksiyonu yaratabiliyor ve kulak enfeksiyonu geliştiği zamanda çocuklar daha çok ağrı şikayetiyle gelebiliyorlar. Bu duruma müdahale edilmediği zaman bazen kulak zarının delinmesine bağlı olarak kulakta akıntı meydana gelebiliyor. Onun için ailelerin dikkatli olması gerekiyor” ifadesini kullandı.
İlaçla tedavi
başarısı daha yüksek
“Hastayı tanı aracımız, çocuklarda hangi şikayetlerin olduğu ve kendi muayene bulgumuz” diyen SEV Amerikan Hastanesi Kulak Burun ve Boğaz Hastalıkları Uzmanı Operatör Doktor Zekeriya Çetinkaya, konuşmasına şöyle devam etti: “Genellikle tanılar muayene sırasında ortaya çıkabiliyor. Tanıyı tespit etmede test araçlarımız bulunuyor. Orta kulaktaki sıvının basıncını ölçebiliyoruz. Tedavi de ise önce ilaç tedavisi uyguluyoruz. İlaç tedavisinden sonuç alınamazsa orta kulağa tüp takıyoruz. Ama ilaçla tedavide başarımız yüksek. Fakat çocukların tedaviye direnç mekanizması gelişebiliyor. Bu da tedaviyi güçleştiriyor. O zamanda operasyonla kulağa mercimek tanesi kadar tüp takıyoruz. Tüp, kulaktaki enfeksiyonu azaltıyor. Takılan tüpler geçicidir, 6 ay ile 1 yıl içerisinde düşebiliyor. Kendiliğinden düşmediğinde de küçük müdahalelerle çıkartıyoruz.” Fatma Karabacak
Orta kulakta sıvı birikmesi
hastalığının belirtileri gizlidir
Orta kulakta sıvı birikmesi hastalığının çocuk yaş grubunda görülen ve üzerinde durulması gereken bir hastalık olduğuna dikkat çeken Çetinkaya, “Orta kulakta sıvı birikmesine “Seroz otitis media” diyoruz. Hastalık tedavi edilmediği zaman kulakta yaşanan sıkıntılar sonucunda daha ilerleyen zamanlarda kalıcı işitme kaybına neden olabiliyor. Bundan dolayı erken tanı ve tedavi ile bu geçici işitme kayıpları kalıcı hale gelmeden tedavi edilebiliyor. Ailelerin bu konuda dikkatli olmasını öneriyorum. Çünkü Seroz otitis medianın (orta kulakta sıvı birikmesi) gizli belirtileri vardır, insanlar bunu gözden kaçırabiliyorlar. Çünkü ağrısız bir şekilde oluşuyor. TV’yi yakından seyretme, işitme kaybı, okulda derslerini anlayamama gibi olaylar hastalığın belirtileri olabilir. Çocukta bu tarz sıkıntılar olursa aileler çocuğun kulağı ağrımıyor diye doktora götürmemezlik etmesinler” dedi.
Hastalık konusunda ailelerin
dikkatli olması gerekir
Orta kulak sıvı akıntı hastalığının daha çok 6 aylık ile 3 yaş arasında görüldüğüne dikkat çeken Çetinkaya, hastalığın üst yolunum enfeksiyonuyla gelişebildiğini kaydetti. “Bu hastalık okul çağında da görülebiliyor, ama 6 ay 3 yaş arası daha sık görülür. Özellikle soğuk ortamda yaşamak, çocuğun kreş ortamında bulunması, sırt üstü yatırıldığında biberonla beslenilmesi, geniz etinin ve burun tıkanıklığına yol açan soğuk algınlıklarının olması ve sigara dumanına maruz kalınması da orta kulakta sıvı toplanmasına neden olabiliyor. Tedavi edilmediği zaman orta kulak enfekte olup çocukta kulak enfeksiyonu yaratabiliyor ve kulak enfeksiyonu geliştiği zamanda çocuklar daha çok ağrı şikayetiyle gelebiliyorlar. Bu duruma müdahale edilmediği zaman bazen kulak zarının delinmesine bağlı olarak kulakta akıntı meydana gelebiliyor. Onun için ailelerin dikkatli olması gerekiyor” ifadesini kullandı.
İlaçla tedavi
başarısı daha yüksek
“Hastayı tanı aracımız, çocuklarda hangi şikayetlerin olduğu ve kendi muayene bulgumuz” diyen SEV Amerikan Hastanesi Kulak Burun ve Boğaz Hastalıkları Uzmanı Operatör Doktor Zekeriya Çetinkaya, konuşmasına şöyle devam etti: “Genellikle tanılar muayene sırasında ortaya çıkabiliyor. Tanıyı tespit etmede test araçlarımız bulunuyor. Orta kulaktaki sıvının basıncını ölçebiliyoruz. Tedavi de ise önce ilaç tedavisi uyguluyoruz. İlaç tedavisinden sonuç alınamazsa orta kulağa tüp takıyoruz. Ama ilaçla tedavide başarımız yüksek. Fakat çocukların tedaviye direnç mekanizması gelişebiliyor. Bu da tedaviyi güçleştiriyor. O zamanda operasyonla kulağa mercimek tanesi kadar tüp takıyoruz. Tüp, kulaktaki enfeksiyonu azaltıyor. Takılan tüpler geçicidir, 6 ay ile 1 yıl içerisinde düşebiliyor. Kendiliğinden düşmediğinde de küçük müdahalelerle çıkartıyoruz.” Fatma Karabacak