Kadın sağlık çalışanları, salgın sürecini tedirgin ve tecrit psikolojisiyle geçirdiklerini söyledi
Türkiye genelinde 601 sağlık emekçisi koronavirüsüne yakalandı, 4 doktor salgın nedeniyle hayatını kaybetti. Salgına karşı hiçbir önlem alınmadığına, koruyucu ekipmanların yetersiz olduğuna, sağlık çalışanlarının özel ve ailevi koşullarının dikkate alınmadığına dair uyarılar yapıldığı halde bunların dikkat alınmamış olmasından şikayet ediliyor.
Konuya ilişkin görüştüğümüz kadın sağlık çalışanı, en büyük sorunun iş yerlerinden virüs kapıp evlerine taşımak olduğunu ve bunu nedenle kaygılı olduklarını belirtti. “Sürekli tedirgin ve tecrit psikolojisi ile yaşıyoruz. Çocuklarımızı başkalarına bırakıp işe gitmek oldukça zo, bir travma hali de söz konusu. Ben 15 gündür çocuğumu göremiyorum ve ona sarılamıyorum. İlkokul 1.sınıfta kızım var. Okullar tatil olunca başka bir yere göndermek zorunda kaldım. Bu bir anne için bu oldukça zor. Diğer tüm işkollarında olan izin,rapor vs. bizde geçerli değil şuan” dedi.
‘Hemşireyiz, doktoruz
hizmetliyiz ve laborantız’
Kadınlar olarak sağlık iş kolunun her alanında yer aldıklarını belirten sağlık çalışanı, “Ancak görünür olmak eril zihniyette o kadar da kolay değil ne yazık ki. Hemşireyiz, doktoruz, hizmetliyiz, laborantız. Her alandayız yani. Sayısal çoğunluğumuz görünür olmayı getirmiyor. önlemler tüm çalışanlar açısında aynı oranda önemli aslında ve sanırım önlemleri en dikkatli uygulayanlar da kadınlar gibi. Tabiî ki bununla ilgili bir istatistik yok” ifadelerini kullandı.
‘Sağlık çalışanları bu süreci en az kayıpla
atlatmak için elinden geleni yapıyor’
Kadın sağlık çalışanlarının uygulanmasını istedikleri taleplerinin olduğunu söyleyen sağlık çalışanı, “Bu bir pandemi ve topyekûn mücadele şart. Tüm sağlık çalışanları bunun farkında ve bu süreci en az kayıpla atlatmak için tüm çalışanlar elinden geleni yapıyor, yapacak da. Ama bu süreçte en azından anne-baba ikisi de sağlık çalışanı olup, ilköğretim çağında çocuğu olanların biri izinli sayma. Gebe ve kronik hastalığı olan, emziren annelerin idari izinli sayılmaları da oldukça önemli. Covid-19 tanısı alan sağlık çalışanları için meslek hastalığı ve ya iş kazası olarak kabul edilmesi, Pandemi İl Kurulu çalışmalarına meslek örgütlerinin de dahil edilmesi, karar alma süreçlerinin sağlıklı olması ve şeffaflığı da beraberine getirecektir” dedi.
Sağlık çalışanı son olarak şunları söyledi: “Bu süreçte performans, koruyucu kıyafet ulaşım v.s.gibi problemleri düşünmeden bu süreçten bedensel ve ruhsal olarak sağlıklı bir şekilde çıkmak istiyoruz. Bu bir evrensel halk sorunudur. Hem topyekûn dayanışmayı hem de topyekûn mücadeleyi gerektirir.” Esra Aydın
Türkiye genelinde 601 sağlık emekçisi koronavirüsüne yakalandı, 4 doktor salgın nedeniyle hayatını kaybetti. Salgına karşı hiçbir önlem alınmadığına, koruyucu ekipmanların yetersiz olduğuna, sağlık çalışanlarının özel ve ailevi koşullarının dikkate alınmadığına dair uyarılar yapıldığı halde bunların dikkat alınmamış olmasından şikayet ediliyor.
Konuya ilişkin görüştüğümüz kadın sağlık çalışanı, en büyük sorunun iş yerlerinden virüs kapıp evlerine taşımak olduğunu ve bunu nedenle kaygılı olduklarını belirtti. “Sürekli tedirgin ve tecrit psikolojisi ile yaşıyoruz. Çocuklarımızı başkalarına bırakıp işe gitmek oldukça zo, bir travma hali de söz konusu. Ben 15 gündür çocuğumu göremiyorum ve ona sarılamıyorum. İlkokul 1.sınıfta kızım var. Okullar tatil olunca başka bir yere göndermek zorunda kaldım. Bu bir anne için bu oldukça zor. Diğer tüm işkollarında olan izin,rapor vs. bizde geçerli değil şuan” dedi.
‘Hemşireyiz, doktoruz
hizmetliyiz ve laborantız’
Kadınlar olarak sağlık iş kolunun her alanında yer aldıklarını belirten sağlık çalışanı, “Ancak görünür olmak eril zihniyette o kadar da kolay değil ne yazık ki. Hemşireyiz, doktoruz, hizmetliyiz, laborantız. Her alandayız yani. Sayısal çoğunluğumuz görünür olmayı getirmiyor. önlemler tüm çalışanlar açısında aynı oranda önemli aslında ve sanırım önlemleri en dikkatli uygulayanlar da kadınlar gibi. Tabiî ki bununla ilgili bir istatistik yok” ifadelerini kullandı.
‘Sağlık çalışanları bu süreci en az kayıpla
atlatmak için elinden geleni yapıyor’
Kadın sağlık çalışanlarının uygulanmasını istedikleri taleplerinin olduğunu söyleyen sağlık çalışanı, “Bu bir pandemi ve topyekûn mücadele şart. Tüm sağlık çalışanları bunun farkında ve bu süreci en az kayıpla atlatmak için tüm çalışanlar elinden geleni yapıyor, yapacak da. Ama bu süreçte en azından anne-baba ikisi de sağlık çalışanı olup, ilköğretim çağında çocuğu olanların biri izinli sayma. Gebe ve kronik hastalığı olan, emziren annelerin idari izinli sayılmaları da oldukça önemli. Covid-19 tanısı alan sağlık çalışanları için meslek hastalığı ve ya iş kazası olarak kabul edilmesi, Pandemi İl Kurulu çalışmalarına meslek örgütlerinin de dahil edilmesi, karar alma süreçlerinin sağlıklı olması ve şeffaflığı da beraberine getirecektir” dedi.
Sağlık çalışanı son olarak şunları söyledi: “Bu süreçte performans, koruyucu kıyafet ulaşım v.s.gibi problemleri düşünmeden bu süreçten bedensel ve ruhsal olarak sağlıklı bir şekilde çıkmak istiyoruz. Bu bir evrensel halk sorunudur. Hem topyekûn dayanışmayı hem de topyekûn mücadeleyi gerektirir.” Esra Aydın