Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim Dalı ve Romatoloji Vaka Eğitim Grubu (ROVAG) tarafından romatizmal hastalıklar hakkında bilinç oluşturmak üzere düzenlenen Romatizmalı Adımlar yürüyüşü Gaziantep Burç Ormanında kalabalık bir kitlenin katılımıyla gerçekleşti. Hastalar, hasta yakınları, Gaziantep Üniversitesi Romatoloji hekimleri ve ekibi yürüyüşte bir araya gelerek ortak buluşma noktaları olan romatizma için yürüdüler.
Kronik romatizmal bir hastalık olan Ankilozan Spondilit hakkında farkındalık günü olarak kabul edilen 4 Mayıs Dünya Ankilozan Spondilit Günü’nün hemen ardından düzenlenen yürüyüş, 7 Mayıs Salı günü gerçekleşti. Katılımcıların 8:00’da Gaziantep Üniversitesi Hastanesi Poliklinik binası önünde buluşmasının ardından, Gaziantep Burç Ormanı’nda yapılan yürüyüşte ankilozan spondilit başta olmak üzere tüm romatizmal hastalıklara dikkat çekildi. Yürüyüş, Gaziantep Burç Ormanı’nda herkese açık yapılan kahvaltı organizasyonu ile noktalandı.
Ülkemizde yaklaşık 200 bin ankilozan spondilit hastası olduğunu vurgulayan Gaziantep Üniversitesi Romatoloji Bilim Dalı’ndan Prof. Dr. Ahmet Mesut Onat, bazı ankilozan spondilit hastalarında omurlar arasında kaynaşma görüldüğünü ve omurganın adeta tek kemik halini alabildiğini, hastalığın halk arasında en çok ileri aşamalarında ortaya çıkan “kamburluk” ile tanındığını ifade etti. Günümüzde ankilozan spondilit için tam şifayla iyileşmenin mümkün olmadığını söyleyerek hastalığın bulgularına göre ilaç tedavisi ile şikayetlerin önemli ölçüde gerilediğini, ancak tedavide egzersiz ve uygun postürün sağlanmasının da en az ilaç tedavisi kadar önemli yer tuttuğunu vurguladı.
Gaziantep Üniversitesi Romatoloji hekimlerinden Doç. Dr. Bünyamin Kısacık, şöyle konuştu: “Ankilozan spondilit bugün teşhisini koymakta erken yol almaya çalıştığımız bir hastalıktır. Ankilozan spondilit, bir bel romatizması, omurga romatizması olarak tanımlanabilir. Boyundan omurgaların tamamının tutulduğu, tüm omurgaların ve kalçadaki sakroiliak eklemin etkilendiği iltihabi bir hastalıktır. Hastalar özellikle hareketsiz kaldıklarında sabah ortaya çıkan ağrılardan yakınırlar. Hasta fazla uyuduğu zaman ağrısının çok olduğunu, hareket ettiği zaman rahatladığını söyler. Özellikle genç erkeklerde bu hastalığın teşhisinin erken koyulması çok önemlidir. Türkiye’de ankilozan spondilit tanısı almış hastaların büyük bölümü yıllarca bel fıtığı teşhisiyle gezmiş, çeşitli ağrı kesiciler kullanmış, kimi ameliyat olmuş ancak fayda görememiş hastalardır. Hastalığın birincil tedavisi ilaç olmasına rağmen en az onun kadar önemli olan diğer bir tedavi şekli de doktor tavsiyesi doğrultusunda egzersiz yapmaktır. Araştırmalar yapılan egzersizlerin tutukluğu ve ağrıyı azaltıcı etkisiyle hastalığın ilerlemesini yavaşlattığını ve iyileşmeye yardım ettiğini göstermiştir.”
Ankilozan spondilit nedir? [1]
Ankilozan spondilit (AS), yaklaşık olarak her 200 erişkin bireyden birinde görülen kronik romatizmal bir hastalıktır. AS, erkeklerde kadınlara göre yaklaşık 3 kat daha sık görülmektedir ve erkek, kadın ve çocukları farklı biçimlerde etkiler. Sıklıkla omurga kemiklerini etkilemekle birlikte, özellikle erken yaşlarda başladığında kalça, omuz ve ayak bilek eklemlerini, kasları kemiklere bağlayan tendon ve bağları da etkileyebilmektedir. Seyir sırasında genellikle tek gözde tekrarlayıcı üveit (ağrı, bulanık görme ve kızarıklık ile), aralıklarla tekrarlayan ishallerle kendini gösteren barsak tutulumu ve uzun süre bazı ağırt hastalarda da akciğerler ve kalp hastalıktan etkilenebilir. Ancak AS hemen hemen hiçbir zaman hayatı tehdit eden bir hastalık değildir.Arzu Bulut
Kronik romatizmal bir hastalık olan Ankilozan Spondilit hakkında farkındalık günü olarak kabul edilen 4 Mayıs Dünya Ankilozan Spondilit Günü’nün hemen ardından düzenlenen yürüyüş, 7 Mayıs Salı günü gerçekleşti. Katılımcıların 8:00’da Gaziantep Üniversitesi Hastanesi Poliklinik binası önünde buluşmasının ardından, Gaziantep Burç Ormanı’nda yapılan yürüyüşte ankilozan spondilit başta olmak üzere tüm romatizmal hastalıklara dikkat çekildi. Yürüyüş, Gaziantep Burç Ormanı’nda herkese açık yapılan kahvaltı organizasyonu ile noktalandı.
Ülkemizde yaklaşık 200 bin ankilozan spondilit hastası olduğunu vurgulayan Gaziantep Üniversitesi Romatoloji Bilim Dalı’ndan Prof. Dr. Ahmet Mesut Onat, bazı ankilozan spondilit hastalarında omurlar arasında kaynaşma görüldüğünü ve omurganın adeta tek kemik halini alabildiğini, hastalığın halk arasında en çok ileri aşamalarında ortaya çıkan “kamburluk” ile tanındığını ifade etti. Günümüzde ankilozan spondilit için tam şifayla iyileşmenin mümkün olmadığını söyleyerek hastalığın bulgularına göre ilaç tedavisi ile şikayetlerin önemli ölçüde gerilediğini, ancak tedavide egzersiz ve uygun postürün sağlanmasının da en az ilaç tedavisi kadar önemli yer tuttuğunu vurguladı.
Gaziantep Üniversitesi Romatoloji hekimlerinden Doç. Dr. Bünyamin Kısacık, şöyle konuştu: “Ankilozan spondilit bugün teşhisini koymakta erken yol almaya çalıştığımız bir hastalıktır. Ankilozan spondilit, bir bel romatizması, omurga romatizması olarak tanımlanabilir. Boyundan omurgaların tamamının tutulduğu, tüm omurgaların ve kalçadaki sakroiliak eklemin etkilendiği iltihabi bir hastalıktır. Hastalar özellikle hareketsiz kaldıklarında sabah ortaya çıkan ağrılardan yakınırlar. Hasta fazla uyuduğu zaman ağrısının çok olduğunu, hareket ettiği zaman rahatladığını söyler. Özellikle genç erkeklerde bu hastalığın teşhisinin erken koyulması çok önemlidir. Türkiye’de ankilozan spondilit tanısı almış hastaların büyük bölümü yıllarca bel fıtığı teşhisiyle gezmiş, çeşitli ağrı kesiciler kullanmış, kimi ameliyat olmuş ancak fayda görememiş hastalardır. Hastalığın birincil tedavisi ilaç olmasına rağmen en az onun kadar önemli olan diğer bir tedavi şekli de doktor tavsiyesi doğrultusunda egzersiz yapmaktır. Araştırmalar yapılan egzersizlerin tutukluğu ve ağrıyı azaltıcı etkisiyle hastalığın ilerlemesini yavaşlattığını ve iyileşmeye yardım ettiğini göstermiştir.”
Ankilozan spondilit nedir? [1]
Ankilozan spondilit (AS), yaklaşık olarak her 200 erişkin bireyden birinde görülen kronik romatizmal bir hastalıktır. AS, erkeklerde kadınlara göre yaklaşık 3 kat daha sık görülmektedir ve erkek, kadın ve çocukları farklı biçimlerde etkiler. Sıklıkla omurga kemiklerini etkilemekle birlikte, özellikle erken yaşlarda başladığında kalça, omuz ve ayak bilek eklemlerini, kasları kemiklere bağlayan tendon ve bağları da etkileyebilmektedir. Seyir sırasında genellikle tek gözde tekrarlayıcı üveit (ağrı, bulanık görme ve kızarıklık ile), aralıklarla tekrarlayan ishallerle kendini gösteren barsak tutulumu ve uzun süre bazı ağırt hastalarda da akciğerler ve kalp hastalıktan etkilenebilir. Ancak AS hemen hemen hiçbir zaman hayatı tehdit eden bir hastalık değildir.Arzu Bulut