Hekimler, “Sağlıkta Şiddeti Önleme Günü” olan 17 Nisan’da “Ya Sağlıkta Şiddet Duracak Ya Da Biz Sağlık Sistemini Durduracağız” söyleminin kararlılığıyla iş bırakma ve görev eylemi gerçekleştirecek.
Basın toplantısında konuşan Gaziantep-Kilis Tabip Odası Başkanı Dr. Ramazan Sürücü, bir kez daha sağlıkta şiddetin önlenmesi için Sağlık Bakanlığı’na ve yetkililere çağrıda bulundu. “Ülkemizde şiddet kol geziyor. Yaşamın her anında şiddeti besleyen, neredeyse kutsayan bir iklim var. Ülkeyi ve sağlık sistemini yönetenlerin, duygusal ve kırılgan zemini olup tüketim nesnesi haline getirilen sağlık hizmetindeki şiddete karşı hiçbir ciddi adımı olmadı” şeklinde konuştu.
Sürücü, “Sağlıktaki şiddet eğilimini önce inkâr eden, ardından şiddetin mağduru hekimleri ve sağlık çalışanlarını suçlayan idareciler; olaylar yılda en az bir hekim ya da sağlık çalışanının ölümüne, yüzlercesinin yaralanmasına ve binlercesinin sözlü ya da fiili tacizine dönüşünce şekilsel ve kararlılık içermeyen adımlarla oyalama yoluna gittiler. Sağlık hizmeti sunarken şiddete uğrayan, öldürülen, bıçaklanan, kafasında mermer kırılan, tekmelere maruz kalan, küfür ve hakaret edilen hekimlerin ve sağlık çalışanlarının arkasından timsah gözyaşları döktüler. Oy kaybederiz kaygısıyla her beklentilerinin anında ve talep ettikleri biçimde karşılanmasını isteyenlerin sırtını sıvazladılar. Örneğin gittiği Aile Sağlığı Merkezinde, olmayan hastaya ilaç yazılmasını, saptanmayan hastalığa tedavi uygulanmasını, gerekmeyen raporun verilmesini, istediği her ilacın reçete edilmesini istemekle kalmayıp usulsüz ve etik dışı talebinin karşılanmaması durumunda şiddete başvuran binlerce insan, sıradan bir kavgaya, karşılıklı darba karışmış gibi muamele gördü” dedi.
80 milyon nüfuslu ülkede
120 milyon kişi acil servislere gitti
80 milyon nüfuslu ülkede 120 milyon kişinin acil servislere gittiği tespitinde bulunan Sürücü, “Bu yanlış kurgulanmış bu sitemde kendi hastasının ve yakınlarının beklentileri karşılanmadığı anda acil servisleri savaş alanına çeviren, acil servis içerisinde cinayet işleyebilen, sağlık çalışanlarının yanı sıra sedyede yatan başka hastaların bile ölümüne yol açan bir cinnet ortamı sıradanlaştı. Ne bir Aile Sağlığı Merkezinde ne de herhangi bir hastane ortamında sözel ya da fiili şiddete hiç kimsenin kalkışamayacağı, şiddete sıfır tolerans gösterileceğine dair caydırıcı, sonuç alıcı ve somut adımların atılması artık zorunluluktur” ifadelerini kullandı.
Birinci basamak sağlık sistemi
popülist söylemin kurbanı oldu
Başkan Sürücü, gelişmiş ülkelerde sağlık hizmetinin çok önemli kısmının daha az maliyetle ve nitelikli bir biçimde karşılayan birinci basamak sağlık sisteminin ülkemizde popülist yaklaşımların kurbanı olduğunu dile getirirken, “2018 Yılında kişi başına yapılmış olan ortalama 2030 liralık sağlık harcamasının sadece 88 lirası koruyucu sağlık hizmetleri için yapılmış, 1. basamak sağlık hizmetlerini kuvvetlendirmek adına yatırım yapılmamış, 1. basamak sağlık kurumları değersizleştirilmiştir. Sağlık hizmetinin kışkırtılmış talebe göre değil de bilim ve gereksinimler doğrultusunda yönetilebileceği “sevk zincirinin” adı bile anılmamaktadır” diye konuştu.
Birinci basamakta da şiddet
her geçen gün artıyor
Gaziantep-Kilis Tabip Odası Başkanı Dr. Ramazan Sürücü, konuşmasına şu şekilde devam etti: “Büyük propaganda ile getirilen “Aile Hekimliği“ uygulaması hekimlerin gelirlerinde artış sağlamakla birlikte, hekimlerin iş ve gelir güvencesini ortadan kaldırarak devletin-hükümetlerin birinci basamaktaki sorumluluğu hekimler üzerine yıkma programının ötesine gidemedi. Binasından alt yapısına kadar şiddete de zemin hazırlayabilecek koşulların iyileştirilmesi için adım atılmadı. Sıfır nüfuslu, binasız sanal ASM’lerin açılması ile sistem sürdürülmeye çalışıldı. Birinci basamak ekibinin bir parçası olan sağlık personelini de güvencesiz hatta çoğu zaman taşeron şirketler üzerinden çalışmak zorunda bıraktı. Partilerin dönemsel çıkarlarına, siyasetçilerin günlük popülist yaklaşımlarına kurban edilmemesi, aşılama, takip, kontrol, eğitim ve önleyici tıp uygulamaları ile sağlık tüketimine değil de insanların koruyucu hekimlik esaslı sağlıklı bir yaşam sürmelerine odaklanması gereken 1. basamakta da şiddet ne yazık ki her geçen gün artıyor.” Hüseyin Karataş
Basın toplantısında konuşan Gaziantep-Kilis Tabip Odası Başkanı Dr. Ramazan Sürücü, bir kez daha sağlıkta şiddetin önlenmesi için Sağlık Bakanlığı’na ve yetkililere çağrıda bulundu. “Ülkemizde şiddet kol geziyor. Yaşamın her anında şiddeti besleyen, neredeyse kutsayan bir iklim var. Ülkeyi ve sağlık sistemini yönetenlerin, duygusal ve kırılgan zemini olup tüketim nesnesi haline getirilen sağlık hizmetindeki şiddete karşı hiçbir ciddi adımı olmadı” şeklinde konuştu.
Sürücü, “Sağlıktaki şiddet eğilimini önce inkâr eden, ardından şiddetin mağduru hekimleri ve sağlık çalışanlarını suçlayan idareciler; olaylar yılda en az bir hekim ya da sağlık çalışanının ölümüne, yüzlercesinin yaralanmasına ve binlercesinin sözlü ya da fiili tacizine dönüşünce şekilsel ve kararlılık içermeyen adımlarla oyalama yoluna gittiler. Sağlık hizmeti sunarken şiddete uğrayan, öldürülen, bıçaklanan, kafasında mermer kırılan, tekmelere maruz kalan, küfür ve hakaret edilen hekimlerin ve sağlık çalışanlarının arkasından timsah gözyaşları döktüler. Oy kaybederiz kaygısıyla her beklentilerinin anında ve talep ettikleri biçimde karşılanmasını isteyenlerin sırtını sıvazladılar. Örneğin gittiği Aile Sağlığı Merkezinde, olmayan hastaya ilaç yazılmasını, saptanmayan hastalığa tedavi uygulanmasını, gerekmeyen raporun verilmesini, istediği her ilacın reçete edilmesini istemekle kalmayıp usulsüz ve etik dışı talebinin karşılanmaması durumunda şiddete başvuran binlerce insan, sıradan bir kavgaya, karşılıklı darba karışmış gibi muamele gördü” dedi.
80 milyon nüfuslu ülkede
120 milyon kişi acil servislere gitti
80 milyon nüfuslu ülkede 120 milyon kişinin acil servislere gittiği tespitinde bulunan Sürücü, “Bu yanlış kurgulanmış bu sitemde kendi hastasının ve yakınlarının beklentileri karşılanmadığı anda acil servisleri savaş alanına çeviren, acil servis içerisinde cinayet işleyebilen, sağlık çalışanlarının yanı sıra sedyede yatan başka hastaların bile ölümüne yol açan bir cinnet ortamı sıradanlaştı. Ne bir Aile Sağlığı Merkezinde ne de herhangi bir hastane ortamında sözel ya da fiili şiddete hiç kimsenin kalkışamayacağı, şiddete sıfır tolerans gösterileceğine dair caydırıcı, sonuç alıcı ve somut adımların atılması artık zorunluluktur” ifadelerini kullandı.
Birinci basamak sağlık sistemi
popülist söylemin kurbanı oldu
Başkan Sürücü, gelişmiş ülkelerde sağlık hizmetinin çok önemli kısmının daha az maliyetle ve nitelikli bir biçimde karşılayan birinci basamak sağlık sisteminin ülkemizde popülist yaklaşımların kurbanı olduğunu dile getirirken, “2018 Yılında kişi başına yapılmış olan ortalama 2030 liralık sağlık harcamasının sadece 88 lirası koruyucu sağlık hizmetleri için yapılmış, 1. basamak sağlık hizmetlerini kuvvetlendirmek adına yatırım yapılmamış, 1. basamak sağlık kurumları değersizleştirilmiştir. Sağlık hizmetinin kışkırtılmış talebe göre değil de bilim ve gereksinimler doğrultusunda yönetilebileceği “sevk zincirinin” adı bile anılmamaktadır” diye konuştu.
Birinci basamakta da şiddet
her geçen gün artıyor
Gaziantep-Kilis Tabip Odası Başkanı Dr. Ramazan Sürücü, konuşmasına şu şekilde devam etti: “Büyük propaganda ile getirilen “Aile Hekimliği“ uygulaması hekimlerin gelirlerinde artış sağlamakla birlikte, hekimlerin iş ve gelir güvencesini ortadan kaldırarak devletin-hükümetlerin birinci basamaktaki sorumluluğu hekimler üzerine yıkma programının ötesine gidemedi. Binasından alt yapısına kadar şiddete de zemin hazırlayabilecek koşulların iyileştirilmesi için adım atılmadı. Sıfır nüfuslu, binasız sanal ASM’lerin açılması ile sistem sürdürülmeye çalışıldı. Birinci basamak ekibinin bir parçası olan sağlık personelini de güvencesiz hatta çoğu zaman taşeron şirketler üzerinden çalışmak zorunda bıraktı. Partilerin dönemsel çıkarlarına, siyasetçilerin günlük popülist yaklaşımlarına kurban edilmemesi, aşılama, takip, kontrol, eğitim ve önleyici tıp uygulamaları ile sağlık tüketimine değil de insanların koruyucu hekimlik esaslı sağlıklı bir yaşam sürmelerine odaklanması gereken 1. basamakta da şiddet ne yazık ki her geçen gün artıyor.” Hüseyin Karataş