Panama Danışmanlık Proje Direktörü Serap Çelik, sağlık turizminin ülke ekonomisi açısından önemli bir yer tuttuğunu ve sağlık turizmine dair bilinç düzeyinin arttırılması ile birlikte tamamlayıcı teşvik unsurlarının devreye alınması gerektiğini söyledi. “Sağlanacak ilave destek ve yatırımlar ile sektörün 2023 hedefi olan yıllık 2 milyon hasta sayısına ulaşması ve geçmesi başarılması zor olmayan bir hedef olarak karşımızda duruyor” dedi.
Covid-19 Pandemisi’nin olumsuz etkilediği sektörlerin başında turizm ve seyahatin geldiğini belirten Çelik, “Dünya Turizm Örgütü UNWTO’nun Mart ayı öngörüsüne göre bu etki: 290 ile 440 milyon arasında turist varışına olumsuz yansıyacak; turist rakamlarında 5 ile 7 yıl geriye gidilecek; 300 ile 450 milyar dolar turizm geliri kaybolacak ve 1.5 trilyon dolarlık turizm ihracat geliri 3’te 1 oranında azalacak. Yine aynı örgütün Türkiye’ye yönelik öngörüsü ise yüzde 34’lük bir gerileme ve 18 milyon turist azalışı olarak tahmin ediliyor” diye konuştu.
Turist sayısı geçtiğimiz yılların çok gerisinde kalacak
Turizm sektörünün içerisinde seyahat konaklama gıda istihdam gibi birçok farklı sektörü ve ekonomik unsuru barındırdığı tespitini yapan Çelik, “Covid-19 sonrasında turizm sektörünün aldığı ağır darbe, içerisinde bulunan tüm sektörleri etkilerdi. Ülkemizde 1 Haziran itibariyle başlayan normalleşme ile birlikte turizm sektörü de kendi normalleşme sürecini başlatmıştır. Tüm olumsuzluklara rağmen iyimser gelişmeler olmakla birlikte bu noktada sektörün tüm paydaşları kabul etmelidir ki ağırlanan turist sayısı geçtiğimiz yılların çok gerisinde kalacak. Bu tabloyu hem turizmciler hem de ihracat boyutunda ele aldığımızda kaybın büyüklüğü daha da net anlaşılmaktadır. Bu tablonun en az kayıpla atlatılması ve sektörel canlanmanın sağlanabilmesi için en önemli alternatifin sağlık turizmi olduğu tüm otoritelerce kabul edilmekte” ifadelerini kullandı.
Çelik, “Tedavi ve tatil amaçlı şehirlerarası veya ülkelerarası yapılan seyahatler olarak ifade edilen sağlık turizmi, dünya ülkeleri açısından oldukça önemli bir gelir elde etme aracı haline gelmeye başladı. Dünyada, kendi ülkesi dışındaki bir başka ülkeyi sağlık amaçlı ziyaret eden kişi sayısında her geçen gün artış kaydedilmektedir. Sağlık Turizminin koordinasyonu amacıyla Sağlık Bakanlığı bünyesinde bir sağlık Turizmi Daire Başkanlığı kurulmuştur. Bu başkanlık tarafından Sağlık Turizminde ‘Türkiye Vizyonu’ başlığıyla stratejik planlama yapılmış ve uygulamaya alınmıştır. Kamu nezdinde büyük yatırımlar ile desteklenen bu sektörde her bir hastane klasik tabirle ‘Bacasız fabrikaya’ dönüştü” değerlendirmesinde bulundu.
Destekler, yeteri kadar bilinmemekte ve kullanılmamakta
Sağlık turizminin tüm bileşenleri ile birlikte Türkiye’nin düşük katma değerli ekonomik modelden yüksek katma değerli modele geçmesinde önemli bir rol üstleneceğine dikkat çeken Çelik, konuşmasına şöyle devam etti: “Çünkü sağlık sektörü katma değeri yüksek bilgi ve tecrübe temelli ekonomik çıktı üreten bir sektördür. Türkiye, sağlık turizmini 10. Kalkınma planına eklemiş her açıdan sağlık sektörünü stratejik sektör ilan etmiştir. Son yıllarda sağlık yatırımlarında önemli mesafeler alınmış yatak kapasiteleri arttırılmıştır. Bu yatırımlar vatandaşlarımızın kaliteli sağlık hizmet almasının yanı sıra sağlık turizmi açısından da hayati önem taşımaktadır. Bizim asıl değinmek istediğimiz nokta ise sağlık turizmine yönelik devlet destekleridir. Sağlık sektörünün de içerisinde yer aldığı hizmet sektörleri uzun zamandır alternatif ihracat olarak değerlendirilmekte ve devlet tarafından ihracatçılara sağlanan desteklerden yararlanmaktadır. Bu destekler sektör temsilcileri tarafından yeteri kadar bilinmemekte ve kullanılmamakta” diye açıklama yaptı.
Destek oranları, yüzde 40 ile yüzde 70 arasında değişiyor
Panama Danışmanlık Proje Direktörü Serap Çelik, konuşmasını şu cümlelerle sürdürdü: “Başlıklar halinde değerlendirmek gerekirse döviz kazandırıcı hizmet olarak değerlendirilen sağlık turizmine yönelik aşağıdaki destekler sağlanmaktadır; Tescil ve korunma desteği, rapor ve yurtdışı şirket alımına yönelik danışmanlık desteği, belgelendirme desteği, reklam, tanıtım ve pazarlama desteği, yurtdışı birim desteği, danışmanlık desteği, acenta komisyon desteği, tercümanlık hizmetlerinin desteklenmesi, hasta yol desteği, münhasıran yurtdışına yönelik olarak yurtiçinde gerçekleştirilen tanıtım ve eğitim faaliyetleri. Bu faaliyetlere yönelik destek oranları hedef ülkeye ve harcama kalemine göre değişmekle birlikte yüzde 40 ile yüzde 70 bandında değişiyor. Destek başvuruları diğer ihracat desteklerinde olduğu gibi ilgili bölgedeki ihracatçı birliklerine yapılıyor. Bu sektöre sağlanan destekler hizmet sektörü başlığında genel olarak ele alınmakta. Bu noktada sağlık turizmine dair bilinç düzeyinin arttırılması ile birlikte tamamlayıcı teşvik unsurlarının devreye alınması gerekmektedir. Bakanlık eliyle sağlanan desteklere yönelik yürütülecek bir bilgilendirme çalışması ile tarafların bu desteklerden aktif olarak yararlanması sağlanmalı. Sektörde faaliyet göstermesine rağmen birçok firma teşvik kapsamında olduğunu bilmediği için yeni hasta kazanımına yönelik yurt içi ve yurt dışında tanıtım çalışmaları yapmamaktadır. Hizmet kalitemizi anlatma imkanı sağlayan tanıtım çalışmaları hedef ülkelerden hasta getirilmesine önemli katkı sunacak.”
“Kamu tarafı bu aşamada sağlanan destekleri genişletmeli ve sürecin koordinasyonunu sektör temsilcileri ile birlikte ele almalı” diyen Çelik, “Bu sektöre sağlanan desteklerin artması ile covid-19’da en büyük zararı gören uluslararası yolcu taşımacılığı ve konaklama sektörleri de canlanacak. Özellikle seyahat esnasında hasta konforunun sağlanması tercih edilebilirliği oldukça yükseltmektedir. Hastanın yurtdışından ülkemize, ülkemizden tedavi göreceği hastaneye yolculuğu için sağlanacak ilave destek ve yatırımlar ile sektörün 2023 hedefi olan yıllık 2 milyon hasta sayısına ulaşması ve geçmesi başarılması zor olmayan bir hedef olarak karşımızda durmakta” değerlendirmesini yaptı. Hüseyin Karataş