Et ve süt üreticileri, devlet desteği olmaksızın AB ülkeleriyle rekabet etmenin ütopya olduğunu şu anda
AB ülkeleriyle rekabet etmek mümkün değil
Giderek kan kaybeden hayvancılık sektörünün devlet tarafından desteklenmesi gerektiğini, Türkiye’nin Avrupa ülkeleri arasında en az devlet desteği alan ülke olduğunu söyleyen Et Süt Üreticileri Derneği Başkanı Mevlüt Polat, “AB ülkeleri, tarım ve hayvancılık sektörüne yüzde 40 civarında destek verirken, ülkemizde bu destek yüzde 2-3’te kalıyor. O da yerine ulaşmıyor. Bu şartlarda bizim üreticilerimizin AB ülkeleriyle rekabet edebilmesi mümkün değil” dedi.
Tarım ve hayvancılık sektörünün sorunları görmezden geliniyor
Hükümetin tarım ve hayvancılık konusunda olumlu bir politikası olmadığı gibi sektörün sorunlarını da görmezden geldiğini söyleyen Polat, ‘'Hükümet tarım ve hayvancılıkla ilgilenmiyor. Bir iki tatlı sözle geçiştiriyor. O da sözde kalıyor. Hükümet, toplum sağlığı için olmazsa olmaz olan hayvancılık sektörünün canlanması için ciddi politikalar oluşturmak zorunda. Hükümet tarım sektörünün önemini ve içinde bulunduğu sorunu boyutunu iyi hesap etmeli. Bunun için de ilk iş olarak ilgili sivil toplum örgütleri ve üniversitelerle işbirliği yapmalı, tarım ve hayvancılık şurası düzenlemeli” diye konuştu.
Tarım ve hayvancılığın gelişmesi sanayinin gelişimini de artırır
Tarım ve hayvancılık sektörünün gelişmesinin ülkenin topyekun kalkınmasına katkı sunacağı gibi sanayiye ucuz girdi sağlama konusunda da önemli bir sektör olduğunu hatırlatan Polat, “Tarım ve hayvancılığın gelişmediği ülkelerde ekonominin de düzelmesi mümkün değildir. Hükümet bunun bilincin de olmalı. Tarım ve hayvancılık sektörünün gelişmesi ithalatı önemli oranda önleyeceği gibi sanayici ve işadamlarına önemli oranda ucuz girdi sağlayacaktır. Şu anda ithalatın önemli bir kısmını hammadde oluşturuyor. Tarım sektörünün canlanması bu hammaddelerin çoğunun yurt içinden sağlanmasını gündeme getirecek, artı ihraç ürünleri elde edilebilecektir” şeklinde açıklama yaptı.
200 Milyon dolarlık ihracat 1 milyon dolara düştü
Mevcut şartlarda devlet desteğinin zorunlu olduğunu çünkü tarım ve hayvancılığın bitme noktasına geldiğini hatırlatan Polat, “1989’da 200 milyon dolar olan canlı hayvan ihracatı bugün 1 milyon dolara düştü” dedi.
En kötü dönem körfez krizinin yaşandığı 1992 idi. O zaman bile ihracatımız 170 milyon dolardı. Ancak bugün yazık ki sadece 1 milyon dolar. Bu gidişle bu rakamın daha da azalacağını düşünüyoruz. Üretimde düşüş girdilerde yükseliş var. Türkiye, halkına dünyanın en pahalı etini satıyor'’ dedi.
Gaziantep’te mandıralar kurulmalı
Türkiye genelinde olduğu gibi ilimizde de canlı hayvan üretim ve ticaretinin bitme noktasına geldiğini, son yıllarda üreticinin süt üretimi konusunda özendirildiğini, ancak üreticinin sütünü satacağı pazarın yaratılmadığını söyleyen Polat, “Yem fiyatları çok pahalı. Bir kilogram arpa 270 bin, fenni yem 400 bin, saman ise 300 bin lira. Bu şartlarda nasıl üretim yapılabilir? En azından devlet, desteği yem olarak ödenmeli ve hayvancılık sektörünün gelişmesine katkı sunmalı. İlimizde tüm bu zor şartlara rağmen süt üretimine özendirilen vatandaşlar sütçülük yapıyor. Süt üretimini karınca kararınca gerçekleştiriyor. Ancak süt üretimi olsa da pazarı yok. Gaziantep'te süt üretiminin devam edebilmesi için devlet destekli mandıralar kurulmalı. Çiftçi ürettiği sütü verecek pazar bulamıyor” dedi.
Polat, son yıllarda can çekişen tarım ve hayvancılık sektörünün sorunlarına teşhis konulup çözüm aranmaması durumunda tamamen yok olacağını söyledi.