Büro Emekçileri Sendikası Gaziantep Şube Başkanı Ahmet Özdoğan, Koronavirüs salgının hızla yayıldığını ve hayatını kaybedenlerin sayısının arttığına dikkat çekerken, “Salgın başladığından bugüne kadar yaşadıklarımız göstermektedir ki; alınmayan ve geciktirilen tedbir kararlarıyla salgından en çok emekçiler etkilenmektedir” diye konuştu.
Özdoğan, “Zira bir tarafta korunaklı mekanlarda, geçim derdi olmadan kendini korumaya alabilenler, diğer tarafta her gün dışarıya çıkan, toplu taşıma araçları kullanan, sağlık hakkından mahrum, kalabalık işyerlerinde yaşamını kaybetme riskine rağmen çalışmak zorunda olan milyonlarca emekçi var. Dolayısıyla vaka sayısı daha fazla artmadan ve ölümler yaşanmadan; vaka tespit edilen işyerlerinde bütün çalışanlara Covid-19 testinin uygulanmasını, işyerlerinde koruyucu sağlık önlemlerinin alınmasını ve zorunlu olmayan hizmetlerin durdurulmasını istiyoruz” dedi.
Ekonomik pakette,
sermayenin korunması esas alındı
Özdoğan, “Ülkemizde de ilk korona vakasının açıklandığı 11 Mart 2020 tarihinden bugüne kadar salgınla mücadele ve alınacak önlemler konusunda, hükümet halk sağlığını koruyacak geniş tedbirler almak yerine anlık gelişmelere, artan vaka sayısına göre parça parça günübirlik çoğu göstermelik kararlarla durumu idare etmektedir. Hükümet açıkladığı ekonomik programla da salgın karşısında emekçileri değil sermayenin korunmasını esas almıştır” şeklinde konuştu.
Emekçiler, hiçbir koruma
olmaksızın çalışmaya zorlanıyor
Bilim insanlarının ve sağlık örgütlerinin bu salgınla başa çıkmanın başta gelen unsurunun “İzolasyon ve fiziki mesafenin korunması” olduğunu her gün söylediklerini dile getiren Başkan Özdoğan “Bizler, salgınla etkin mücadele yöntemlerinin kullanılmasını, zorunlu hizmetler dışında üretimin ve kamu hizmetlerinin durdurulmasını, işten atmaların yasaklanmasını, ücretli izin uygulanmasını, evde kalabilmek için temel ihtiyaçların karşılanmasını talep ederken, sermaye ise kârlarının aksamaması için üretimin ve hizmetlerin devam etmesini istiyor. İşçiler, emekçiler, kamu emekçileri işe gidiş gelişlerde, iş yerlerinde, yemekhanelerde virüs karşısında hiçbir koruma olmaksızın çalışmaya zorlanıyor büyük risk altında bırakılıyor. Diğer taraftan en yetkili ağızlardan, magazin dünyasından, evde kaldığında işsiz ve aç kalacak milyonlarca emekçiye “evde kal” çağrısı yapılıyor” diye açıklama yaptı.
Salgının yayılma hızı karşısında
alınan tedbirler hem yetersiz kaldı
“Büro emekçileri olarak biz de bu yaklaşımın sonuçlarını işyerlerimizde yakıcı olarak yaşıyoruz” diyen Başkan Özdoğan, “Hükümetin kamu kurumlarına yönelik açıkladığı tedbirler söylemde çok parlak görünse de uygulamada sorunlar yaşanmaya devam ediyor. İlk günden beri gerek kurum yetkilileri ile görüşerek gerekse yazışmalarla ısrarla uyarmamıza rağmen, salgının yayılma hızı karşısında işyerlerinde alınan tedbirler hem yetersiz olmuştur, hem de çoğu önlem için çok geç kalınmıştır. İdari izin ve dönüşümlü çalışma genelgesinin uygulanması dahi günler almıştır. Bugün itibarıyla salgının geldiği boyut nedeniyle dönüşümlü çalışma tedbiri artık geçerliliğini kaybetmiştir” dedi.
Kısmi tedbirlerle virüsün yayılmasının
durdurulması artık mümkün değil
Büro Emekçileri Sendikası Gaziantep Şube Başkanı Ahmet Özdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “İşkolumuzda bulunan kurumlarda yurttaşların geliş- gidişleri azalmışsa da başta adliye, SGK, nüfus müdürlükleri, İŞKUR ve vergi daireleri olmak üzere birçok kurumda müracaatlar devam etmekte, her gün posta yoluyla gelen çuvallar dolusu evrak taramaları yapılarak sisteme girilmekte, ilgili birimlere dağıtılmakta ve işlem görmektedir. Veznelerde para tahsilatı devam etmektedir. İşyerlerinde düzenli temizlik dahi yapılmamaktadır. Özellikle büyükşehirlerde hizmet binalarının büyüklüğü, vergi dairelerinin kompleks biçiminde bir arada bulunması gibi faktörler göz önünde bulundurulduğunda, hizmet üretimi durmadığı sürece alınan kısmi tedbirlerle virüsün yayılmasının durdurulması artık mümkün değildir.”
İŞKUR’da çalışanların
iş yükü arttı
Kısa çalışma ödeneği uygulaması ile İŞKUR’da çalışanların iş yükünün arttığını açıklayan Özdoğan, “Hizmet binalarına giderek form doldurma işlemleri halen yoğun olarak yapılmaktadır. Bu durum hem İŞKUR emekçilerini hem de başvuran binlerce yurttaşımızı virüsle karşı karşıya bırakmaktadır. İş yükünün artması nedeniyle bazı il müdürlüklerinde hafta sonu dahi mesai yaptırılmaktadır. Bugün işsiz kalan binlerce işçi ve işyerlerini kapatmak zorunda kalan işletme sahipleri İŞKUR’a başvurarak çare aramaktadırlar. İşten atmalar yasaklanmadığı, kriz süresince işçilere ücretli izin uygulanmadığı, işsiz kalan emekçiler doğrudan desteklenmediği, işçileri koruyan ekonomik tedbirler alınmadığı için emekçiler gidip kurum önlerinde beklemeye, bu salgın ortamında bürokratik işlemlerle uğraşmaya mecbur bırakılmaktadır. Hükümet almadığı bu tedbirleri İŞKUR çalışanlarının üzerine yıkmaktadır” değerlendirmesinde bulundu. Hüseyin Karataş
Özdoğan, “Zira bir tarafta korunaklı mekanlarda, geçim derdi olmadan kendini korumaya alabilenler, diğer tarafta her gün dışarıya çıkan, toplu taşıma araçları kullanan, sağlık hakkından mahrum, kalabalık işyerlerinde yaşamını kaybetme riskine rağmen çalışmak zorunda olan milyonlarca emekçi var. Dolayısıyla vaka sayısı daha fazla artmadan ve ölümler yaşanmadan; vaka tespit edilen işyerlerinde bütün çalışanlara Covid-19 testinin uygulanmasını, işyerlerinde koruyucu sağlık önlemlerinin alınmasını ve zorunlu olmayan hizmetlerin durdurulmasını istiyoruz” dedi.
Ekonomik pakette,
sermayenin korunması esas alındı
Özdoğan, “Ülkemizde de ilk korona vakasının açıklandığı 11 Mart 2020 tarihinden bugüne kadar salgınla mücadele ve alınacak önlemler konusunda, hükümet halk sağlığını koruyacak geniş tedbirler almak yerine anlık gelişmelere, artan vaka sayısına göre parça parça günübirlik çoğu göstermelik kararlarla durumu idare etmektedir. Hükümet açıkladığı ekonomik programla da salgın karşısında emekçileri değil sermayenin korunmasını esas almıştır” şeklinde konuştu.
Emekçiler, hiçbir koruma
olmaksızın çalışmaya zorlanıyor
Bilim insanlarının ve sağlık örgütlerinin bu salgınla başa çıkmanın başta gelen unsurunun “İzolasyon ve fiziki mesafenin korunması” olduğunu her gün söylediklerini dile getiren Başkan Özdoğan “Bizler, salgınla etkin mücadele yöntemlerinin kullanılmasını, zorunlu hizmetler dışında üretimin ve kamu hizmetlerinin durdurulmasını, işten atmaların yasaklanmasını, ücretli izin uygulanmasını, evde kalabilmek için temel ihtiyaçların karşılanmasını talep ederken, sermaye ise kârlarının aksamaması için üretimin ve hizmetlerin devam etmesini istiyor. İşçiler, emekçiler, kamu emekçileri işe gidiş gelişlerde, iş yerlerinde, yemekhanelerde virüs karşısında hiçbir koruma olmaksızın çalışmaya zorlanıyor büyük risk altında bırakılıyor. Diğer taraftan en yetkili ağızlardan, magazin dünyasından, evde kaldığında işsiz ve aç kalacak milyonlarca emekçiye “evde kal” çağrısı yapılıyor” diye açıklama yaptı.
Salgının yayılma hızı karşısında
alınan tedbirler hem yetersiz kaldı
“Büro emekçileri olarak biz de bu yaklaşımın sonuçlarını işyerlerimizde yakıcı olarak yaşıyoruz” diyen Başkan Özdoğan, “Hükümetin kamu kurumlarına yönelik açıkladığı tedbirler söylemde çok parlak görünse de uygulamada sorunlar yaşanmaya devam ediyor. İlk günden beri gerek kurum yetkilileri ile görüşerek gerekse yazışmalarla ısrarla uyarmamıza rağmen, salgının yayılma hızı karşısında işyerlerinde alınan tedbirler hem yetersiz olmuştur, hem de çoğu önlem için çok geç kalınmıştır. İdari izin ve dönüşümlü çalışma genelgesinin uygulanması dahi günler almıştır. Bugün itibarıyla salgının geldiği boyut nedeniyle dönüşümlü çalışma tedbiri artık geçerliliğini kaybetmiştir” dedi.
Kısmi tedbirlerle virüsün yayılmasının
durdurulması artık mümkün değil
Büro Emekçileri Sendikası Gaziantep Şube Başkanı Ahmet Özdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “İşkolumuzda bulunan kurumlarda yurttaşların geliş- gidişleri azalmışsa da başta adliye, SGK, nüfus müdürlükleri, İŞKUR ve vergi daireleri olmak üzere birçok kurumda müracaatlar devam etmekte, her gün posta yoluyla gelen çuvallar dolusu evrak taramaları yapılarak sisteme girilmekte, ilgili birimlere dağıtılmakta ve işlem görmektedir. Veznelerde para tahsilatı devam etmektedir. İşyerlerinde düzenli temizlik dahi yapılmamaktadır. Özellikle büyükşehirlerde hizmet binalarının büyüklüğü, vergi dairelerinin kompleks biçiminde bir arada bulunması gibi faktörler göz önünde bulundurulduğunda, hizmet üretimi durmadığı sürece alınan kısmi tedbirlerle virüsün yayılmasının durdurulması artık mümkün değildir.”
İŞKUR’da çalışanların
iş yükü arttı
Kısa çalışma ödeneği uygulaması ile İŞKUR’da çalışanların iş yükünün arttığını açıklayan Özdoğan, “Hizmet binalarına giderek form doldurma işlemleri halen yoğun olarak yapılmaktadır. Bu durum hem İŞKUR emekçilerini hem de başvuran binlerce yurttaşımızı virüsle karşı karşıya bırakmaktadır. İş yükünün artması nedeniyle bazı il müdürlüklerinde hafta sonu dahi mesai yaptırılmaktadır. Bugün işsiz kalan binlerce işçi ve işyerlerini kapatmak zorunda kalan işletme sahipleri İŞKUR’a başvurarak çare aramaktadırlar. İşten atmalar yasaklanmadığı, kriz süresince işçilere ücretli izin uygulanmadığı, işsiz kalan emekçiler doğrudan desteklenmediği, işçileri koruyan ekonomik tedbirler alınmadığı için emekçiler gidip kurum önlerinde beklemeye, bu salgın ortamında bürokratik işlemlerle uğraşmaya mecbur bırakılmaktadır. Hükümet almadığı bu tedbirleri İŞKUR çalışanlarının üzerine yıkmaktadır” değerlendirmesinde bulundu. Hüseyin Karataş