Doların artması sanayiciyi, küçük esnafı, hammadde tedarikçisini, firmaları tedirgin ediyor. Dövizdeki ufak bir kıpırdanma maliyetlerin yükselmesine neden oluyor. Yükselen maliyet ürün fiyatlarına yansıyor. Zaten alım gücü düşen vatandaş, fiyatları görünce almaktan vazgeçiyor. Esnafın satışları düşüyor. Doların sabit kalmasını sağlayacak ekonomik adımların bir an önce atılmasını isteyen esnaf, yarınını görememekten şikayetçi.
Küçük esnaf, eziliyor, yavaş yavaş eriyor
Doların artmasının piyasaları tedirgin ettiğini ve satışları düşürdüğü tespitini yapan Uğur Azak, “İnsanlar rahat şekilde alışveriş yapamıyoruz. Çünkü dövizin yükselmesiyle ürünler daha da pahalanıyor. Zincir ve büyük marketlerle rekabet edemiyoruz. Küçük esnaf, eziliyor, yavaş yavaş eriyor. KOSGEB aracığıyla hibe ya da bir yıl sonra uzun vadeli ödemeli faizsiz 50 bin lira can suyu kredisi verilmeli. Gelecek karanlık görünüyor. Piyasalar kilitlendi, geçmişte olduğu gibi yeniden siftahsız dükkan kapatmalar başladı” dedi.
Tüm dünyada kriz veya enflasyon var deyip sıyrılamazlar
Satışların kötü olduğunu dile getiren Halil Çetin, ülkede ki gerçek enflasyonun yüzde 400 olduğunun altını çizdi. “Her şeyin fiyatı 4 katı yükseldi. Örneğin; litresi 7,5 lira olan mazotun litresi 30 liraya dayandıysa kimse enflasyonun yüzde 70 olduğunu söyleyemez. Dünyada bir kriz var ama enflasyon en fazla yüzde 10-20 arasında iken ülkemizde yüzde 400. Bu işin içinden ‘Tüm dünyada kriz veya enflasyon var’ deyip sıyrılamazlar. Bize yazık değil mi?” serzenişinde bulundu.
Bunlar Allah’tan korkmuyorlar mı?
Çetin, “Bize neden arabaya binmeyi ‘Haram’ ediyorlar. Toplu taşıma sistemleri iyi olsa kullanırız, ama bindiğine-bineceğine pişman oluyorsun. O yüzden mecburen arabana binmeye çalışıyorsun, lakin bir aracın deposunu 2 bin liraya dolduruyorsun. Birisi asgari ücretin 4 bin 253 lira olduğunu hatırlatsın. Asgari ücretin 4 bin 253 liraya dolduğu bir ülkede bir depo yakıt 2 bin liraya dolar mı? Bunlar Allah’tan korkmuyorlar mı? Önümüzdeki ay Kurban Bayramı ve bir kurbanın fiyatı 5 bin lira. Bunu da elimizden aldılar, kurbanda kesemeyeceğiz” dedi.
Yarı aç, yarı tok yaşamaya devam edeceğiz
“20 yıldan beri esnafım, her yıl giden yılı arıyorum” ifadelerini kullanan Çetin, “Bundan daha kötüsü olamaz diyorum, fakat daha kötüsü ile karşılaşıyoruz. Memuru, emekliyi ve asgari ücretliyi konuşuyorlar, ama esnaf akıllarına bile gelmiyor. Bir defa olsun esnafın hali nedir diye sordular mı? Dolar 20 lirayı görecek ve yükseldiğinde A’dan Z’ye tüm ürünlere zam geliyor. Dolayısıyla ürünler zamlanınca ürün alamıyoruz. Evimizi, arabamızı veya tarlamızı satıp sermaye yapıyoruz, bankadan kredi çekiyoruz. Bu şekilde ayakta kalma mücadelesi veriyoruz. Yarı aç, yarı tok yaşamaya devam edeceğiz” şeklinde konuşma yaptı.
Tüm esnafın bankaya kredi borcu var
15 yıldan beri esnaflık yaptığını anlatan Mustafa Karayazgan, işlerin çok kötü olduğunu öz sermaye ile ayakta durabildiklerini vurguladı. “Satış yok, iş kötü sermayeyi eritiyoruz. Döviz nedeniyle bugün sattığımızı yarın alamıyoruz. Dolar 11,5 liraya kadar düşmüştü, ancak 20 lirayı görecek. Zaten rekabet edecek durumumuz yok. Dövizin artması her şeyin zamlanması anlamına geliyor ve ürünlerde pahalandıkça satışlarımız düşüyor. Öz sermaye ile ayakta duruyoruz, lakin tüm esnafın bankaya kredi borcu var” ifadelerine yer verdi. Adem Kesenek
