ANASAYFA arrow right Güncel

Soframızdan ekmeğimiz çalınırken ağır vergilerle yoksullaştırılıyoruz

Soframızdan ekmeğimiz çalınırken ağır vergilerle yoksullaştırılıyoruz
YAYINLAMA: 02 Ekim 2024 / 18.19
GÜNCELLEME: 02 Ekim 2024 / 18.19

‘’Uluslararası ve yerli sermayenin talepleri doğrultusunda, toplumun ortak kazanımı ve ülkenin kalkınmasında mihenk taşı görevi yapan kuruluşlar çerez fiyatına elden çıkarıldı”

Şube Başkanı İsmet Karatay, ‘’TÜİK’in uzun yıllardır piyasa gerçekliğinden uzak, iktidarın düşük ücret politikalarıyla uyumlu enflasyon verileriyle alın terimizin hakkı olan ekmeğimiz soframızdan çalınıyor, bir yandan da temel insan hakları içinde yer alan ve ücretsiz olarak verilmesi gereken sağlık hakkı, eğitim hakkı ve nitelikli kamusal hizmetler ulaşılamaz hale getirilerek, ağır vergilerle de kronik olarak yoksullaştırılıyoruz’’ tespitini yaptı.

Büro Emekçileri Emekçileri Sendikası Gaziantep Şubesi, TÜİK kurum başkanı, başkan yardımcıları ve diğer sorumluları, görevlerini eksiksiz yerine getirmeye davet davet etti.

Hukuki yollardan haklarımızı aramaya devam edeceğiz

2022’den beri açıklanmayan gıda fiyatları verilerini düzenli bir şekilde kamuoyunla paylaşmaya ve piyasada oluşan gerçek veriler üzerinden enflasyon oranlarını açıklamaları gerektiğini yetkililere hatırlatan Karatay, ‘’İktidarla birlikte bizleri yoksullaştırmak üzere veri paylaşmamalarını sürekli teşhir edeceğimizi ve kanunun kendilerine yüklemiş olduğu görevleri kötüye kullandıkları gerekçesiyle haklarında suç duyurusunda bulunmaya devam edeceğimizi ve yine görevlerini kötüye kullandıklarından dolayı haklarında dava açarak, hukuki yollardan da haklarımızı aramaya devam edeceğimizi beyan ediyoruz’’ dedi.

Bizden toplanan vergiler teşvik adı altında para babalarına aktarıldı

‘Biz emekçiler, yoksul halk kesimleri itiraz etmedikçe, hakkımız olanı istemedikçe daha fazla yoksullaşmaya devam edeceğiz’ diyen Karatay, ‘’Uluslararası ve yerli sermayenin talepleri doğrultusunda, toplumun ortak kazanımı ve ülkenin kalkınmasında mihenk taşı görevi yapan kuruluşlar çerez fiyatına elden çıkarılarak, bahsi geçen sermaye gruplarına servet olarak aktarıldı. Bu yetmezmiş gibi bizlerden toplanan vergiler teşvik adı altında para babalarına aktarıldığı gibi; ülkemizde yaşanacak deprem riskine karşı kentlerimizin imarı için topladığımız deprem vergilerini bile yasaya aykırı bir biçimde yola, köprüye, havalimanına harcamaktan geri durmadı’’ açıklamasını yaptı.

Karatay, ‘’Bu iktidar iş başına gelme koşullarını hazırlayan 2001 krizi ortamında; yani bugünkü iktidarın eski Türkiye denilen dönemde ortalama bir kamu emekçisi, asgari ücretin 2,92 katı ücret alırken bugün ancak 2,01 katını alabiliyor. Aynı dönemde ortalama bir kamu emeklisi asgari ücretin 2,67 katı maaş alırken bugün ağırlıkla asgari ücret ve asgari ücretin altında ancak maaş alabiliyor. İktidarın dilinden düşürmediği o eski Türkiye’de asgari ücret alan bir emekçi, aldığı ücretle 12 çeyrek altın alabilmekteydi. Diğer bir deyişle bu iktidarın sürekli kötülediği eski Türkiye’de ortalama bir kamu emekçisi aldığı maaşla 24 çeyrek altın, kamudan emekli olan bir emekçi aldığı maaşla 20 çeyrek altın alabiliyorken, 2024 Ağustos’ta ise bir kamu emekçisi aldığı maaşla 8,85 çeyrek altın, kamudan emekli olan bir emekçi aldığı maaşla 3,81 çeyrek altın alabiliyorken, asgari ücret alan bir emekçi ancak 3,68 çeyrek altın alabilmektedir. 2003 yılında en düşük emekli maaşı asgari ücretin yüzde 47 daha fazla iken, bugün ise 12 bin 500 TL olan en düşük emekli maaşı asgari ücretin yüzde 36’sı bile değil’’ hatırlatmasını yaptı.

TÜİK görevini yerine getirseydi yoksulluğu bu kadar derin yaşamayacaktık

TÜİK sayesinde iki yakalarının bir araya gelmediğini kaydeden Büro Emekçileri Sendikası Gaziantep Şube Başkanı İsmet Karatay, konuşmasını şöyle sürdürdü: ‘’İktidar bir taraftan yapıp uygulamaya koyduğu bütçelerde bizlere daha az kaynak ayırırken, diğer taraftan bizlerin düşük gelirler elde etmemizde bir aparat olarak kullandığı TÜİK’e piyasa gerçekliğinden uzak enflasyon oranları açıklatarak, düşük ücret politikasını hayata geçirdi ve bizler sürekli bir şekilde yoksullaştık. Bizler biliyoruz ki, TÜİK yönetimi kanunun kendisine verdiği yetki ve sorumluluk çerçevesinde görevini yerine getirseydi, içinde bulunduğumuz yoksulluğu bu kadar derin yaşamayacaktık.’’

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *