Aydın, yeraltı suyunun keşfedilmesinin, korunmasının ve sürdürülebilir şekilde kullanılmasının artan nüfusun ihtiyaçlarını karşılamak, sağlıklı yaşamı korumak, kuraklık ve iklim değişikliğine uyum sağlamak için acil olarak odaklanılması gereken bir politika alanı olduğunu kaydetti. “Su ve sanitasyon ile ilgili yatırımların yetersizliği afet dönemlerinde risk yönetimi ve finansman sorunlarına yol açıyor. Yeraltı suyunun tarım ve sanayide elzem oluşu, ekosistem ve iklim değişikliğine uyum sağlamadaki değeri ve sanitasyon için ön koşul olması su kaynaklarımızla ilgili politikaların ciddiyetle oluşturulmasını ve uygulamaların bir an önce hayata geçirilmesini gerektiriyor” açıklamasını yaptı.
Tarımda pestisit kullanımı ve
sulama teknikleri mutlaka izlenmeli
Tarım ve hayvancılık suya bağımlı sektörler olduğunun altını çizen Aydın, “İçme suyu ve sanitasyon amacıyla kullandığımız su ile gıda üretiminde ve endüstriyel proseslerde kullanılan suyun büyük bir bölümü yeraltı suyundan karşılanıyor. Sürdürülebilir kalkınmanın her alanında temiz ve kesintisiz suya ihtiyaç var. Su, toprak ve gıda güvenliği ile su ve gıda güvencesi birbirini etkileyen olgular. Uygulanan yanlış politikalar veya denetim yetersizliği güvenli su ve gıdaya erişimi olumsuz yönde etkiliyor. Tarımda kontrolsüz pestisit ve hatalı gübre kullanımı, bilinçsiz endüstriyel tarım, çevre koruma gerekliliklerine uymayan işletmeler nedeniyle su kaynaklarına zarar veriliyor. Tarımda pestisit kullanımı ve sulama teknikleri mutlaka izlenmeli, yönlendirilmeli ve gereği gibi denetlenmeli” diye konuştu.
Yasal düzenlemeler
uygulamada karşılık bulmalı
Gıda Mühendisleri Odası Gaziantep İl Temsilcisi Onur Aydın, konuşmasını şöyle tamamladı: “Atıkların doğaya salınmaması veya sularda kirliliğin önlenmesi konusunda yapılan yasal düzenlemeler uygulamada da karşılık bulmalı. Tarım ve gıda sektörüne kamucu bakışla yaklaşmak; atık ve gübreleri değerlendirerek su kaynaklarını koruyacak yatırımları kamu eliyle ve bir an evvel yapmak önemli ve vazgeçilmez tedbirler. Çevre, iklim, tarım, gıda, toprak su politikalarında bir an evvel katılımcı bir yaklaşım benimsenmeli ve başta kamu kurumu niteliğinde meslek odaları olmak üzere bilim insanları ve ilgili kesimler sürece dahil edilmeli. Gerekli bilgi paylaşımını sağlayacak yaklaşım geliştirilmeli. Su yönetiminde su israfının önlenmesi yönünde tedbirlerin alınması ve tüketici bilincinin artırılması için daha etkin farkındalık yaratma çalışmaları yapılmalı.” Özer Karınca
