Korkmaz, “Hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı sorunlarından dolayı yargımız bir adım öteye gidemiyor. Bizler her defasında yargının üç ayağına vurgu yaparken hep ötekileştirilmekten sıkılmış ve bunalmış durumdayız. Tek talebimiz siyasi saiklerin dışında hukuki yargılama yapılması. Tutuklamaların cezalandırma, korkutma, susturma amacı olarak değil evrensel hukuk ilkeleri çerçevesinde gerçekleştirilmesi. Gerekçeli kararların yazım süresi, taleplerin değerlendirilme süresi, duruşma olmadan talep hakkında karar verilmemesi, duruşmalarda meslektaşlarımızın bekleme süresi, Bölge Adliye Mahkemesinde dosyaların bekleme süresi, savcıların dosya sayıları, icra müdürlüğünün önlenemez çöküşü, sulh ceza hakimliklerinin durumu hakkında sorunlarımız bulunuyor. Çalışan hâkim, savcıya daha fazla dosya verildiği yargı sistemimizde bir denetleme ve cezalandırma mekanizmasının tam anlamıyla işletilmemesi de bu sıkıntıların çığ gibi büyümesine neden oluyor” dedi.
Ülkemizde yargı üzerindeki tahakküm bir türlü kaldırılamadı
Yıllardır adli yıl açılışlarında bağımsız ve tarafsız yargıdan dem vurulduğunu kaydeden Korkmaz, “Ülkemizde yargı üzerindeki tahakküm bir türlü kaldırılamadı. Yargıç ve savcılara mesleki teminat verilmemiş, Hakimler Savcılar Kurulu tarafından devamlı olarak siyasi erkin baskısı ile üzerlerindeki baskıyı hissetmişler. Son zamanlarda yaşanan haksız tutuklama ve gözaltılar buna örnek. Yıllardır artarak devam eden ve devamında taraflı ve bağımlı hale gelen yargı içerisinde bağımsızlıklarını yüksek sesle dile getiren ancak kendileri hakkında da yargı eliyle birçok soruşturma açılan avukatlar yani savunma hukukun itibarını korumaya çalışıyor” ifadelerine yer verdi.
Savunmanın itibarsızlaştırılması
adeta bir proje gibi uygulanıyor
Savunmanın itibarsızlaştırılmasının adeta bir proje gibi uygulandığını vurgulayan Av. Korkmaz, “Hukuk Fakültelerindeki artış, taban puan ve sıralama ölçütü gibi uygulamalar sayesinde meslek geriledi. Her aileden bir avukat edasıyla başlayan uygulamada mesleğimizin geldiği durum bir yönetici olarak önümüze gelen disiplin dosyalarında kendini apaçık bir şekilde gösteriyor. Maalesef meslek örgütümüz nicelik bakımından arttırılmış, pasta küçülmüş, para kazanmak avukat için çok zor hale gelmiş, nitelik bakımından ise gün geçtikçe gerilemiş” tespitinde bulundu.
Korkmaz, “Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanan ve tüm Barolarca ortak metin olarak açıklanan adli yıl açılış konuşması dahi vatandaşın anlamlandıramadığı sadece siyasi erke karşı yapılan ancak onu da incitmeyen bir metin ile dile getirildi. Tüm meslektaşların TBB nezdinde karşılığını bulan sorunları bulunmakla, bu sorunların temeli enflasyon, hayat pahalılığı, ekonomik kriz ismine ne denirse densin avukatların ekonomik problemleridir. TBB’nin ekonomik sorunlarımız ve ülkede cereyan eden sorunlar hakkında görüşlerini soyut bir dille paylaşması tarafımdan da olağan karşılandı. Yargıtay’ın ev sahipliği yaptığı adli yıl açılışında TBB Başkanı Av. Erinç Sağkan’ın konuşmasının ilgili yayın kuruluşu tarafından verilmemesi ise uygulanan sansürün ve demokrasinin rafa kalktığının bunca hukukçu önünde belgesi, itirafı” şeklinde konuşma yaptı.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde değişiklik yapıldığını ve ortalama yüzde 110 oranında artış sağlandığını kaydeden Gaziantep Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Av. Melikşah Korkmaz, konuşmasını şöyle tamamladı: “Bu bir iyileştirme gibi görünse de vatandaşlarımızın bu bedelleri vermesi mümkün olmamakla avukatın ödeyeceği vergiyi arttırarak yine avukata yük yüklendi. Avukatın sırtındaki vergi oranı da azaltılmalı. Yine zorunlu avukatlık kapsamında CMK görevlendirmeleri, adli yardım kapsamında baro tarafından yapılan görevlendirmelere ilişkin tarifenin iyileştirilmesi meslektaşlarımızca bekleniyor. Tapu dairesinde yapılan satış ve ipoteklerin avukat ile temsil edilmesi, 100 bin TL’nin üzeri sözleşmelerin avukat aracılığıyla yapılması gibi hususlarında meslektaşlara bir kazanım olarak sunulması gerekiyor” çağrısında bulundu. Ali Göksular
RSS