ABD ve dünya ekonomisinin toparlanmaya başlamasının Türkiye ekonomisine de etki ederek büyüme göstereceğini kaydeden Zirve Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi ve Uluslararası Ekonomi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Abdulkadir Nağaç, Türkiye ekonomisi için bazı risklerin olduğunu söyledi
Zirve Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi ve Uluslararası Ekonomi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Abdulkadir Nağaç, Türkiye ekonomisi için bazı risklerin olduğunu vurgularken, “Geçten hafta Türk Lirası diğer gelişmekte olan ülke para birimlerine göre daha fazla değer kaybetti. Bunda şüphesiz yürütülen yolsuzluk operasyonunun oluşturduğu siyasi risk etkili oldu” diyen Nağaç, diğer gelişmekte olan ülke borsaları artarken BIST’in geçen hafta yaklaşık yüzde 6 değer kaybetmesinin de aynı nedene bağlanabileceğini vurguladı.
Yabancı yatırımcı çekilebilir
Nağaç, 2013 yılında yaşanan siyasi olayların yabancı yatırımcılar ve ülke içerisindeki tasarruf sahipleri için risk oluşturabileceğini aktararak, “Yabancı yatırımcıların siyasi riski göz önüne alarak yatırımlarını azaltması ya da çekmesi, ülke içerisinde tasarruf sahiplerinin risk algısından dolayı dövize talebinin artması Türkiye için mevcut riskler” diye konuştu.
FED kararları ekonomiyi etkilemez
ABD Merkez Bankası’nın tahvil alım programını 10 milyar dolar düşürmesi sonucu yeni bir döneme girildiğini kaydeden Nağaç, şunları söyledi: “Dünya ekonomisinde, 2008’den buyana devam eden durgunluğun sona erdiğinin göstergesi olarak yorumlanabilir bu karar. Her ne kadar ekonomisindeki işsizlik ve büyüme oranı hedeflenen seviyeye inmemiş olsa da, ABD için tümseğin aşıldığını söylemek mümkün. FED`in bu kararı dünya ekonomisindeki belirsizliğin ortadan kalkması açısından olumlu oldu. 2014 yılı sonuna kadar FED’in tahvil alımlarını kademeli olarak sonlandırması bekleniyor. Dolayısıyla gelişmekte olan ülke ekonomilerinin zaten girilmiş olan normalleşme sürecini tam olarak kabul edip ona göre hareket etmeleri gerekir.”
Döviz piyasasında bir baskı
oluşturacağı ihtimali çok düşük
Nağaç, FED’in almış olduğu kararın gelişmekte olan ülkelere ve Türkiye’ye çok büyük bir ekti göstermesinin beklenmediğini belirterek, bu karar kısa vadede küçük dalgalanmalara neden olsa da uzun vadede döviz piyasasında bir baskı oluşturacağı ihtimali çok düşük” dedi. Daha önceleri FED’in bu kararı alabileceğini açıklamasıyla gelişmekte olan ülke ekonomilerinde sermaye çıkışı ve doların değerlenmesi şeklinde kendini gösterdiğini hatırlatan Nağaç, açıklanan kararın ekonomiye büyük bir etkisinin olmasını beklemediklerini söyledi.
Gezi olayları, Türkiye’de finans
piyasalarında gel-gitler oluşturdu
Nağaç, 2013 yılının Türkiye ekonomisi için son derece hareketli geçtiğinin altını çizerek, “Haziran ayında FED’in tahvil alımlarını azaltacağına yönelik açıklaması gibi dış nedenler ve taksim Gezi Olayları gibi iç hadiseler Türkiye’de finans piyasalarında gel-gitler oluşturdu. Buna rağmen yüzde 3.6 olan büyüme hedefinin tutturulacağı ve belki aşılacağı görüşü hakim. Bunda TCMB’nin gerektiğinde döviz kuruna müdahalede bulunması ve faiz artırmama kararlılığının payı büyük.” diye konuştu.
TL’ye güven sağlanmalı
ABD ekonomisinin ve dolayısıyla dünya ekonomisinin yavaş yavaş toparlandığını ifade eden Nağaç, şunları söyledi: “ABD ekonomisi dünya ekonomisinin lokomotifi olarak görüldüğü için ABD’deki ekonomik büyümeden gelişmiş ülkeler dahil herkes istifade edecek. Türkiye ekonomisinin de bu normalleşme sürecinde diğer ülkeler gibi büyüyebileceğini söylemek mümkün. Ancak siyasi gelişmeler gösteriyor ki Türkiye ekonomisi için bazı riskler söz konusu. Yabancı yatırımcıların siyasi riski göz önüne alarak yatırımlarını azaltması ya da çekmesi, ülke içerisinde tasarruf sahiplerinin risk algısından dolayı dövize talebinin artması Türkiye için mevcut riskler. Bu riskleri göz önüne alarak bazı analistler Merkez Bankası’nın faiz artırımına gideceği ve TL’nin değer kaybedeceğini düşünüyor.”
Nağaç, TL’nin değer kaybedeceği görüşlerine karşın Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) döviz rezervi miktarını rekor düzeye çıkarmış olması ve gerektiğinde döviz piyasasına müdahale edeceğini açıkça göstermesinin TL’ye olan güven açısından olumlu olduğunu belirterek, “TCMB’nin faiz artırmama kararlılığı 2014 yılı için büyüme hedefinden taviz verilmeyeceğinin göstergesi. 2014 yılı için Türkiye’deki iç gelişmeler ülke ekonomisini FED kararları veya başka dış gelişmelerden daha çok etkileyecek gibi görünüyor” değerlendirmesinde bulundu. Özer Karınca
Zirve Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi ve Uluslararası Ekonomi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Abdulkadir Nağaç, Türkiye ekonomisi için bazı risklerin olduğunu vurgularken, “Geçten hafta Türk Lirası diğer gelişmekte olan ülke para birimlerine göre daha fazla değer kaybetti. Bunda şüphesiz yürütülen yolsuzluk operasyonunun oluşturduğu siyasi risk etkili oldu” diyen Nağaç, diğer gelişmekte olan ülke borsaları artarken BIST’in geçen hafta yaklaşık yüzde 6 değer kaybetmesinin de aynı nedene bağlanabileceğini vurguladı.
Yabancı yatırımcı çekilebilir
Nağaç, 2013 yılında yaşanan siyasi olayların yabancı yatırımcılar ve ülke içerisindeki tasarruf sahipleri için risk oluşturabileceğini aktararak, “Yabancı yatırımcıların siyasi riski göz önüne alarak yatırımlarını azaltması ya da çekmesi, ülke içerisinde tasarruf sahiplerinin risk algısından dolayı dövize talebinin artması Türkiye için mevcut riskler” diye konuştu.
FED kararları ekonomiyi etkilemez
ABD Merkez Bankası’nın tahvil alım programını 10 milyar dolar düşürmesi sonucu yeni bir döneme girildiğini kaydeden Nağaç, şunları söyledi: “Dünya ekonomisinde, 2008’den buyana devam eden durgunluğun sona erdiğinin göstergesi olarak yorumlanabilir bu karar. Her ne kadar ekonomisindeki işsizlik ve büyüme oranı hedeflenen seviyeye inmemiş olsa da, ABD için tümseğin aşıldığını söylemek mümkün. FED`in bu kararı dünya ekonomisindeki belirsizliğin ortadan kalkması açısından olumlu oldu. 2014 yılı sonuna kadar FED’in tahvil alımlarını kademeli olarak sonlandırması bekleniyor. Dolayısıyla gelişmekte olan ülke ekonomilerinin zaten girilmiş olan normalleşme sürecini tam olarak kabul edip ona göre hareket etmeleri gerekir.”
Döviz piyasasında bir baskı
oluşturacağı ihtimali çok düşük
Nağaç, FED’in almış olduğu kararın gelişmekte olan ülkelere ve Türkiye’ye çok büyük bir ekti göstermesinin beklenmediğini belirterek, bu karar kısa vadede küçük dalgalanmalara neden olsa da uzun vadede döviz piyasasında bir baskı oluşturacağı ihtimali çok düşük” dedi. Daha önceleri FED’in bu kararı alabileceğini açıklamasıyla gelişmekte olan ülke ekonomilerinde sermaye çıkışı ve doların değerlenmesi şeklinde kendini gösterdiğini hatırlatan Nağaç, açıklanan kararın ekonomiye büyük bir etkisinin olmasını beklemediklerini söyledi.
Gezi olayları, Türkiye’de finans
piyasalarında gel-gitler oluşturdu
Nağaç, 2013 yılının Türkiye ekonomisi için son derece hareketli geçtiğinin altını çizerek, “Haziran ayında FED’in tahvil alımlarını azaltacağına yönelik açıklaması gibi dış nedenler ve taksim Gezi Olayları gibi iç hadiseler Türkiye’de finans piyasalarında gel-gitler oluşturdu. Buna rağmen yüzde 3.6 olan büyüme hedefinin tutturulacağı ve belki aşılacağı görüşü hakim. Bunda TCMB’nin gerektiğinde döviz kuruna müdahalede bulunması ve faiz artırmama kararlılığının payı büyük.” diye konuştu.
TL’ye güven sağlanmalı
ABD ekonomisinin ve dolayısıyla dünya ekonomisinin yavaş yavaş toparlandığını ifade eden Nağaç, şunları söyledi: “ABD ekonomisi dünya ekonomisinin lokomotifi olarak görüldüğü için ABD’deki ekonomik büyümeden gelişmiş ülkeler dahil herkes istifade edecek. Türkiye ekonomisinin de bu normalleşme sürecinde diğer ülkeler gibi büyüyebileceğini söylemek mümkün. Ancak siyasi gelişmeler gösteriyor ki Türkiye ekonomisi için bazı riskler söz konusu. Yabancı yatırımcıların siyasi riski göz önüne alarak yatırımlarını azaltması ya da çekmesi, ülke içerisinde tasarruf sahiplerinin risk algısından dolayı dövize talebinin artması Türkiye için mevcut riskler. Bu riskleri göz önüne alarak bazı analistler Merkez Bankası’nın faiz artırımına gideceği ve TL’nin değer kaybedeceğini düşünüyor.”
Nağaç, TL’nin değer kaybedeceği görüşlerine karşın Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) döviz rezervi miktarını rekor düzeye çıkarmış olması ve gerektiğinde döviz piyasasına müdahale edeceğini açıkça göstermesinin TL’ye olan güven açısından olumlu olduğunu belirterek, “TCMB’nin faiz artırmama kararlılığı 2014 yılı için büyüme hedefinden taviz verilmeyeceğinin göstergesi. 2014 yılı için Türkiye’deki iç gelişmeler ülke ekonomisini FED kararları veya başka dış gelişmelerden daha çok etkileyecek gibi görünüyor” değerlendirmesinde bulundu. Özer Karınca