“Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Genelgesi”ni değerlendiren Gaziantep Barosuna kayıtlı Av. Aysu Berfin Çelik, “ İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun uygulansın yeter” dedi
Çelik, “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele” genelgesinde yer alan hususların 6284 Sayılı Kanun’da yer aldığını belirterek, genelgenin herhangi bir yenilik getirmediğini söyledi. Genelgede toplumsal cinsiyet eşitliğinin hayata geçirilmesi ile ilgili düzenlemelerin yer almadığına dikkat çeken Çelik, “Bu yüzden şiddetin ana etkeni ve kaynağına inilmeden yapılmış oldukça yetersiz bir genelgedir” dedi.
Şiddetin ana etkenine
inilmeden çözüm olmaz
Çelik, “2019’da 474 kadın öldürülmüştür. Verilere göre kolluk görevlileri şiddet mağduru kadınlarımızın sadece yüzde 23 ‘ü için koruma tedbirlerine başvurmuş, yüzde 77’lik kısım için bir işlem yapılmamıştır. İçişleri Bakanlığı verilerinde ise 94 kadınımız hakkında koruma kararı olmasına rağmen öldürülmüştür. İstanbul Sözleşmesi’ndeki uygulanmalı toplumsal cinsiyet eşitliğinin hayata geçirilebilmesi için acil çalışmalar yapılmalıdır. Şiddet ve cinayetler ancak bu şekilde ortadan kaldırılabilir” diye konuştu.
Bir yılda 474 kadının öldürüldü
Bir yılda 474 kadının öldürülmesiyle, artan kadına yönelik, şiddet, taciz, tecavüz karşı Adalet Bakanlığı Abdülhamit Gül ve İçişleri Bakanlığı’nın imzasıyla “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Genelgesi” yayımlandı. Genelge, 81 İl Valiliği, İl Emniyet Müdürlüğü, İl Jandarma Komutanlığı ve İl Sahil Güvenlik Komutanlığı’na gönderildi. Kadına yönelik şiddeti, sorumlu kamu kurum ve kuruluşları kanalıyla önlemeyi amaçlayan genelge konusunda konuşan Aysu Berfin Çelik, elimizde bulunan İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Kanunun uygulanması yönünde hatırlatmada bulundu.
‘Genelgedeki 5’inci Madde tehlikeli
7’inci madde ise sakıncalıdır’
Genelgenin 5 ve 7’inci maddelerini değerlendiren Çelik şunları söyledi: “Genelgedeki 5. Madde hukuki süreç için oldukça tehlikelidir. Kamuoyunun haber ve bilgi edinme hakkı elinden alınmamalıdır. Adaletin vuku bulmadığı durumlarda sosyal medyanın gücü yadsınamaz. Genelgedeki 7. Madde’deki kadının rızası olmadan sığınma evine gönderilme durumu sakıncalıdır hali hazırda düzgün ve yeterli şartlara sahip sığınma evleri bulunmamaktadır.”
‘İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
uygulanırsa şiddet ve cinayet önlenir’
Kadınları koruyan 6284 Sayılı Kanun’daki düzenlemeye göre koruma tedbirini ihlal eden şiddet uygulayıcısına disiplin hapsi verilmesi gerektiğini söyleyen Çelik, ancak bu düzenlemenin uygulanmadığına dikkat çekti. Çelik, “Genelgede bu hususta hatırlatma yapılmıştır, acil uygulamaya geçilmesi gerekmektedir. Ayrıca genelgenin tümüne bakıldığında sadece kadınları korumaya ve rehabilite etmeye ilişkin tedbirler yer almaktadır. Şiddetin önlenmesi için faile yönelik yaptırımlar ve tedbirler de yer almalıdır. Çok samimi bulmuyorum zaten hali hazırda mevzuatlar, 6284 Sayılı Kanun, uygulama yönetmeliği ve İstanbul Sözleşmesi içerik bakımından yeterlidir ve ek düzenlemeye ihtiyaç yoktur. İhtiyacımız olan uygulamanın düzgün şekilde işlemesidir. Ancak bu şekilde şiddet ve cinayetler önlenebilir” ifadelerinde bulundu.
‘Basına sansür getirilmesi
Anayasamıza aykırıdır’
Genelgenin 5’inci maddesinde yer alan “Kural olarak, gizli olan soruşturma evresiyle ile ilgili ifade tutanağı, belge, ses kaydı gibi delillerin sosyal medya platformlarında paylaşılması ‘gizlilik ihlali’ suçu doğuracağı” maddesini değerlendiren Çelik, “Kural olarak soruşturma evresi gizlidir. Ancak, reel hayata baktığımızda soruşturma evresinde tutuksuz yargılamalar faili daha da cesaretlendirmekte, aileler ve kadınlarımız mağdur edilmektedir. Şule Çet davasında olduğu gibi birçok örnek mevcut, kamuoyu yaratılarak adaletin tesis edilmesi söz konusu olmuştur. Üstelik , genelge ile basına sansür getirilmesi Anayasamıza ve hukuk kurallarına aykırıdır” dedi.
Esra Aydın
Çelik, “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele” genelgesinde yer alan hususların 6284 Sayılı Kanun’da yer aldığını belirterek, genelgenin herhangi bir yenilik getirmediğini söyledi. Genelgede toplumsal cinsiyet eşitliğinin hayata geçirilmesi ile ilgili düzenlemelerin yer almadığına dikkat çeken Çelik, “Bu yüzden şiddetin ana etkeni ve kaynağına inilmeden yapılmış oldukça yetersiz bir genelgedir” dedi.
Şiddetin ana etkenine
inilmeden çözüm olmaz
Çelik, “2019’da 474 kadın öldürülmüştür. Verilere göre kolluk görevlileri şiddet mağduru kadınlarımızın sadece yüzde 23 ‘ü için koruma tedbirlerine başvurmuş, yüzde 77’lik kısım için bir işlem yapılmamıştır. İçişleri Bakanlığı verilerinde ise 94 kadınımız hakkında koruma kararı olmasına rağmen öldürülmüştür. İstanbul Sözleşmesi’ndeki uygulanmalı toplumsal cinsiyet eşitliğinin hayata geçirilebilmesi için acil çalışmalar yapılmalıdır. Şiddet ve cinayetler ancak bu şekilde ortadan kaldırılabilir” diye konuştu.
Bir yılda 474 kadının öldürüldü
Bir yılda 474 kadının öldürülmesiyle, artan kadına yönelik, şiddet, taciz, tecavüz karşı Adalet Bakanlığı Abdülhamit Gül ve İçişleri Bakanlığı’nın imzasıyla “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Genelgesi” yayımlandı. Genelge, 81 İl Valiliği, İl Emniyet Müdürlüğü, İl Jandarma Komutanlığı ve İl Sahil Güvenlik Komutanlığı’na gönderildi. Kadına yönelik şiddeti, sorumlu kamu kurum ve kuruluşları kanalıyla önlemeyi amaçlayan genelge konusunda konuşan Aysu Berfin Çelik, elimizde bulunan İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Kanunun uygulanması yönünde hatırlatmada bulundu.
‘Genelgedeki 5’inci Madde tehlikeli
7’inci madde ise sakıncalıdır’
Genelgenin 5 ve 7’inci maddelerini değerlendiren Çelik şunları söyledi: “Genelgedeki 5. Madde hukuki süreç için oldukça tehlikelidir. Kamuoyunun haber ve bilgi edinme hakkı elinden alınmamalıdır. Adaletin vuku bulmadığı durumlarda sosyal medyanın gücü yadsınamaz. Genelgedeki 7. Madde’deki kadının rızası olmadan sığınma evine gönderilme durumu sakıncalıdır hali hazırda düzgün ve yeterli şartlara sahip sığınma evleri bulunmamaktadır.”
‘İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
uygulanırsa şiddet ve cinayet önlenir’
Kadınları koruyan 6284 Sayılı Kanun’daki düzenlemeye göre koruma tedbirini ihlal eden şiddet uygulayıcısına disiplin hapsi verilmesi gerektiğini söyleyen Çelik, ancak bu düzenlemenin uygulanmadığına dikkat çekti. Çelik, “Genelgede bu hususta hatırlatma yapılmıştır, acil uygulamaya geçilmesi gerekmektedir. Ayrıca genelgenin tümüne bakıldığında sadece kadınları korumaya ve rehabilite etmeye ilişkin tedbirler yer almaktadır. Şiddetin önlenmesi için faile yönelik yaptırımlar ve tedbirler de yer almalıdır. Çok samimi bulmuyorum zaten hali hazırda mevzuatlar, 6284 Sayılı Kanun, uygulama yönetmeliği ve İstanbul Sözleşmesi içerik bakımından yeterlidir ve ek düzenlemeye ihtiyaç yoktur. İhtiyacımız olan uygulamanın düzgün şekilde işlemesidir. Ancak bu şekilde şiddet ve cinayetler önlenebilir” ifadelerinde bulundu.
‘Basına sansür getirilmesi
Anayasamıza aykırıdır’
Genelgenin 5’inci maddesinde yer alan “Kural olarak, gizli olan soruşturma evresiyle ile ilgili ifade tutanağı, belge, ses kaydı gibi delillerin sosyal medya platformlarında paylaşılması ‘gizlilik ihlali’ suçu doğuracağı” maddesini değerlendiren Çelik, “Kural olarak soruşturma evresi gizlidir. Ancak, reel hayata baktığımızda soruşturma evresinde tutuksuz yargılamalar faili daha da cesaretlendirmekte, aileler ve kadınlarımız mağdur edilmektedir. Şule Çet davasında olduğu gibi birçok örnek mevcut, kamuoyu yaratılarak adaletin tesis edilmesi söz konusu olmuştur. Üstelik , genelge ile basına sansür getirilmesi Anayasamıza ve hukuk kurallarına aykırıdır” dedi.
Esra Aydın