“Uygulanan yanlış politikalar nedeniyle Avukatlık mesleği gün geçtikçe itibarsızlaştırılıyor. Derhal ve bir önce Türkiye Barolar Birliği’nin avukatlara yönelik şiddetin önlenmesi için sunduğu öneriler hayata geçirilmeli” ifadelerini kullandı.
Yetkililer harekete geçmek için daha kaç meslektaşımızı toprağa vermeliyiz?
‘İtibarsızlaştırma sonucunda vatandaşın birbirine duyduğu kin, nefret ve öfkenin kurbanı maalesef avukatlar oluyor’ diyen Akaltun, “Savunma erkinin en büyük savunucusu olan avukatlar bu muameleyi hak etmiyor. Dolayısıyla bir an önce avukatlara yönelik şiddet eylemlerinin son bulması için ilgili kurumların harekete geçmesi gerekiyor. Son yıllarda artarak devam eden avukata dönük şiddet vakalarının mesleğimizi artık sürdürülemez hale getirdi. Avukatlık mesleği her geçen gün kan kaybetmeye devam ediyor. Uygulanan politikalar sonucunda mesleğimiz itibarsızlaştırılmasının yanı sıra ekonomik olarak zor bir dönemden geçiyoruz. Ancak tüm zorluklar karşısında vatandaşımızın hakkını sonuna kadar savunmanın bedelini maalesef ki canımızla yani hayatımızla ödüyoruz. En son Gaziantepli hemşerimiz İstanbul Barosuna kayıtlı Avukat Servet Bakırtaş, Bakırköy’deki bürosunda uğradığı saldırı sonucunda hayatını kaybetti. Yetkililer harekete geçmek için daha ne bekliyor. Daha kaç meslektaşımızı toprağa vermemiz gerekiyor?” diye sordu.
Yaşanan olayların cezasız kalması failleri cesaretlendiriyor
Her yıl 70 avukatın şiddet sonucunda hayatını kaybettiğini, yüzlerce avukatında hakaret, tehdit ve şantaja maruz kaldığını vurgulayan Akaltun, “Avukatların en fazla şiddet gördüğü olaylar ise boşanma, haciz, siyasi davalar, miras ve icra davalarıdır. Avukatlık Kanunu’nun 57. Maddesinde; “Görev sırasında veya yaptığı görevden dolayı avukata karşı işlenen suçlar hakkında, bu suçların hakimlere karşı işlenmesine ilişkin hükümler uygulanır” deniliyor. Bu maddenin amacı, yargı görevini yerine getiren avukatlara karşı işlenen suçların cezasını ağırlaştırmak ve bu tür suçların işlenmesini caydırmak veya önüne geçmek. Ancak bir maddenin uygulanmadığını, avukatlara verilen değerden anlayabiliriz. Örneğin; bir hâkim veya savcıya saldırı olduğunda yargının tüm unsurları anında harekete geçerken, aynı suç avukata karşı işlendiğinde ise yargı aynı duyarlılığı göstermiyor. Dolayısıyla yaşanan olayların cezasız kalması, failleri daha da cesaretlendiriyor” dedi.
Türkiye Barolar Birliği’nin avukatlara yönelik şiddetin önlenmesi için alınması gereken tedbirlerin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a iletildiğini sözlerine ekleyen Akaltun, “Türkiye Barolar Birliği’nin sunmuş olduğu ve alması gereken elzem tedbirler şu şekilde; adliyelerde bir avukatın ve stajyer avukatın tehlike altında olduğunu belirtmesi halinde, adliye karakolunun, salt avukatın beyanıyla güvenliğini sağlamasının zorunlu olduğunu belirten ve kolluğa bu konuda emir ve talimat veren genelgenin, gerekirse İçişleri Bakanlığı ile ortak hazırlanarak yayımlanması sorunun çözümüne katkı verecek. Haciz işlemlerinde kolluk görevlisinin hazır bulunmasının zorunlu olmasına ilişkin mevzuat çalışmamızı ekte tekrar sunuyoruz. Bununla birlikte, önerdiğimiz kanun değişikliği gerçekleşene kadar, kolluğun haciz mahallinde hazır bulunmasını sağlamak üzere, İçişleri Bakanlığı ile ortak bir genelge hazırlayıp yayımlamak suretiyle, icra işlemlerinde yaşanan şiddetin önlenmesi mümkün olabilecek” açıklamasını yaptı.
Gaziantep Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Av. Kemal Akaltun, konuşmasının devamında şunları dile getirdi: “Avukatların ve stajyer avukatların adliye ve haciz mahalleri haricinde şiddetle yüz yüze kaldığı ofis ve diğer alanlar için alt yapısı Birliğimiz tarafından hazırlanacak akıllı telefon uygulaması ile avukat acil destek ihbar sisteminin kurulmasını sağlamak üzere İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve Türkiye Barolar Birliği arasında üçlü protokol imzalanarak, şiddet vakalarına ivedilikle müdahale edilmesi imkânı sağlanabilecek. Hazırlığını yaptığımız ‘Avukata Yönelik Şiddetin Önlenmesi Projesi’ kapsamında; avukatların şiddete uğrama risklerine ilişkin kolluğa yaptıkları başvuruların geciktirilmeksizin savcılığa bildirilmesi ve durumun aynı zamanda Türkiye Barolar Birliğine ve ilgili il barosuna ihbar edilmesini sağlayacak ortak bir protokol çalışması yapılması şiddetle etkin mücadeleye katkı sunacak. Avukatlara ve stajyer avukatlara karşı görevleri sırasında veya görevlerinden dolayı işlenen şiddet fiillerinin CMK 100. madde kapsamında katalog suçlar arasına alınmasına dönük mevzuat çalışması yapılmalı. Avukatlara ve stajyer avukatlara yönelik şiddet riskinin bulunduğu durumlarda 6284 sayılı Kanun’da düzenlenen tedbirlerin benzerlerinin uygulanabileceği şekilde mevzuat çalışması yapılmalı.” Ali Göksular
RSS