Gaziantep Üniversitesi “Kariyer Günleri” kapsamında İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Konferans Salonunda Gazeteci Aykut Işıklar tarafından “Türk Basınının Dünü Bugünü ve Yarını” adlı konferans verildi.
Söyleşiye, gazetecilik mesleğine başladığı ilk günlerde yaşadığı ilginç anekdotları anlatarak başlayan Aykut Işıklar, gazeteci ve televizyoncu olmak isteyenlerin çok şanslı olduğunu, bu mesleklerin sanatçılık gibi bir meslek olduğunu söyledi.
Işıklar, “Sabah saatlerinde, gazete sütunlarında yaptığınız haberi görmek ya da akşam televizyonda izlemek çok büyük bir mutluluk. Gazetecilik beste yapmak gibi bir olay.Ben bunu yazarsam, ben bu fotoğrafı çekersem, ben insanlara aktarırsam duygusu müthiş bir duygu.İnsanların yazdıklarınızı okumasından ya da yaptığımız bir programdan dolayı sizi aşırı bir mutluluk sarar ve kendinizi en iyi şarkıcı, en ünlü ressam, en ünlü heykeltıraş gibi hissedersiniz.Gazetecilik üretmektir, çünkü beyinden çıkan bir şeydir. Ne yazarsam Erzurum’daki, Edirne’deki vatandaş da büyük bir keyifle okur, aralarında konuşur hissi çok önemli” diyerek, insanları yaptığınız bir çalışmadan dolayı etkilemenin anlatılmayacak kadar güzel bir duygu olduğunu söyledi.
Gazetecinin ve medya çalışanlarının birer sanatçı olduğunu söyleyen Işıklar, “Şarkıcı elinde mikrofon ve önünde on binlerce kişi onu bekliyor ve o anda şarkıya giremezsem, detone olursam, yuhalarlar, rezil olur muyum diye korku içerisindeyken, sazlar çalıyor ve ilk şarkı bittikten sonra o alkış sesleri sonunda duyulan mutluluk bambaşka. Tıpkı gazeteci de yazdığı bir yazı sonrasında sabah saatlerinde aranılmasıyla o müthiş duyguyu hisseder. Yorgunluk gider, her şey unutulur ve o anda sanatçı olduğunu hisseder” diyerek, gazetecilik mesleğinde o mürekkebi takmanın hastalık gibi olduğunu ve bir kez bu hazzı duyanların bir daha bu meslekten kendini ayıramadığını söyledi. Adem Kesenek
resim
Söyleşinin sonunda İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cengiz Toraman tarafından Gazeteci Aykut Işıklar’a günün anısına hediye takdim edildi.
Söyleşiye, gazetecilik mesleğine başladığı ilk günlerde yaşadığı ilginç anekdotları anlatarak başlayan Aykut Işıklar, gazeteci ve televizyoncu olmak isteyenlerin çok şanslı olduğunu, bu mesleklerin sanatçılık gibi bir meslek olduğunu söyledi.
Işıklar, “Sabah saatlerinde, gazete sütunlarında yaptığınız haberi görmek ya da akşam televizyonda izlemek çok büyük bir mutluluk. Gazetecilik beste yapmak gibi bir olay.Ben bunu yazarsam, ben bu fotoğrafı çekersem, ben insanlara aktarırsam duygusu müthiş bir duygu.İnsanların yazdıklarınızı okumasından ya da yaptığımız bir programdan dolayı sizi aşırı bir mutluluk sarar ve kendinizi en iyi şarkıcı, en ünlü ressam, en ünlü heykeltıraş gibi hissedersiniz.Gazetecilik üretmektir, çünkü beyinden çıkan bir şeydir. Ne yazarsam Erzurum’daki, Edirne’deki vatandaş da büyük bir keyifle okur, aralarında konuşur hissi çok önemli” diyerek, insanları yaptığınız bir çalışmadan dolayı etkilemenin anlatılmayacak kadar güzel bir duygu olduğunu söyledi.
Gazetecinin ve medya çalışanlarının birer sanatçı olduğunu söyleyen Işıklar, “Şarkıcı elinde mikrofon ve önünde on binlerce kişi onu bekliyor ve o anda şarkıya giremezsem, detone olursam, yuhalarlar, rezil olur muyum diye korku içerisindeyken, sazlar çalıyor ve ilk şarkı bittikten sonra o alkış sesleri sonunda duyulan mutluluk bambaşka. Tıpkı gazeteci de yazdığı bir yazı sonrasında sabah saatlerinde aranılmasıyla o müthiş duyguyu hisseder. Yorgunluk gider, her şey unutulur ve o anda sanatçı olduğunu hisseder” diyerek, gazetecilik mesleğinde o mürekkebi takmanın hastalık gibi olduğunu ve bir kez bu hazzı duyanların bir daha bu meslekten kendini ayıramadığını söyledi. Adem Kesenek
resim
Söyleşinin sonunda İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cengiz Toraman tarafından Gazeteci Aykut Işıklar’a günün anısına hediye takdim edildi.
RSS