ANASAYFA arrow right Güncel

Türkiye, bir kabile devleti değildir

Türkiye, bir kabile devleti değildir
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 04.52
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 04.52
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Türkiye’yi cumhuriyetimizin 94’üncü yılını kutluyor olmamıza bakarak nev-zuhûr devlet sananlar, gerimizdeki binlerce yıllık birikimi, tecrübeyi, gücü göremediler.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Türkiye’yi cumhuriyetimizin 94’üncü yılını kutluyor olmamıza bakarak nev-zuhûr devlet sananlar, gerimizdeki binlerce yıllık birikimi, tecrübeyi, gücü göremediler. Türkiye, bir kabile devleti değildir. Türkiye, asırlara varan birikimiyle dünyada devletlere örnek olmuş bir devlettir” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Resepsiyonu’nda konuşma yaptı. Türkiye Cumhuriyeti’nin binlerce yıllık devlet geleneğinin toprakla buluşmuş son fidanı olarak doğduğunu belirten Erdoğan, “Aradan geçen 94 yılın sonunda artık cumhuriyetimiz ulu bir çınar olma yolunda büyümesine, gelişmesine devam ediyor. Bugün Türkiye Cumhuriyeti, bir yandan köklerine daha sıkı sarılan, diğer yandan semaya doğru daha fazla yükselen, kendi gövdesiyle birlikte geniş bir alanda güvenin, huzurun, umudun adı olan bir devlettir” şeklinde konuştu.
”-
Erdoğan, 2019 yılının Türkiye’nin gelecek yarım yüzyılının belirleyicisi olacağına inandığını ifade ederek, “Türkiye’yi cumhuriyetimizin 94’üncü yılını kutluyor olmamıza bakarak nev-zuhûr devlet sananlar, gerimizdeki binlerce yıllık birikimi, tecrübeyi, gücü göremediler. Türkiye, bir kabile devleti değildir. Türkiye, asırlara varan birikimiyle dünyada devletlere örnek olmuş bir devlettir. Türk milletini sadece 80 milyon vatandaşımızdan ibaret sananlar, bizim için dua eden, gönüllerini ve gözlerini ülkemize yöneltmiş yüz milyonlarca kardeşimizi fark edemediler. cumhuriyetimizin yüzüncü yılına doğru işte bu büyük mücadele, bu büyük silkiniş, bu büyük uyanış ikliminde gidiyoruz” diye konuştu.
-“IMF BİZDEN BORÇ İSTİYOR”-
Büyüme hızının 2003’ten bu yana beşe katlandığını belirten Erdoğan, “İlk çeyrekte 5,1 büyüme gösterdi Türkiye. Yılsonu itibariyle bu büyüme oranının Allah’ın izni ile yüzde 7’yi bulacağına inanıyorum. Şu andaki gidiş oraya. İhracatımızda inşallah yeniden yakaladığımız o 157-158 milyar dolarları yeniden yakalayacağız. Daha üzerine çıkacağız ve Merkez Bankamızdaki döviz rezervini bir ara 135 milyar dolara kadar çıkartmıştık. Şu anda 116-117 milyar dolardayız. Hatırlayın, 23,5 milyar dolar IMF borcu ile teslim aldık. Fakat 2013’te bildiğiniz gibi biz IMF’ye olan borcumuzu sıfırladık, bitirdik. IMF’e bizim artık borcumuz yok. Şimdi onlar bizden borç istiyor, böyle bir noktaya geldik” dedi.
Erdoğan, Gazi Mustafa Kemal ile arkadaşlarının Cumhuriyet için belirledikleri bir hedef olduğunu vurgulayarak, “Aynı zamanda Gazi Mustafa Kemal’in bizlere vasiyeti olarak da görebileceğimiz bu hedefin adı, muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkmaktır. Ülkemizde yıllarca Cumhuriyetin ve Gazi Mustafa Kemal’in adını kullanarak kendilerine bir statü elde etmeye çalışanların bu hedef doğrultusunda attıkları somut hiçbir adımın olmaması dikkat çekicidir. Hatta tam tersine Türkiye ne zaman muasır medeniyet seviyesi yönünde bir kalkınma hamlesi başlatsa birileri hemen çıkıp, Cumhuriyeti korumak ve kollamak adına buna engel olmuştur” dedi.
Konuşmasında 15 Temmuz gününe de değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
“Darbeler, cuntalar vesayet girişimleri, tarihimize hep cumhuriyetin kazanımlarına darbe vuran karanlık duraklar olarak geçmiştir. Geçtiğimiz yıl yaşadığımız 15 Temmuz darbe girişimi ise Türkiye’nin demokratik ve ekonomik kazanımları yanında doğrudan istiklalimize ve istikbalimize yönelik bir saldırı olarak hafızalarımıza kazınmıştır. Daha önceki darbelerde kimi zaman ‘La havle’ çekerek, kimi zaman dişini sıkarak sabreden milletimiz, bu defa özgürlüğüne ve geleceğine sahip çıkmak için sokaklara, meydanlara inmiştir. Ülkemiz bu manzaraya en son kurtuluş savaşında şahit olmuştur. Türkiye’nin dört bir yanında kurulan müdafaa-i hukuk cemiyetleri milletimizin tamamen kendi iradesiyle başlattığı bir büyük kıyamın ortak adıdır. 15 Temmuz gecesi aynı ruh, aynı heyecan, aynı azim, bir kez daha dirilmiş. Milletimizin tamamen kendi iradesiyle çağrımıza kulak vererek ülkesine, devletine, bayrağına, ezanına sahip çıkmıştır. Türk milleti elbette o gece şehitler verdi. 250 şehidimiz, 2 bin 193 gazimiz oldu. Ama tıpkı 1071’de Malazgirt’te, tıpkı 1299’da Söğüt’te, tıpkı 1453’te İstanbul surları önünde, tıpkı 1920’de Büyük Millet Meclisi’nin açılışında olduğu gibi bir kez daha önünde yepyeni bir dönem açtı. Rabbim tüm şehitlerimizden, tüm gazilerimizden, tüm milletimizden razı olsun diyorum.
Cumhuriyetimizin 94’üncü yıl dönümünü kutlamak, aynı zamanda bize 100’üncü yıl olan 2023’e biraz daha yaklaştığımızı ifade ediyor. Cumhuriyetimizin 100’üncü yıl dönümünü önemine ve ortaya koyduğumuz hedeflerle 2023’e yüklediğimiz vizyon çerçevesinde kutlamayı planlıyoruz. Bunun için şimdiden hazırlıklara başladık. Başbakanlık bünyesinde yürütülen hazırlık çalışmaları, bilim heyetinin katkıları ve oluşturulan eylem planıyla son aşamaya geldik. Önümüzdeki yıldan itibaren somut ürünleri ortaya koymaya başlayacak olan 100’üncü yıl kutlamalarımız aşama aşama 2023’e kadar sürecektir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Eskiler ‘Zor oyunu bozar’ derlerdi. Biz de milletimiz ile bir olup bu oyunu bozacağız. Karşımızdakiler demokrasinin sınırı içinde hareket ediyorlarsa, demokrasinin kuralları ile bozacağız. Karşımızdakiler hakka, hukuka uygun hareket ediyorlarsa hukukun kuralları ile bozacağız. Ama karşımızdakiler bunların hiçbirine uymuyorsa o zaman bu oyunu zorla bozacağız. Çünkü bizim kitabımızda esaret yoktur. Kimse bu millete esaret zincirini yakıştıramaz. Bizim kitabımızda köle olmak yoktur, bizim kitabımızda kula kul yoktur. Bizde hakka kul olmak vardır. Bizim kitabımızda haksızlık karşısında susmakta yoktur, bizim kitabımızda bir yanağımıza tokat atanlara, diğer yanağımızı dönmek de yoktur. Tam tersine bizim için özgürlük her şeyin başıdır. Bizim için ezanımız ve bayrağımız başta olmak üzere kutsallarımız canımızdan bile önce gelir.
ANKA
Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *