Ziraat Mühendisleri Odası Gaziantep Şube Başkanı Abdülkadir Deniz, “16 Ekim Dünya Gıda Günü” dolayısıyla yazılı açıklama yaptı.
Yanlış tarım politikaları sonucunun çiftçinin tarımdaki gücünü yitirdiğini ve yoksullaştığını söyleyen Başkan Deniz, “Tarımda modernizasyon küçük tarımsal alanların birleştirilip, büyütülmesine ve dolayısıyla düşük gelirli topraksız köylülerin köylerini terk edip, kente göç etmesine neden olmuştur. Ülkemiz, küresel dünyada rekabet edebileceği tek silahını da kaybetmiş ve tarımda dışa bağımlı hale gelmiştir. Türkiye, kuru kayısı, incir ve üzüm ile fındık dışında buğdaydan pirince, fasulyeden nohuda, mercimekten mısıra, soya fasulyesinden pamuğa, kuru ottan samana ve kırmızı ete kadar hemen tüm tarım ürünlerinin ithal edildiği bir ülke durumuna getirilmiştir” dedi.
Tarım alanları
yok ediliyor
Tarım alanlarının yok edildiğini ifade eden Deniz, “Zeytinlikler ve meralar çimento, mermer ocakları, altın ve gümüş madenciliği gibi toksik kimyasal kirlilik yaratan sanayi yatırımlarına açılıyor. Bebek mamalarında, pirinçte GDO çıkıyor. Sermayenin allayıp pulladığı “organik gıda” pazarının kâr payı büyüyor. Sağlıklı, doğal ve güvenli gıdaya ulaşmak büyük bir sorun haline geliyor. Gıda ve beslenme en temel sosyal haklardan biriyken bir lüksmüş gibi sunuluyor ve bu hakka erişim engelleniyor” dedi.
Dünya nüfusunun
yüzde 11’i açlık çekiyor
Deniz, dünya nüfusunun yüzde 11’inin açlık çektiğine dikkat çekerken, açlık oranının en yüksek olduğu yerin Afrika olduğunu söylerken, kıta genelinde her beş kişiden birinin Doğu Afrika’da ise her üç kişiden birinin açlık yaşadığını kaydetti. “Rapora göre Afrika nüfusunun yüzde 20`si, Asya nüfusunun ise yüzde 12`den fazlası aç görünürken, Latin Amerika ve Karayipler`de bu oran yüzde 7`nin altındadır. Açlığın, özellikle ihracat ürünlerine bağımlı, orta gelirli ve ekonomik büyümenin gerilediği ülkelerde arttığı görülmektedir. Her kıtada kadınlar erkeklerden daha çok açlık çekmektedir. Kadın erkek açlığı oranı arasındaki farkın en büyük olduğu yer ise Latin Amerika ülkeleridir” diye açıklama yaptı.
Yılda 1,3 milyar ton
gıda çöpe gidiyor
“Çağımız hastalığı aşırı ve lüks tüketim alışkanlığı, gıdaya adil ulaşmanın önündeki en büyük engellerden birini oluşturmaktadır” ifadelerini kullanan Deniz, “Aynı zamanda bu alışkanlık gıdada israfı beraberinde getirmektedir. Bu kadar aç insanın olduğu bir dünyada, üretilen gıda maddelerinin yüzde 10’unun tüketilmeyerek çöpe atılması anlaşılmayacak bir durumdur. Yılda yaklaşık 1,3 milyar ton gıda çöpe giderek heba olmaktadır. Sadece bu tüketilmeyen ya da tüketilemeyen, çöp olarak son bulan üretim fazlasıyla bile açlık çeken insanları doyurabilmek mümkündür. Dünyada gıda konusunda kıtlık olmadığını, tarımsal üretimin toplam talebin üzerinde olduğunu, gıdaya erişimin sağlanamamasında temel sorunun adil olmayan gelir ve ürün dağılımının olduğunu dolayısıyla açlığın nedeninin yetersiz gıda değil temelde yoksulluk olduğunu vurgulamak gerekir” dedi.
Çok uluslu şirketler
gıdaya da hakim
Çok uluslu şirketlerin gıda alanına da hakim olduğunu açıklayan
Ziraat Mühendisleri Odası Gaziantep Şube Başkanı Abdülkadir Deniz, konuşmasına şöyle devam etti: “Küresel ölçekte dört şirket piyasayı tohumda yüzde 58.2, tarımsal kimyasallarda yüzde 61.9, gübrede yüzde 4.3, hayvansal ilaçlarda yüzde 53.4 oranında kontrol etmektedir. Hayvansal üretimde bu oranlar tavukçulukta yüzde 97, domuz ve sığırda ise yaklaşık yüzde 66 düzeyine ulaşmıştır. Bu şirketlerden altı tanesi dünya tahıl ticaretinin yüzde 85`ini, sekiz şirket ise kahve satışlarının yüzde 60’ını kontrol etmekte, özellikle insanların temel besin ihtiyacı olarak bilinen mısır, pirinç, buğday ve soya gibi tarım ürünü gıda maddelerini hâkimiyetleri altına almak için de büyük savaşlar vermektedirler.”
Türkiye, gıda da
dışa bağımlı
1980’lerden bu yana uygulanan neoliberal tarım politikalarının Türkiye’yi gıda da dışa bağımlı hale getirdiği ve çiftçilerin tarımsal üretimden uzaklaştığı tespitinden bulunan Başkan Deniz, “TÜİK verilerine göre ülkemizde her yıl ortalama bir milyonluk nüfus artışına rağmen 2002 yılında tarımda istihdam edilen nüfus 7 milyon 458 bin kişi yani çalışan nüfusun yüzde 35 iken bu dönemde, tarım sektöründe çalışan sayısı 5 Milyon 480 bin kişiden 5 Milyon 173 bin kişiye düşerek 307 bin kişi azalmış yani istihdam edilenlerin yüzde 18,3`üne gerilemiştir” ifadeler kullandı.
Toprağı işlemede aile
işletmelerine öncelik verilmeli
Ziraat Mühendisleri Odası Gaziantep Şube Başkanı Abdülkadir Deniz, konuşmasını şu sözcüklerle bitirdi: “Sağlıklı ve sürdürülebilir beslenmeyi herkes için ulaşılabilir kılmak oldukça zorlaşmıştır. Adil bir gıda dağılımı ve gıdaya erişim hakkının olabilmesi için; üretici doğru yöntemlerle desteklenip, üretim süreçlerinde tutulmaya çalışılmalı, tarımsal AR-GE`ye daha fazla yatırım yapılmalı, tarımsal ürün planlaması yapılarak israf önlenmeli, toprağı işlemede aile işletmelerine öncelik verilmelidir.” Hüseyin Karataş
Yanlış tarım politikaları sonucunun çiftçinin tarımdaki gücünü yitirdiğini ve yoksullaştığını söyleyen Başkan Deniz, “Tarımda modernizasyon küçük tarımsal alanların birleştirilip, büyütülmesine ve dolayısıyla düşük gelirli topraksız köylülerin köylerini terk edip, kente göç etmesine neden olmuştur. Ülkemiz, küresel dünyada rekabet edebileceği tek silahını da kaybetmiş ve tarımda dışa bağımlı hale gelmiştir. Türkiye, kuru kayısı, incir ve üzüm ile fındık dışında buğdaydan pirince, fasulyeden nohuda, mercimekten mısıra, soya fasulyesinden pamuğa, kuru ottan samana ve kırmızı ete kadar hemen tüm tarım ürünlerinin ithal edildiği bir ülke durumuna getirilmiştir” dedi.
Tarım alanları
yok ediliyor
Tarım alanlarının yok edildiğini ifade eden Deniz, “Zeytinlikler ve meralar çimento, mermer ocakları, altın ve gümüş madenciliği gibi toksik kimyasal kirlilik yaratan sanayi yatırımlarına açılıyor. Bebek mamalarında, pirinçte GDO çıkıyor. Sermayenin allayıp pulladığı “organik gıda” pazarının kâr payı büyüyor. Sağlıklı, doğal ve güvenli gıdaya ulaşmak büyük bir sorun haline geliyor. Gıda ve beslenme en temel sosyal haklardan biriyken bir lüksmüş gibi sunuluyor ve bu hakka erişim engelleniyor” dedi.
Dünya nüfusunun
yüzde 11’i açlık çekiyor
Deniz, dünya nüfusunun yüzde 11’inin açlık çektiğine dikkat çekerken, açlık oranının en yüksek olduğu yerin Afrika olduğunu söylerken, kıta genelinde her beş kişiden birinin Doğu Afrika’da ise her üç kişiden birinin açlık yaşadığını kaydetti. “Rapora göre Afrika nüfusunun yüzde 20`si, Asya nüfusunun ise yüzde 12`den fazlası aç görünürken, Latin Amerika ve Karayipler`de bu oran yüzde 7`nin altındadır. Açlığın, özellikle ihracat ürünlerine bağımlı, orta gelirli ve ekonomik büyümenin gerilediği ülkelerde arttığı görülmektedir. Her kıtada kadınlar erkeklerden daha çok açlık çekmektedir. Kadın erkek açlığı oranı arasındaki farkın en büyük olduğu yer ise Latin Amerika ülkeleridir” diye açıklama yaptı.
Yılda 1,3 milyar ton
gıda çöpe gidiyor
“Çağımız hastalığı aşırı ve lüks tüketim alışkanlığı, gıdaya adil ulaşmanın önündeki en büyük engellerden birini oluşturmaktadır” ifadelerini kullanan Deniz, “Aynı zamanda bu alışkanlık gıdada israfı beraberinde getirmektedir. Bu kadar aç insanın olduğu bir dünyada, üretilen gıda maddelerinin yüzde 10’unun tüketilmeyerek çöpe atılması anlaşılmayacak bir durumdur. Yılda yaklaşık 1,3 milyar ton gıda çöpe giderek heba olmaktadır. Sadece bu tüketilmeyen ya da tüketilemeyen, çöp olarak son bulan üretim fazlasıyla bile açlık çeken insanları doyurabilmek mümkündür. Dünyada gıda konusunda kıtlık olmadığını, tarımsal üretimin toplam talebin üzerinde olduğunu, gıdaya erişimin sağlanamamasında temel sorunun adil olmayan gelir ve ürün dağılımının olduğunu dolayısıyla açlığın nedeninin yetersiz gıda değil temelde yoksulluk olduğunu vurgulamak gerekir” dedi.
Çok uluslu şirketler
gıdaya da hakim
Çok uluslu şirketlerin gıda alanına da hakim olduğunu açıklayan
Ziraat Mühendisleri Odası Gaziantep Şube Başkanı Abdülkadir Deniz, konuşmasına şöyle devam etti: “Küresel ölçekte dört şirket piyasayı tohumda yüzde 58.2, tarımsal kimyasallarda yüzde 61.9, gübrede yüzde 4.3, hayvansal ilaçlarda yüzde 53.4 oranında kontrol etmektedir. Hayvansal üretimde bu oranlar tavukçulukta yüzde 97, domuz ve sığırda ise yaklaşık yüzde 66 düzeyine ulaşmıştır. Bu şirketlerden altı tanesi dünya tahıl ticaretinin yüzde 85`ini, sekiz şirket ise kahve satışlarının yüzde 60’ını kontrol etmekte, özellikle insanların temel besin ihtiyacı olarak bilinen mısır, pirinç, buğday ve soya gibi tarım ürünü gıda maddelerini hâkimiyetleri altına almak için de büyük savaşlar vermektedirler.”
Türkiye, gıda da
dışa bağımlı
1980’lerden bu yana uygulanan neoliberal tarım politikalarının Türkiye’yi gıda da dışa bağımlı hale getirdiği ve çiftçilerin tarımsal üretimden uzaklaştığı tespitinden bulunan Başkan Deniz, “TÜİK verilerine göre ülkemizde her yıl ortalama bir milyonluk nüfus artışına rağmen 2002 yılında tarımda istihdam edilen nüfus 7 milyon 458 bin kişi yani çalışan nüfusun yüzde 35 iken bu dönemde, tarım sektöründe çalışan sayısı 5 Milyon 480 bin kişiden 5 Milyon 173 bin kişiye düşerek 307 bin kişi azalmış yani istihdam edilenlerin yüzde 18,3`üne gerilemiştir” ifadeler kullandı.
Toprağı işlemede aile
işletmelerine öncelik verilmeli
Ziraat Mühendisleri Odası Gaziantep Şube Başkanı Abdülkadir Deniz, konuşmasını şu sözcüklerle bitirdi: “Sağlıklı ve sürdürülebilir beslenmeyi herkes için ulaşılabilir kılmak oldukça zorlaşmıştır. Adil bir gıda dağılımı ve gıdaya erişim hakkının olabilmesi için; üretici doğru yöntemlerle desteklenip, üretim süreçlerinde tutulmaya çalışılmalı, tarımsal AR-GE`ye daha fazla yatırım yapılmalı, tarımsal ürün planlaması yapılarak israf önlenmeli, toprağı işlemede aile işletmelerine öncelik verilmelidir.” Hüseyin Karataş