Organ bağışı hakkında yazılı açıklama yapan Gaziantep-Kilis Tabip Odası Hamza Ağca, Türkiye’de organa bağışının istenilen seviyede olmadığını belirterek, “Beyin ölümü gerçekleşmiş hastalarda adından da anlaşılabileceği gibi beyin fonksiyonları tamamen ve geri dönmeyecek biçimde kaybolmuştur. Yani bu kişilerin bilinci yerinde değildir ve ancak solunum makinesi desteği ile yaşamlarının sürmesi mümkündür. Kişilerin ben gerçekten ölmeden organlarımı alırlar korkusu yersizdir. Çünkü beyin ölümüne karar verecek ekip ile organ naklini yapacak ekip ayrı doktorlardan oluşur” dedi.
Kişi organlarını bağışlayarak bir
çok insana yaşama şansı verebilir
İnsanın ölümünden sonra organların başka bir insan için kullanılmasına izin verilmesine organ bağışı denildiğini hatırlatan Ağca, “Görmeyen bir insanın görmesini ya da hayatını diyaliz cihazına bağlı olarak sürdüren bir böbrek hastasının hayata dönmesini sağlar. Sağlıklı her organ bağışlanabilir. Ülkemizde kalp, akciğer, böbrek, karaciğer ve pankreas gibi organlar kalp kapağı, gözün kornea tabakası, kas ve kemik iliği gibi dokular başarıyla nakledilebilmektedirler. Bir kişi organlarını bağışlayarak bir çok insana yaşama şansı verebilir” ifadesini kullandı.
Organ bağışı kişinin
bakımını etkilemez
Organ bağışının kişinin bakımını etkilemediğine dikkat çeken Ağca, “Organ bağışlayan kişinin organlarının kullanılması ancak o kişiye tıbben yapılacak tüm tedaviler uygulandıktan sonra gündeme gelir. Birey sadece organlarının bir bölümünü organ bağış kartında bunu belirterek yapabilir. Organlarını bağışlayan bireyler, istedikleri zaman bundan vazgeçebilirler. Bağışlanan organlarım para ile bir başkasına satılabilmesi mümkün olmayıp, Türkiye’de bugüne kadar böyle bir olay olmamıştır ve olamaz. Organ alımı ameliyatı, ameliyathane koşullarında, cerrahi ekipler tarafından titizlikle yapılmakta, gizli dikiş ile cilt kapatılarak vericinin vücuduna saygı ile davranılmaktadır” diye açıklamalarda bulundu.
Türkiye’de organ vericilerinin yüzde 75‘i
canlı, yüzde 25’si kadavra kaynaklı
Avrupa Ülkelerinde organ vericilerinin yüzde 80’inin kadavra, yüzde 20’sinin de canlı kaynaklı ve bu oranların Türkiye’de tam tersi olduğuna dikkat çeken Ağca, “Türkiye’de organ vericilerinin yüzde 75‘i canlı, yüzde 25’si kadavra kaynaklıdır. Son yıllardaki yapılan organizasyonlar ile ülkemizde kadavra verici bulma oranı azda olsa artmıştır. Organ bağışı insanın insana yapabileceği en büyük yardım olarak nitelendirilmektedir. Gelin organ bağışlayalım. Bir hayat biterken bir hayat başlatalım” şeklinde açıklamalarda bulundu. Hüseyin Karataş
Kişi organlarını bağışlayarak bir
çok insana yaşama şansı verebilir
İnsanın ölümünden sonra organların başka bir insan için kullanılmasına izin verilmesine organ bağışı denildiğini hatırlatan Ağca, “Görmeyen bir insanın görmesini ya da hayatını diyaliz cihazına bağlı olarak sürdüren bir böbrek hastasının hayata dönmesini sağlar. Sağlıklı her organ bağışlanabilir. Ülkemizde kalp, akciğer, böbrek, karaciğer ve pankreas gibi organlar kalp kapağı, gözün kornea tabakası, kas ve kemik iliği gibi dokular başarıyla nakledilebilmektedirler. Bir kişi organlarını bağışlayarak bir çok insana yaşama şansı verebilir” ifadesini kullandı.
Organ bağışı kişinin
bakımını etkilemez
Organ bağışının kişinin bakımını etkilemediğine dikkat çeken Ağca, “Organ bağışlayan kişinin organlarının kullanılması ancak o kişiye tıbben yapılacak tüm tedaviler uygulandıktan sonra gündeme gelir. Birey sadece organlarının bir bölümünü organ bağış kartında bunu belirterek yapabilir. Organlarını bağışlayan bireyler, istedikleri zaman bundan vazgeçebilirler. Bağışlanan organlarım para ile bir başkasına satılabilmesi mümkün olmayıp, Türkiye’de bugüne kadar böyle bir olay olmamıştır ve olamaz. Organ alımı ameliyatı, ameliyathane koşullarında, cerrahi ekipler tarafından titizlikle yapılmakta, gizli dikiş ile cilt kapatılarak vericinin vücuduna saygı ile davranılmaktadır” diye açıklamalarda bulundu.
Türkiye’de organ vericilerinin yüzde 75‘i
canlı, yüzde 25’si kadavra kaynaklı
Avrupa Ülkelerinde organ vericilerinin yüzde 80’inin kadavra, yüzde 20’sinin de canlı kaynaklı ve bu oranların Türkiye’de tam tersi olduğuna dikkat çeken Ağca, “Türkiye’de organ vericilerinin yüzde 75‘i canlı, yüzde 25’si kadavra kaynaklıdır. Son yıllardaki yapılan organizasyonlar ile ülkemizde kadavra verici bulma oranı azda olsa artmıştır. Organ bağışı insanın insana yapabileceği en büyük yardım olarak nitelendirilmektedir. Gelin organ bağışlayalım. Bir hayat biterken bir hayat başlatalım” şeklinde açıklamalarda bulundu. Hüseyin Karataş
RSS