2013-2014 adli yıl açılışı nedeniyle Gaziantep Adliyesi’nde düzenlenen törende, “Bağımsız ve tarafsız yargı” demokrasinin olmazsa olmazıdır.Çağdaş standartlarda demokrasi yalnızca ekonomik performans ve sandıkta oy kullanmakla olmaz” vurgusu yapıldı. Baro Başkanı, Gezi Eylemleri sırasında uygulanan orantısız gücün hukukla bağdaşmadığına vurgu yaptı
Tötende konuşan Gaziantep Barosu Başkanı Ali Elibol, Türkiye’nin hukukla olan sınavının devam ettiğine işaret etti.Elibol, “Hukukla olan sınavı geçip geçemeyeceği hususu, Türkiye’nin geleceğin dünyasındaki yeriyle son derece ilgilidir. Bu bağlamda, Türkiye, evrensel hukukla bütünleştiği için saygı gören bir ülke mi olacaktır?Yoksa Evrensel hukuk düzeninin dışına çıkmış, içine kapanmış bir ülke mi olacaktır?Türkiye’nin gelecekte kendisine atfedilen ‘model ülke’ rolünü oynayabilmesi için sadece ekonomik performans ve sandıkta oy kullanmak yetmez.Bunun hukuk ayağının da güçlü olması gerekir.Türkiye’de çağdaş standartlarda bir demokrasi istiyor muyuz, istemiyor muyuz?o demokrasiyi istiyorsak, ona layık olduğumuzu düşünüyorsak, o demokrasi standartlarına ulaşana kadar mücadele etmek, her iktidarı ve her muhalefeti bu ülkeyi o standarda ulaştırması için zorlamak da boynumuzun borcu olmalıdır” diye konuştu.
Üzücü olaylar olmadı
Adliye Sarayı Hakim Mehmet Uygun Konferans Salonu’nda yapılan törene Vali Erdal Ata, Gaziantep milletvekilleri, Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Peker, Adli Yargı ve Adalet Komisyonu Başkanı Şefik Aslan, Bölge İdaresi Mahkeme Başkanı Nedret Engin, Baro Başkanı Avukat Ali Elibol, kaymakamlar, Emniyet Müdürü Ömer Aydın, ilçe belediye başkanları, hakim ve Cumhuriyet Savcıları, AK ve CHP İl Başkanları ile çok sayıda avukat ve adliye personeli katıldı.Törenin açılışında konuşan Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Peker yeni adli yılın ülkeye hayırlı olmasını temennisinde bulunarak, “İnşallah bizim açımızdan başarılı bir yıl olur. Adil, etkin ve hızlı kararlar verdiğimiz bir yıl olur.Hakkaniyete uygun kararlar verdiğimiz bir yıl olur.Ben burada iki yıldır görev yapıyorum ve her yıl adli yılın açılışında acı olaylarla karşılaşıyorduk.Geçen yıl patlama oldu ve şehit cenazeleri vardı.Allah’a şükürler olsun bu yıl bu üzücü olayların gölgesinde adli yılı kutlamıyoruz.Bu bizim için büyük bir şans ülkemiz için büyük bir şans inşallah yıl boyunca bu sakinlik devam eder” dedi.
Projeler, hukuk yoluyla toplumu
dönüştürme anlayışı üzerine yapılıyor
Gaziantep Baro Başkanı Avukat Ali Elibol 2013-2014 Adli Yılı’nın Türk yargı erki mensupları için başarılı, vatandaşlar için adaletli, toplum için huzurlu, güvenli ve verimli geçmesini temennisinde bulundu.Geçmişten günümüze hukukun önemine değinen Elibol, “Son zamanlarda hukukun üstünlüğüne, hukuk devletine yapılan yollamalar, bu ilke, kavram ve kurumların referans olarak alınması, bütün çağdaş devletlerin örgütlenmelerinin merkezine hukuku almaları, başta Avrupa Birliği olmak üzere benzeri diğer örgütlenmelerin projelerini hukuk yoluyla toplumu dönüştürme anlayışı üzerine kurmaları bu savımızı desteklemekte ve doğrulamaktadır” dedi.
Siyasetçiler devleti hukukla
adaletle yönetmelidir
“Cumhuriyet projesi, hukuk yoluyla toplumu değiştirmek ve dönüştürmek, bu bağlamda hukuku toplum yaşamında, yasamada, yönetimde egemen kılmak, bu suretle demokratik bir hukuk devleti inşa etmek amacına yönelik bir projedir” diyen Elibol, “Plato’dan bu yana sorulan ve farklı yanıtları olan “devleti kim yönetmelidir” sorusunun yanıtını eğer bugün vermek gerekir ise bu yanıtın, elbette seçimle gelen ve o nedenle meşruiyetini halkın oyundan alan sivil yönetim, yani siyasetçi olması gerekir. Seçimle göreve gelmiş siyasetçi veya siyasetçiler devleti nasıl yönetmelidir” sorusunun yanıtı ise hiç kuşkusuz, devleti kurallarla, yani hukukla, yani adaletle yönetmelidirler şeklinde olmalıdır” diye konuştu.
En çok kötüye kullanılan gücün ‘yürütme gücü’dür
Her türlü gücün kötüye kullanılabileceğine de işaret eden Başkan Elibol, “Ama, dünya siyasi tarihi bize, en çok kötüye kullanılan gücün ‘yürütme gücü’ olduğunu göstermiştir. Zira yürütme gücü subjektif olmakla, hemen her yerde ve bütün zamanlarda keyfi kullanılmış, birey hak ve özgürlükleri konusunda en büyük tehdit ve tehlike hep siyasi iktidarlardan gelmiştir.Nitelikte bir yargı erkinin kurulması ve işleyebilmesi her şeyden önce yargının ‘bağımsız’ ve ‘tarafsız’ olmasını gerektirir. Hak arayan, adalet talep eden insanların haklarının korunmasında ve halkın yargı sistemine olan güveninin sürmesinde asıl olan yargının tarafsızlığının sağlanmasıdır. Toplumda adalet duygusunun oluşmasını ve korunmasını sağlayacak ‘bağımsız ve tarafsız yargı’ aynı zamanda çağın yönetim biçimi olan demokrasinin de olmazsa olmaz koşuludur” diye konuştu.ü
Elibol konuşmasında Türkiye’de çağdaş anlamda bir yargı erkinin oluşması, avukat, savcı ve hakimlerin kalitelerinin artırılması ile mümkün olabileceğine de vurgu yaparak, “Avukat, savcı ve hakim kalitesini yükseltmek, nitelikli bir hukuk öğretimini, kalitesi yüksek bir staj eğitimini gerektirir. Ülkemizde öğretim kalitesi yüksek hukuk fakülteleri kadar, öğretim kalitesi son derece düşük hukuk fakülteleri de vardır. Yine avukatlık stajı bağlamında, imkanları geniş olduğu için iyi staj eğitimi veren baroların yanı sıra hiç eğitim veremeyen veya yetersiz düzeyde eğitim veren barolar vardır.Hakimlik stajının kalitesinde epeyce iyileştirmeler yapılmış bulunmasına ve bu iyileştirmelerin devam ediyor olmasına rağmen hakimlik stajının da eksiklikleri olduğu bilinen bir gerçektir. O nedenle hem hukuk öğretiminin, hem de avukatlık ve hakimlik stajlarının yeniden yapılandırılmaya ihtiyacı vardır.
Elibol, bu konuda asgari olarak yapılması gerekenleri de şöyle sıraladı:“ABD’de olduğu gibi hukuk öğretimini ikinci fakülte haline getirmek, bu suretle meslek yaşını daha yukarılara çekmek, ayrı ayrı yapılmakta olan avukatlık ve Hakimlik stajlarının bir bölümünü ortak düzenlemek, stajın başlangıcında ve sonunda olmak üzere iki kez sınav yapmak, bu sınavlarda başarılı olanları staja ve mesleğe kabul etmek, geçici bir statü olarak avukat, savcı, hakim yardımcılığı kurumu ihdas etmektir. Yine yürürlükteki Avukatlık Kanunu oldukça eski olup günümüzün ihtiyaçlarını karşılamaktan uzaktır. O nedenle değişen ülke ve dünya koşullarına uyumlu yeni bir Avukatlık Kanunu’na ihtiyacımız vardır. Yasama ve yürütme organlarımızdan talebimiz, bu konuda bizlere yardımcı ve destek olmalarıdır.”
Gezi parkı eylemlerinde orantısız güç kullanılması
gösteri yürüyüşü hakkına yönelik ağır bir ihlal ve suçtur
Gezi Parkı olaylarına da değinen Başkan Elibol, “İnsanlarımızın Taksim parkında ağaçları korumak için şiddete başvurmadan protesto hakkını kullanırken, biber gazı ve orantısız güç kullanılarak engellenmeye çalışılması, bir kısım avukatlarımızın Çağlayan Adliyesinde Taksim Gezi Parkı’ndaki kişilere yapılan bu hukuksuz uygulamayı protesto ederken polis tarafından orantısız güç kullanılarak cüppeleriyle sürüklenerek gözaltına alınmaları, yaşama hakkına, işkence ve kötü muamele yasağına, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkına yönelik ağır bir ihlaldir ve suçtur. Bu ihlal ve suçların hukuki ve cezai yönden yaptırımsız kalmaması gerekir.Çünkü Hukuk devleti toplumun bireyleri yanında devletin tüm organlarının da faaliyet, işlem ve eylemlerinin hukuk kurallarına ve anayasal ilkelere uyması kendisini bu kurallarla bağlı sayması demektir. Taksim Gezi Parkı’ndaki demokratik protesto haklarını kullanan kişilere destek amaçlı olarak ilimizde de bir çok protesto eylemi gerçekleştirilmiş, ancak herhangi bir olumuszluk yaşanmamıştır” şeklinde konuştu.Cihan Ölmez
Tötende konuşan Gaziantep Barosu Başkanı Ali Elibol, Türkiye’nin hukukla olan sınavının devam ettiğine işaret etti.Elibol, “Hukukla olan sınavı geçip geçemeyeceği hususu, Türkiye’nin geleceğin dünyasındaki yeriyle son derece ilgilidir. Bu bağlamda, Türkiye, evrensel hukukla bütünleştiği için saygı gören bir ülke mi olacaktır?Yoksa Evrensel hukuk düzeninin dışına çıkmış, içine kapanmış bir ülke mi olacaktır?Türkiye’nin gelecekte kendisine atfedilen ‘model ülke’ rolünü oynayabilmesi için sadece ekonomik performans ve sandıkta oy kullanmak yetmez.Bunun hukuk ayağının da güçlü olması gerekir.Türkiye’de çağdaş standartlarda bir demokrasi istiyor muyuz, istemiyor muyuz?o demokrasiyi istiyorsak, ona layık olduğumuzu düşünüyorsak, o demokrasi standartlarına ulaşana kadar mücadele etmek, her iktidarı ve her muhalefeti bu ülkeyi o standarda ulaştırması için zorlamak da boynumuzun borcu olmalıdır” diye konuştu.
Üzücü olaylar olmadı
Adliye Sarayı Hakim Mehmet Uygun Konferans Salonu’nda yapılan törene Vali Erdal Ata, Gaziantep milletvekilleri, Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Peker, Adli Yargı ve Adalet Komisyonu Başkanı Şefik Aslan, Bölge İdaresi Mahkeme Başkanı Nedret Engin, Baro Başkanı Avukat Ali Elibol, kaymakamlar, Emniyet Müdürü Ömer Aydın, ilçe belediye başkanları, hakim ve Cumhuriyet Savcıları, AK ve CHP İl Başkanları ile çok sayıda avukat ve adliye personeli katıldı.Törenin açılışında konuşan Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Peker yeni adli yılın ülkeye hayırlı olmasını temennisinde bulunarak, “İnşallah bizim açımızdan başarılı bir yıl olur. Adil, etkin ve hızlı kararlar verdiğimiz bir yıl olur.Hakkaniyete uygun kararlar verdiğimiz bir yıl olur.Ben burada iki yıldır görev yapıyorum ve her yıl adli yılın açılışında acı olaylarla karşılaşıyorduk.Geçen yıl patlama oldu ve şehit cenazeleri vardı.Allah’a şükürler olsun bu yıl bu üzücü olayların gölgesinde adli yılı kutlamıyoruz.Bu bizim için büyük bir şans ülkemiz için büyük bir şans inşallah yıl boyunca bu sakinlik devam eder” dedi.
Projeler, hukuk yoluyla toplumu
dönüştürme anlayışı üzerine yapılıyor
Gaziantep Baro Başkanı Avukat Ali Elibol 2013-2014 Adli Yılı’nın Türk yargı erki mensupları için başarılı, vatandaşlar için adaletli, toplum için huzurlu, güvenli ve verimli geçmesini temennisinde bulundu.Geçmişten günümüze hukukun önemine değinen Elibol, “Son zamanlarda hukukun üstünlüğüne, hukuk devletine yapılan yollamalar, bu ilke, kavram ve kurumların referans olarak alınması, bütün çağdaş devletlerin örgütlenmelerinin merkezine hukuku almaları, başta Avrupa Birliği olmak üzere benzeri diğer örgütlenmelerin projelerini hukuk yoluyla toplumu dönüştürme anlayışı üzerine kurmaları bu savımızı desteklemekte ve doğrulamaktadır” dedi.
Siyasetçiler devleti hukukla
adaletle yönetmelidir
“Cumhuriyet projesi, hukuk yoluyla toplumu değiştirmek ve dönüştürmek, bu bağlamda hukuku toplum yaşamında, yasamada, yönetimde egemen kılmak, bu suretle demokratik bir hukuk devleti inşa etmek amacına yönelik bir projedir” diyen Elibol, “Plato’dan bu yana sorulan ve farklı yanıtları olan “devleti kim yönetmelidir” sorusunun yanıtını eğer bugün vermek gerekir ise bu yanıtın, elbette seçimle gelen ve o nedenle meşruiyetini halkın oyundan alan sivil yönetim, yani siyasetçi olması gerekir. Seçimle göreve gelmiş siyasetçi veya siyasetçiler devleti nasıl yönetmelidir” sorusunun yanıtı ise hiç kuşkusuz, devleti kurallarla, yani hukukla, yani adaletle yönetmelidirler şeklinde olmalıdır” diye konuştu.
En çok kötüye kullanılan gücün ‘yürütme gücü’dür
Her türlü gücün kötüye kullanılabileceğine de işaret eden Başkan Elibol, “Ama, dünya siyasi tarihi bize, en çok kötüye kullanılan gücün ‘yürütme gücü’ olduğunu göstermiştir. Zira yürütme gücü subjektif olmakla, hemen her yerde ve bütün zamanlarda keyfi kullanılmış, birey hak ve özgürlükleri konusunda en büyük tehdit ve tehlike hep siyasi iktidarlardan gelmiştir.Nitelikte bir yargı erkinin kurulması ve işleyebilmesi her şeyden önce yargının ‘bağımsız’ ve ‘tarafsız’ olmasını gerektirir. Hak arayan, adalet talep eden insanların haklarının korunmasında ve halkın yargı sistemine olan güveninin sürmesinde asıl olan yargının tarafsızlığının sağlanmasıdır. Toplumda adalet duygusunun oluşmasını ve korunmasını sağlayacak ‘bağımsız ve tarafsız yargı’ aynı zamanda çağın yönetim biçimi olan demokrasinin de olmazsa olmaz koşuludur” diye konuştu.ü
Elibol konuşmasında Türkiye’de çağdaş anlamda bir yargı erkinin oluşması, avukat, savcı ve hakimlerin kalitelerinin artırılması ile mümkün olabileceğine de vurgu yaparak, “Avukat, savcı ve hakim kalitesini yükseltmek, nitelikli bir hukuk öğretimini, kalitesi yüksek bir staj eğitimini gerektirir. Ülkemizde öğretim kalitesi yüksek hukuk fakülteleri kadar, öğretim kalitesi son derece düşük hukuk fakülteleri de vardır. Yine avukatlık stajı bağlamında, imkanları geniş olduğu için iyi staj eğitimi veren baroların yanı sıra hiç eğitim veremeyen veya yetersiz düzeyde eğitim veren barolar vardır.Hakimlik stajının kalitesinde epeyce iyileştirmeler yapılmış bulunmasına ve bu iyileştirmelerin devam ediyor olmasına rağmen hakimlik stajının da eksiklikleri olduğu bilinen bir gerçektir. O nedenle hem hukuk öğretiminin, hem de avukatlık ve hakimlik stajlarının yeniden yapılandırılmaya ihtiyacı vardır.
Elibol, bu konuda asgari olarak yapılması gerekenleri de şöyle sıraladı:“ABD’de olduğu gibi hukuk öğretimini ikinci fakülte haline getirmek, bu suretle meslek yaşını daha yukarılara çekmek, ayrı ayrı yapılmakta olan avukatlık ve Hakimlik stajlarının bir bölümünü ortak düzenlemek, stajın başlangıcında ve sonunda olmak üzere iki kez sınav yapmak, bu sınavlarda başarılı olanları staja ve mesleğe kabul etmek, geçici bir statü olarak avukat, savcı, hakim yardımcılığı kurumu ihdas etmektir. Yine yürürlükteki Avukatlık Kanunu oldukça eski olup günümüzün ihtiyaçlarını karşılamaktan uzaktır. O nedenle değişen ülke ve dünya koşullarına uyumlu yeni bir Avukatlık Kanunu’na ihtiyacımız vardır. Yasama ve yürütme organlarımızdan talebimiz, bu konuda bizlere yardımcı ve destek olmalarıdır.”
Gezi parkı eylemlerinde orantısız güç kullanılması
gösteri yürüyüşü hakkına yönelik ağır bir ihlal ve suçtur
Gezi Parkı olaylarına da değinen Başkan Elibol, “İnsanlarımızın Taksim parkında ağaçları korumak için şiddete başvurmadan protesto hakkını kullanırken, biber gazı ve orantısız güç kullanılarak engellenmeye çalışılması, bir kısım avukatlarımızın Çağlayan Adliyesinde Taksim Gezi Parkı’ndaki kişilere yapılan bu hukuksuz uygulamayı protesto ederken polis tarafından orantısız güç kullanılarak cüppeleriyle sürüklenerek gözaltına alınmaları, yaşama hakkına, işkence ve kötü muamele yasağına, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkına yönelik ağır bir ihlaldir ve suçtur. Bu ihlal ve suçların hukuki ve cezai yönden yaptırımsız kalmaması gerekir.Çünkü Hukuk devleti toplumun bireyleri yanında devletin tüm organlarının da faaliyet, işlem ve eylemlerinin hukuk kurallarına ve anayasal ilkelere uyması kendisini bu kurallarla bağlı sayması demektir. Taksim Gezi Parkı’ndaki demokratik protesto haklarını kullanan kişilere destek amaçlı olarak ilimizde de bir çok protesto eylemi gerçekleştirilmiş, ancak herhangi bir olumuszluk yaşanmamıştır” şeklinde konuştu.Cihan Ölmez