Gaziantep, Adıyaman ve Şanlıurfa’da işsiz sayısı artış gösterirken, işveren maliyetleri kısmak için mülteci işçi çalıştırmaya devam ediyor.
İşsizliğin, bu ülkenin en büyük sorunu haline geldiğini dile getiren Tez Koop İş Sendikası Gaziantep Şube Başkanı Bilal Öztokmak, “Sorunun çözümü ötelenemez, kaderine bırakılamaz” ifadelerini kullanırken, “Şu anda Gaziantep, Adıyaman ve Şanlıurfa’da çok yoğun işsizlik var. Sanayi bölgelerinde istihdamın yüzde 15-20’i mülteci işçilerden oluştuğu bir gerçek. Üstelik bu insanlar ucuz işgücü olarak çok daha kötü şartlarda çalıştırılıyorlar” dedi.
İşsizlikle beraber
yaşam pahalılığı da artıyor
Tarım, turizm ve inşaat gibi mevsimlik işlerin sonlanması ile işsizlik tablosunun çok daha kötü hal alacağını vurgulayan Öztokmak, “Şimdi artarak devam eden bu yoğun işsizlik tablosunu, yine her gün artarak devam eden yaşam pahalılığı ile birlikte değerlendirdiğimizde işçinin, işsizin ayakta kalma mücadelesinin daha kötüye gideceğini görüyoruz. Özellikle Gaziantep ve Şanlıurfa gibi nüfusun yüksek olduğu illerde barınma en ciddi sorun haline geldi” şeklinde açıklama yaptı.
İşsizlik, toplumsal ve asayiş
sorunlarını da etkileyecek
İşsizlik sigortası kaynak olarak kullanılarak, İş-Kur üzerinden çeşitli teşvikler verildiğini aktaran Başkan Öztokmak, “Biz işyerlerinin içindeyiz, işyeri çalışan sayılarını biliyoruz. Şunu çok rahatlıkla söyleyebilirim; bu teşvik uygulamaları mevcudun üzerine ekstra istihdam sağlamıyor, sadece işverenin işgücü maliyetini düşürüyor. Ülkeyi yönetenler acil ve etkili çözümler ortaya koymak zorundadır. Bekleyerek ya da insanları kaderine terk ederek ciddi çözümler üretmedikleri taktirde, bunun üzerine bir de toplumsal sorunlar ve asayiş sorunları da eklenecektir. Suç oranlarının artışı, intihar, cinnet vakaları, psikiyatri ilaç kullanımındaki artışlar, boşanma artışları bunların temelinde ekonomik nedenlerin en önemli etken olduğunu biliyoruz. Artık şundan kaçınamayız, bir an önce ülkede ki çalışma saatleri düşürülerek, var olan iş yurttaşlar arasında paylaştırılması yöntemi uygulanmalıdır” diye konuştu.
Çalışma saatini 35 saate düşürmeden
işsizlikle mücadele edemeyiz
Yasada yazan haftalık azami resmi çalışma saatinin 45 saat ancak uygulamada çalışmanın 55 saati bulduğunu kaydeden Öztokmak, “Avrupa örnekleri ortada. Çalışma saatini 35 saat ortalamasına düşürmeden mevcut işsizlikle baş edemeyiz. En etkili ve en insani çözüm yolu budur, ancak ne yazık ki yıllardır hükümetler bu yöntemi uygulamaktan, hatta konuşmaktan kaçınmaktadır. İstihdamı teşvik uygulamalarıyla birlikte yapıldığı taktirde çok hızlı sonuç alınacaktır” ifadelere yer verdi.
İşsizlik, ülkeyi yönetenler tarafından
yeteri kadar tahlil edilemedi
Tez Koop İş Sendikası Gaziantep Şube Başkanı Bilal Öztokmak, konuşmasına şu cümlelerle son verdi: “Çalışma hayatında ki sorunların, geçim, yaşam şartlarının, işsizliğin ülkeyi yönetenler tarafından yeterince tahlil edilemediğini, yol açacağı sorunların öngörülemediğini, çözüm üretilemediğini düşünüyorum. Artan işsizlik oranları üretim ve istihdam daralması, zorunlu yaşamsal ihtiyaçlara son bir yılda yapılan ortalama yüzde 50 civarında ki zamlar, ücretler de ise ancak üçte biri oranın da yapılan artışlarla yoksulluğu yaygınlaştırmıştır. TÜİK’ in yaptığı gerçekçi olmayan enflasyon hesapları ile bizim yaşanılan görülen gerçekliğimiz çok farklı, gıda fiyatlarında ki artışlar, doğalgaz, elektrik zamları, kira giderinde ki artışlar toplumun her bir ferdi buradaki artış oranlarının ne olduğunu yaşayarak çok iyi biliyor.” Hüseyin Karataş
İşsizliğin, bu ülkenin en büyük sorunu haline geldiğini dile getiren Tez Koop İş Sendikası Gaziantep Şube Başkanı Bilal Öztokmak, “Sorunun çözümü ötelenemez, kaderine bırakılamaz” ifadelerini kullanırken, “Şu anda Gaziantep, Adıyaman ve Şanlıurfa’da çok yoğun işsizlik var. Sanayi bölgelerinde istihdamın yüzde 15-20’i mülteci işçilerden oluştuğu bir gerçek. Üstelik bu insanlar ucuz işgücü olarak çok daha kötü şartlarda çalıştırılıyorlar” dedi.
İşsizlikle beraber
yaşam pahalılığı da artıyor
Tarım, turizm ve inşaat gibi mevsimlik işlerin sonlanması ile işsizlik tablosunun çok daha kötü hal alacağını vurgulayan Öztokmak, “Şimdi artarak devam eden bu yoğun işsizlik tablosunu, yine her gün artarak devam eden yaşam pahalılığı ile birlikte değerlendirdiğimizde işçinin, işsizin ayakta kalma mücadelesinin daha kötüye gideceğini görüyoruz. Özellikle Gaziantep ve Şanlıurfa gibi nüfusun yüksek olduğu illerde barınma en ciddi sorun haline geldi” şeklinde açıklama yaptı.
İşsizlik, toplumsal ve asayiş
sorunlarını da etkileyecek
İşsizlik sigortası kaynak olarak kullanılarak, İş-Kur üzerinden çeşitli teşvikler verildiğini aktaran Başkan Öztokmak, “Biz işyerlerinin içindeyiz, işyeri çalışan sayılarını biliyoruz. Şunu çok rahatlıkla söyleyebilirim; bu teşvik uygulamaları mevcudun üzerine ekstra istihdam sağlamıyor, sadece işverenin işgücü maliyetini düşürüyor. Ülkeyi yönetenler acil ve etkili çözümler ortaya koymak zorundadır. Bekleyerek ya da insanları kaderine terk ederek ciddi çözümler üretmedikleri taktirde, bunun üzerine bir de toplumsal sorunlar ve asayiş sorunları da eklenecektir. Suç oranlarının artışı, intihar, cinnet vakaları, psikiyatri ilaç kullanımındaki artışlar, boşanma artışları bunların temelinde ekonomik nedenlerin en önemli etken olduğunu biliyoruz. Artık şundan kaçınamayız, bir an önce ülkede ki çalışma saatleri düşürülerek, var olan iş yurttaşlar arasında paylaştırılması yöntemi uygulanmalıdır” diye konuştu.
Çalışma saatini 35 saate düşürmeden
işsizlikle mücadele edemeyiz
Yasada yazan haftalık azami resmi çalışma saatinin 45 saat ancak uygulamada çalışmanın 55 saati bulduğunu kaydeden Öztokmak, “Avrupa örnekleri ortada. Çalışma saatini 35 saat ortalamasına düşürmeden mevcut işsizlikle baş edemeyiz. En etkili ve en insani çözüm yolu budur, ancak ne yazık ki yıllardır hükümetler bu yöntemi uygulamaktan, hatta konuşmaktan kaçınmaktadır. İstihdamı teşvik uygulamalarıyla birlikte yapıldığı taktirde çok hızlı sonuç alınacaktır” ifadelere yer verdi.
İşsizlik, ülkeyi yönetenler tarafından
yeteri kadar tahlil edilemedi
Tez Koop İş Sendikası Gaziantep Şube Başkanı Bilal Öztokmak, konuşmasına şu cümlelerle son verdi: “Çalışma hayatında ki sorunların, geçim, yaşam şartlarının, işsizliğin ülkeyi yönetenler tarafından yeterince tahlil edilemediğini, yol açacağı sorunların öngörülemediğini, çözüm üretilemediğini düşünüyorum. Artan işsizlik oranları üretim ve istihdam daralması, zorunlu yaşamsal ihtiyaçlara son bir yılda yapılan ortalama yüzde 50 civarında ki zamlar, ücretler de ise ancak üçte biri oranın da yapılan artışlarla yoksulluğu yaygınlaştırmıştır. TÜİK’ in yaptığı gerçekçi olmayan enflasyon hesapları ile bizim yaşanılan görülen gerçekliğimiz çok farklı, gıda fiyatlarında ki artışlar, doğalgaz, elektrik zamları, kira giderinde ki artışlar toplumun her bir ferdi buradaki artış oranlarının ne olduğunu yaşayarak çok iyi biliyor.” Hüseyin Karataş