Üniversite öğrencileri, burslar yetersiz olduğu için part-time işlerde çalışmak zorunda kaldıklarını söyledi. Gaziantep Üniversitesi’nde 44 bin 815, vakıf üniversitelerinde ise 9 bin 46 kişi, toplamda 53 bin 816 öğrenci var. Gaziantep’te eğitim hayatına devam eden üniversite öğrencileri, okurken aynı zamanda çalışan öğrenci sayısı her geçen yıl artıyor.
Vakıf ve devlet üniversitelerinde okuyan öğrenciler, eğitime ayırmaları gereken zamanlarını, ulaşım, barınma ve eğitim ihtiyaçlarını karşılamak için yarı zamanlı işlerde çalışarak geçiriyor. Çalışan öğrencilerden biri de Gaziantep Üniversitesi İletişim Fakültesi 3’üncü sınıf öğrencisi Sümmeye Ezgi Bilgen. Bir otelde yarı zamanlı çalıştığını söyleyen Bilgen, barınma ve eğitim ihtiyaçlarını karşılamak için çalıştığı işin, eğitim hayatını olumsuz etkilediğini belirtti.
Artan enflasyonla birlikte, çalışan öğrenci sayısının arttığını dile getiren Bilgen, “Her şey zamlandı. Bununla birlikte çalışan öğrenci sayısı da arttı. Biz birkaç sene önce belli bir fiyata aldığımız ürünü şuan iki katına alıyoruz. Devletin öğrencilere verdiği burs yetmediği için de çalışmak zorunda kalıyoruz. Ailemde beş çocuk var, bunun dördü okuyor. Babam asgari ücret alıyor. Asgari ücretle eğitim ihtiyacımızı karşılayamadığı için bizler de çalışmak zorunda kalıyoruz “dedi.
‘Bir yabancı dil kursuna gitmek istiyordum
imkansızlıklardan ötürü gidemedim’
Gazetecilik bölümünde okuduğunu söyleyen Bilgen, mesleğin istihdam alanının olmadığından yakındı. Herhangi bir gazetede çalışmak istediğinde de az bir ücretle çalıştırıldığını söyleyen Bilgen, “Şuan çalıştığım işte bir günde aldığım parayı bir gazetede part-time çalışsam bir ayda alırdım” diye ifade etti. Çalışmanın eğitim hayatını olumsuz etkilediğini belirten Bilgen, “Ben öğlen saat 15.00’te işe gidiyorum. İşten çıkış saatim ise saat gecenin biri oluyor. Ben bu saatte eve geldiğimde kitap okuyacak ve ders çalışacak zamanım kalmıyor. Bir yabancı dil kursuna gitmek istiyordum, imkansızlıklardan ötürü gidemedim. Kitap okuyamayan bir nesli yetiştiren kapitalist sistemi yaşayanlardan biriyim” ifadelerinde bulundu. “Okurken çalışmak eğitim hayatını olumsuz etkiliyor mu?” sorusunu Bilgen şu şekilde yanıtladı: “Şuan bir sertifika programına yazılabilirdim, bir dil kursuna gidebilirdim ama benim çalışıp parasını ödemem gereken bir yurt ücreti var” dedi.
‘Çalıştığım için derslere odaklanamıyorum
uykusuzluk ve dikkat dağınıklığı yaşıyorum’
Gaziantep Üniversitesi’nde yüksek lisans yapan Özlem Aksöz ise şunları söyledi: “Gaziantep Üniversitesi Sanat Tasarım Bölümünde yüksek lisans yapıyorum. Ben daha önce tasarım, animasyon ve sanat yönetmenliğiyle uğraştım. Şimdi de freelance çalışıyorum. Hem okul hem de çalışmak biraz zor oluyor tabi. Haftada iki gün ders olmasına rağmen derslerin ağırlığı nedeniyle zorlandığım zamanlar oluyor. Sürekli okumak gerekiyor, yazmak gerekiyor. Bunların yansıra çalışmak da gerekiyor. Bütün bunları yapmak zor oluyor. Ekonomik sebeplerden dolayı çalışıyorum. Kredi alıyorum ama yetmiyor. Gelen ufak tefek işleri kabul ediyorum. O geçinmeye biraz yardım ediyor. Tabi zaman yetmiyor. Eğer kendini geliştirmek istiyorsan o alana kendini vermen gerekiyor. Okurken çalıştığım için derslere odaklanmama sorunu yaşıyorum. Dikkat dağınıklığı ve uyku problemi yaşıyorum.”
‘10 iş yerine başvurdum
hepsinden ret cevabı aldım’
Hasan Kalyoncu Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği dördüncü sınıf öğrenci Mehmet Can Camcı ise şunları söyledi: “Artık yıla kaldığım için ders olmayan günüm çok. O yüzden bu günlerimi çalışarak değerlendirmek için kendi üniversitemde bulunan bir kafede çalışıyorum. Ben hem para kazanmak hem de deneyim edinmek istedim. Türkiye şartlarında herkes istediği mesleği yapamıyor. Ben mezun olduktan sonra mühendis olacağım ama, işler değişebilir. Okulumdaki kafede çalışmadan önce 10 iş yerine başvuru yaptım. Bu 10 iş yerinin içinde kendi mesleğim ile ilgili iş yerleri de vardı. Hepsinden de ret cevabı aldım. En sonunda kendi okulumda buldum.”
‘Burslar yetersiz olduğu için
öğrenciler çalışmak zorunda kalıyor’
Devlet tarafından öğrencilere verilen bursların yetersiz olduğuna değinen Camcı, “ Verilen burslar her yıl belli miktarda artıyor. Aynı şekilde yurtların fiyatları da eş şekilde artıyor. Geçen sene yurt ücretli 285 liraydı. Bu sene 340 lira oldu. Burs ve kredi fiyatları 50 lira artarken, yurt ücretleri 55 lira arttı. Sistem bu şekilde her yıl ilerliyor. Bu para öğrenci için çok yetersiz. Sosyalleşemiyorlar. Bu nedenle öğrenci çalışmak zorunda kalıyor. Ekstra işler yapmak zorunda kalıyor. Bunu hiçbir öğrenci istemez” şeklinde konuştu.
‘Çalışma saatleri uzun olduğu
için fiziksel olarak yoruluyorum’
Çalışmanın eğitimini olumsuz etkilemediğini söyleyen Camcı, “Çalıştığım için ekonomik olarak daha özgürüm. Kendi paramı kazanıyorum. Çalışarak kendimi geliştiriyorum. Birçok sosyal etkinliğe katılabiliyorum. Ayrıca çalışmak bana keyif veriyor. Kazandığım parayı eğitime harcıyorum, kitap alıyorum. Evet, çalışıp okumak zor. Çalışama saatleri uzun olduğu için fiziksel olarak yoruluyorum. Bunun haricinde başkasının emri altında çalışmak insanın zoruna gidiyor. Kimileri çalışırken ders çalışamıyor. Ben bu konuda zorlanmıyorum. Böyle bir sıkıntı yaşamamak için düzenli bir program kuruyorum” dedi. Esra Aydın
Vakıf ve devlet üniversitelerinde okuyan öğrenciler, eğitime ayırmaları gereken zamanlarını, ulaşım, barınma ve eğitim ihtiyaçlarını karşılamak için yarı zamanlı işlerde çalışarak geçiriyor. Çalışan öğrencilerden biri de Gaziantep Üniversitesi İletişim Fakültesi 3’üncü sınıf öğrencisi Sümmeye Ezgi Bilgen. Bir otelde yarı zamanlı çalıştığını söyleyen Bilgen, barınma ve eğitim ihtiyaçlarını karşılamak için çalıştığı işin, eğitim hayatını olumsuz etkilediğini belirtti.
Artan enflasyonla birlikte, çalışan öğrenci sayısının arttığını dile getiren Bilgen, “Her şey zamlandı. Bununla birlikte çalışan öğrenci sayısı da arttı. Biz birkaç sene önce belli bir fiyata aldığımız ürünü şuan iki katına alıyoruz. Devletin öğrencilere verdiği burs yetmediği için de çalışmak zorunda kalıyoruz. Ailemde beş çocuk var, bunun dördü okuyor. Babam asgari ücret alıyor. Asgari ücretle eğitim ihtiyacımızı karşılayamadığı için bizler de çalışmak zorunda kalıyoruz “dedi.
‘Bir yabancı dil kursuna gitmek istiyordum
imkansızlıklardan ötürü gidemedim’
Gazetecilik bölümünde okuduğunu söyleyen Bilgen, mesleğin istihdam alanının olmadığından yakındı. Herhangi bir gazetede çalışmak istediğinde de az bir ücretle çalıştırıldığını söyleyen Bilgen, “Şuan çalıştığım işte bir günde aldığım parayı bir gazetede part-time çalışsam bir ayda alırdım” diye ifade etti. Çalışmanın eğitim hayatını olumsuz etkilediğini belirten Bilgen, “Ben öğlen saat 15.00’te işe gidiyorum. İşten çıkış saatim ise saat gecenin biri oluyor. Ben bu saatte eve geldiğimde kitap okuyacak ve ders çalışacak zamanım kalmıyor. Bir yabancı dil kursuna gitmek istiyordum, imkansızlıklardan ötürü gidemedim. Kitap okuyamayan bir nesli yetiştiren kapitalist sistemi yaşayanlardan biriyim” ifadelerinde bulundu. “Okurken çalışmak eğitim hayatını olumsuz etkiliyor mu?” sorusunu Bilgen şu şekilde yanıtladı: “Şuan bir sertifika programına yazılabilirdim, bir dil kursuna gidebilirdim ama benim çalışıp parasını ödemem gereken bir yurt ücreti var” dedi.
‘Çalıştığım için derslere odaklanamıyorum
uykusuzluk ve dikkat dağınıklığı yaşıyorum’
Gaziantep Üniversitesi’nde yüksek lisans yapan Özlem Aksöz ise şunları söyledi: “Gaziantep Üniversitesi Sanat Tasarım Bölümünde yüksek lisans yapıyorum. Ben daha önce tasarım, animasyon ve sanat yönetmenliğiyle uğraştım. Şimdi de freelance çalışıyorum. Hem okul hem de çalışmak biraz zor oluyor tabi. Haftada iki gün ders olmasına rağmen derslerin ağırlığı nedeniyle zorlandığım zamanlar oluyor. Sürekli okumak gerekiyor, yazmak gerekiyor. Bunların yansıra çalışmak da gerekiyor. Bütün bunları yapmak zor oluyor. Ekonomik sebeplerden dolayı çalışıyorum. Kredi alıyorum ama yetmiyor. Gelen ufak tefek işleri kabul ediyorum. O geçinmeye biraz yardım ediyor. Tabi zaman yetmiyor. Eğer kendini geliştirmek istiyorsan o alana kendini vermen gerekiyor. Okurken çalıştığım için derslere odaklanmama sorunu yaşıyorum. Dikkat dağınıklığı ve uyku problemi yaşıyorum.”
‘10 iş yerine başvurdum
hepsinden ret cevabı aldım’
Hasan Kalyoncu Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği dördüncü sınıf öğrenci Mehmet Can Camcı ise şunları söyledi: “Artık yıla kaldığım için ders olmayan günüm çok. O yüzden bu günlerimi çalışarak değerlendirmek için kendi üniversitemde bulunan bir kafede çalışıyorum. Ben hem para kazanmak hem de deneyim edinmek istedim. Türkiye şartlarında herkes istediği mesleği yapamıyor. Ben mezun olduktan sonra mühendis olacağım ama, işler değişebilir. Okulumdaki kafede çalışmadan önce 10 iş yerine başvuru yaptım. Bu 10 iş yerinin içinde kendi mesleğim ile ilgili iş yerleri de vardı. Hepsinden de ret cevabı aldım. En sonunda kendi okulumda buldum.”
‘Burslar yetersiz olduğu için
öğrenciler çalışmak zorunda kalıyor’
Devlet tarafından öğrencilere verilen bursların yetersiz olduğuna değinen Camcı, “ Verilen burslar her yıl belli miktarda artıyor. Aynı şekilde yurtların fiyatları da eş şekilde artıyor. Geçen sene yurt ücretli 285 liraydı. Bu sene 340 lira oldu. Burs ve kredi fiyatları 50 lira artarken, yurt ücretleri 55 lira arttı. Sistem bu şekilde her yıl ilerliyor. Bu para öğrenci için çok yetersiz. Sosyalleşemiyorlar. Bu nedenle öğrenci çalışmak zorunda kalıyor. Ekstra işler yapmak zorunda kalıyor. Bunu hiçbir öğrenci istemez” şeklinde konuştu.
‘Çalışma saatleri uzun olduğu
için fiziksel olarak yoruluyorum’
Çalışmanın eğitimini olumsuz etkilemediğini söyleyen Camcı, “Çalıştığım için ekonomik olarak daha özgürüm. Kendi paramı kazanıyorum. Çalışarak kendimi geliştiriyorum. Birçok sosyal etkinliğe katılabiliyorum. Ayrıca çalışmak bana keyif veriyor. Kazandığım parayı eğitime harcıyorum, kitap alıyorum. Evet, çalışıp okumak zor. Çalışama saatleri uzun olduğu için fiziksel olarak yoruluyorum. Bunun haricinde başkasının emri altında çalışmak insanın zoruna gidiyor. Kimileri çalışırken ders çalışamıyor. Ben bu konuda zorlanmıyorum. Böyle bir sıkıntı yaşamamak için düzenli bir program kuruyorum” dedi. Esra Aydın