Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, üstün yetenekli bireyler için yeni bir dönem başlatacaklarını bildirerek, “Eğitimin temel amacı, bireysel farklılıkları dikkate alarak her bireyin potansiyeli doğrultusunda en üst düzeyde gelişimini sağlamaktır” dedi.
Dinçer, MEB’de düzenlediği “Üstün Yetenekli Bireyler Strateji ve Uygulama Planı”na ilişkin bilgilendirme toplantısında, üstün yetenekli bireylerin, Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nde “Zekâ, yaratıcılık, sanat, spor, liderlik kapasitesi veya özel akademik alanlarda akranlarına göre yüksek düzeyde performans gösteren birey” şeklinde tanımlandığını belirtti. Her ülkenin, kendi eğitim sistemi, politik amaçları ve insan kaynağına göre üstün yetenekliler konusunda bir eğitim modeli uyguladığına dikkat çeken Dinçer, üstün yeteneklilerin eğitiminde en sık rastlanan eğitim modellerinin “hızlandırma, üst özel sınıf, türdeş yetenek grupları eğitimi, ders saatleri içinde ve derslikler dışında zenginleştirme, okul dışı etkinlikler, sınıf içinde öğrenme yaşantılarını farklılaştırma, bireyselleştirilmiş öğretim, ayrı okullarda eğitim” olduğunu söyledi.
Dinçer, eğitimin temel amacının, “bireysel farklılıkları dikkate alarak her bireyin potansiyeli doğrultusunda en üst düzeyde gelişimini sağlamak” olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu: “Ülkemizde üstün yetenekli bireylere yönelik olarak örgün ve yaygın eğitimde tek tip uygulamalar yerine, ‘bilgi ve deneyim paylaşımını esas alan, bireyin ilgi, yetenek ve potansiyeline göre farklılaştırılmış, bireyselleştirilmiş, zenginleştirilmiş, hızlandırılmış çoklu modeller’ önerilmektedir. Böylece örgün ve yaygın eğitimde üstün yetenekli bireyler için yeni bir dönemin başlaması hedeflenmektedir. Temel amaç, ülkemizin, üstün yeteneklilerin eğitimi ve istihdamı konusunda lider ülkelerden biri haline gelmesidir.”
Okulöncesinde üstün yetenekli olduğu düşünülen çocuklara zekâ testlerinden ziyade gelişim testleri uygulanması gerektiğini vurgulayan Dinçer, şunları ekledi: “Uygulanan gelişim testleri sonrasında elde edilen profilde yer alan çocuğun güçlü ve zayıf yönleri belirlenerek özellikleri doğrultusunda eğitim verilmelidir. Bunlara ek olarak, okulöncesine devam eden çocuklara yönelik bulundukları kurumlarda yetenekleri doğrultusunda zenginleştirme programı uygulanabilir. Üstün yetenekli öğrencinin okulu/kurumu tarafından ona ait bir ‘Ürün Seçki Dosyası’ hazırlanmalı ve e-okul sistemine girilmelidir. Zihinsel, sosyal ve duygusal gelişimleri bakımından hazır olan üstün yetenekli öğrencilerin erken okula başlatılmalarının veya sınıf yükseltmelerinin, öğrencilerin uygun seçmeli derslere yönlendirmesinin yapılması önem arz etmektedir. Zihinsel, sosyal ve duygusal gelişimleri bakımından üstün yetenekli öğrencilerin bir bütünlük içinde değerlendirilerek sadece bir kez sınıf yükseltmenin uygun olacağı değerlendirilmektedir. Üstün yetenekli öğrencilere yönelik okulun ve bölgenin fırsatları göz önünde tutularak destek eğitim odalarında, kaynaştırma eğitiminde ve hafta sonu programlarında ve BİLSEM uygulamaları şeklinde eğitim almaları sağlanacaktır. Öğrencilerin yetenekleri doğrultusunda seçmeli derslere yönlendirilmesi sağlanacaktır. Ortaokul düzeyinde de zihinsel, sosyal ve duygusal gelişimleri bakımından üstün yetenekli öğrencilerin bir bütünlük içinde değerlendirilerek sadece bir kez sınıf yükseltmenin uygun olacağı değerlendirilmektedir.”
Dinçer, MEB’de düzenlediği “Üstün Yetenekli Bireyler Strateji ve Uygulama Planı”na ilişkin bilgilendirme toplantısında, üstün yetenekli bireylerin, Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nde “Zekâ, yaratıcılık, sanat, spor, liderlik kapasitesi veya özel akademik alanlarda akranlarına göre yüksek düzeyde performans gösteren birey” şeklinde tanımlandığını belirtti. Her ülkenin, kendi eğitim sistemi, politik amaçları ve insan kaynağına göre üstün yetenekliler konusunda bir eğitim modeli uyguladığına dikkat çeken Dinçer, üstün yeteneklilerin eğitiminde en sık rastlanan eğitim modellerinin “hızlandırma, üst özel sınıf, türdeş yetenek grupları eğitimi, ders saatleri içinde ve derslikler dışında zenginleştirme, okul dışı etkinlikler, sınıf içinde öğrenme yaşantılarını farklılaştırma, bireyselleştirilmiş öğretim, ayrı okullarda eğitim” olduğunu söyledi.
Dinçer, eğitimin temel amacının, “bireysel farklılıkları dikkate alarak her bireyin potansiyeli doğrultusunda en üst düzeyde gelişimini sağlamak” olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu: “Ülkemizde üstün yetenekli bireylere yönelik olarak örgün ve yaygın eğitimde tek tip uygulamalar yerine, ‘bilgi ve deneyim paylaşımını esas alan, bireyin ilgi, yetenek ve potansiyeline göre farklılaştırılmış, bireyselleştirilmiş, zenginleştirilmiş, hızlandırılmış çoklu modeller’ önerilmektedir. Böylece örgün ve yaygın eğitimde üstün yetenekli bireyler için yeni bir dönemin başlaması hedeflenmektedir. Temel amaç, ülkemizin, üstün yeteneklilerin eğitimi ve istihdamı konusunda lider ülkelerden biri haline gelmesidir.”
Okulöncesinde üstün yetenekli olduğu düşünülen çocuklara zekâ testlerinden ziyade gelişim testleri uygulanması gerektiğini vurgulayan Dinçer, şunları ekledi: “Uygulanan gelişim testleri sonrasında elde edilen profilde yer alan çocuğun güçlü ve zayıf yönleri belirlenerek özellikleri doğrultusunda eğitim verilmelidir. Bunlara ek olarak, okulöncesine devam eden çocuklara yönelik bulundukları kurumlarda yetenekleri doğrultusunda zenginleştirme programı uygulanabilir. Üstün yetenekli öğrencinin okulu/kurumu tarafından ona ait bir ‘Ürün Seçki Dosyası’ hazırlanmalı ve e-okul sistemine girilmelidir. Zihinsel, sosyal ve duygusal gelişimleri bakımından hazır olan üstün yetenekli öğrencilerin erken okula başlatılmalarının veya sınıf yükseltmelerinin, öğrencilerin uygun seçmeli derslere yönlendirmesinin yapılması önem arz etmektedir. Zihinsel, sosyal ve duygusal gelişimleri bakımından üstün yetenekli öğrencilerin bir bütünlük içinde değerlendirilerek sadece bir kez sınıf yükseltmenin uygun olacağı değerlendirilmektedir. Üstün yetenekli öğrencilere yönelik okulun ve bölgenin fırsatları göz önünde tutularak destek eğitim odalarında, kaynaştırma eğitiminde ve hafta sonu programlarında ve BİLSEM uygulamaları şeklinde eğitim almaları sağlanacaktır. Öğrencilerin yetenekleri doğrultusunda seçmeli derslere yönlendirilmesi sağlanacaktır. Ortaokul düzeyinde de zihinsel, sosyal ve duygusal gelişimleri bakımından üstün yetenekli öğrencilerin bir bütünlük içinde değerlendirilerek sadece bir kez sınıf yükseltmenin uygun olacağı değerlendirilmektedir.”
RSS