Suriye konusunda denge politikasına ihtiyaç olduğunu söyleyen Mehmet Aslan,
Şu anda yapılan politikanın bu olmadığını söyledi
Ticaret Odası Başkanı Mehmet Aslan, Suriye'deki olayların, Türkiye ile Suriye arasındaki bir mesele haline dönüştürüldüğünü söyledi. ''Bugün geldiğimiz ortamda, dünyada da algılama, neredeyse bu olay (Suriye'deki olaylar) Türkiye ile Suriye arasındaki bir meseleymiş haline dönüştürüldü. Böyle olmamalıydı'' dedi.
Aslan, Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti'nin 23. Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, Türkiye ile Suriye'nin dünya durdukça komşu iki ülke olacaklarını belirtti.Türkiye ve Suriye'nin birçok konuda olduğu gibi etnik ve mezhepsel yapısının da birbirine çok benzediğini ifade etti. Doğruları söyleme zamanında susmanın doğuracağı sakıncalara da işaret eden Aslan, şöyle konuştu: “Suriye olayında yarın başımıza bir iş gelirse o konuya da gireceğim. Şimdi gidaşatla ilgili fikirlerimizi söyleyemezsek aman yarın daha kötü şeyler olur, diyemezsek. Toplumun morali iyi aman iyi yerde kalsın, dersek yarın başımıza bir şeyler de gelirse acaba kendi vicdanımızda bile biz kendi vicdanımızda biz gereğini yaptık mi diye kendimizi sorgulamaz mıyız? Bunu da herkesin düşünmesi lazım.”
Yürütülen politikanın
semerelerinden endişeliyim
Aslan, Türkiye'nin uluslararası toplumla, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve Arap Birliği'yle birlikte ve bu ülkeler kadar hareket etmekle ilgili çok dengeli bir politika uygulamak mecburiyetinde olduğunu ileri süren Aslan, şöyle devam etti:''Çünkü dünya durdukça biz Suriye ile komşu olacağız. Suriye'deki insanlar bizim kardeşlerimiz, dostlarımız. Etnik ve mezhepsel yapısı bize benzer. Suriye'de, bütün bu ülkelerle, dış devletlerin hepsiyle birlikte, çok partili rejime geçişin, böyle kansız belli bir sürecini organize edici politikalar yanında olmak gerekiyor. Hatta bu politikalarda başrolde oynayabilecek dengeli, sakin, sertleşmeyen, ılımlı, her iki tarafla görüşmeleri her an yürütebilecek pozisyonda bir denge politikasına ihtiyaç vardı. Şu anda yaptığımız politika bu değil. Bunun semerelerinden çok endişeliyim, açıkça söylüyorum. Tabii ki, bizim için ülkemiz öncelikli. Ama bizim bölgemiz ve başta Gaziantep olaylardan çok daha olumsuz etkilenmekle karşı karşıya.''
İcraat iktidarda, ama muhalefetin
de yapacağı çok şey var
Aslan, geçtiğimiz günlerde Gaziantep'i ziyaret eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na da konuyla ilgili düşüncelerini söylediğini ifade ederek, ''Ana muhalefet partisi liderine söyledim. Sorumluluk sadece iktidarların olamaz. İcraat iktidarlarda ama muhalefetin de yapacağı çok şey vardır. Bu bağlamda 'bu yanlıştır' demeden öte, halkın örgütlenerek hükümeti daha ılımlı bir politikaya yöneltmesi doğrultusunda organizasyon da muhalefet partilerinindir'' diye konuştu.
Türkiye’de insanları dinleme özgürlüğü var
Ülkenin içinde bulunduğu süreçte basının özgürleşme yolunda mücadele vermesi gerektiğine vurgu yapan Aslan, “Türkiye’de yeni anayasa tartışmaları yapılıyor. Bireysel hak ve özgürlüklerin çok daha ileri taşınmasıyla ilgili hepimiz görüşlerimizi ve isteklerimizi olabildiğince geniş kitlelerle paylaşmaya çalışırken Türkiye’de bir özgürlük tavana vurmuş durumda insanları dinleme özgürlüğü. Belli bir grupta bu yetki var. Türkiye’de insanlar fütursuz bir şekilde her anlamda dinleniyorlar. Bu özgürlüğe, konusunda şikâyetçi olan, ne bu grubun içinden, ne dışarıdan pek kimse olduğunu da zannetmiyorum. Keşke basın mensuplarımızın da, toplumumuzun da bu dinleme özgürlüğüne ulaşan insanların hiç olmazsa belli bir seviyesinde özgürlükleri olsa diye de buradan biraz ironik bir şey söylemek istiyorum açıkçası” şeklinde konuştu.
Burada yaratılacak bir kıvılcım
ne Diyarbakır ne Şanlıurfa
ne İstanbul'dakine benzer
Aslan, Ramazan Bayramı'nda Gaziantep'te yaşanan patlamaya da değinerek, olay sonrasındaki tavrı ve çalışmalarından dolayı gazetecileri kutladı. Olaydan sonra kurumlar olarak kendilerinin de Gaziantep'teki sosyal barışı kimsenin bozmaya gücünün yetmeyeceği yönünde mesajlar verdiklerini anımsatan Aslan, şunları kaydetti.
''Bu yeni bir stratejinin sıçramasıydı. Çünkü şu anda Türkiye'de Gaziantep kadar kritik, başka bir şehir yok. İstanbul, Adana, İzmir, Mersin dahil. Oraların yapısı başkadır. Gaziantep öyle değil. Biz Gaziantep'te Türk, Kürt, Arap, Alevi, Sünni ayrımı yapmayız. İşvereni, işçisi hepimiz el eleyiz. İşte tam da bu noktada burada yaratılacak bir kıvılcım ne Diyarbakır ne Şanlıurfa ne İstanbul'dakine benzer. Hedef buydu. Kıvılcımı buradan sıçratmak, bütün büyük şehirlere yaymak. Gaziantepli olarak bu oyuna gelmedik. Ama Suriye politikası, Irak ve İran ile olan görüşmeler, önümüzdeki süreçte bize çok daha sıkıntılı süreçleri beraberinde getirebilir. Umarım ki olmaz.''
Aslan, yaşanan süreçte gazetecilere de önemli görevler düştüğünü, gazetecilerin, konuyla ilgili kesimlerin düşüncelerini topluma taşıması gerektiğini sözlerine ekledi.AA
Şu anda yapılan politikanın bu olmadığını söyledi
Ticaret Odası Başkanı Mehmet Aslan, Suriye'deki olayların, Türkiye ile Suriye arasındaki bir mesele haline dönüştürüldüğünü söyledi. ''Bugün geldiğimiz ortamda, dünyada da algılama, neredeyse bu olay (Suriye'deki olaylar) Türkiye ile Suriye arasındaki bir meseleymiş haline dönüştürüldü. Böyle olmamalıydı'' dedi.
Aslan, Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti'nin 23. Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, Türkiye ile Suriye'nin dünya durdukça komşu iki ülke olacaklarını belirtti.Türkiye ve Suriye'nin birçok konuda olduğu gibi etnik ve mezhepsel yapısının da birbirine çok benzediğini ifade etti. Doğruları söyleme zamanında susmanın doğuracağı sakıncalara da işaret eden Aslan, şöyle konuştu: “Suriye olayında yarın başımıza bir iş gelirse o konuya da gireceğim. Şimdi gidaşatla ilgili fikirlerimizi söyleyemezsek aman yarın daha kötü şeyler olur, diyemezsek. Toplumun morali iyi aman iyi yerde kalsın, dersek yarın başımıza bir şeyler de gelirse acaba kendi vicdanımızda bile biz kendi vicdanımızda biz gereğini yaptık mi diye kendimizi sorgulamaz mıyız? Bunu da herkesin düşünmesi lazım.”
Yürütülen politikanın
semerelerinden endişeliyim
Aslan, Türkiye'nin uluslararası toplumla, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve Arap Birliği'yle birlikte ve bu ülkeler kadar hareket etmekle ilgili çok dengeli bir politika uygulamak mecburiyetinde olduğunu ileri süren Aslan, şöyle devam etti:''Çünkü dünya durdukça biz Suriye ile komşu olacağız. Suriye'deki insanlar bizim kardeşlerimiz, dostlarımız. Etnik ve mezhepsel yapısı bize benzer. Suriye'de, bütün bu ülkelerle, dış devletlerin hepsiyle birlikte, çok partili rejime geçişin, böyle kansız belli bir sürecini organize edici politikalar yanında olmak gerekiyor. Hatta bu politikalarda başrolde oynayabilecek dengeli, sakin, sertleşmeyen, ılımlı, her iki tarafla görüşmeleri her an yürütebilecek pozisyonda bir denge politikasına ihtiyaç vardı. Şu anda yaptığımız politika bu değil. Bunun semerelerinden çok endişeliyim, açıkça söylüyorum. Tabii ki, bizim için ülkemiz öncelikli. Ama bizim bölgemiz ve başta Gaziantep olaylardan çok daha olumsuz etkilenmekle karşı karşıya.''
İcraat iktidarda, ama muhalefetin
de yapacağı çok şey var
Aslan, geçtiğimiz günlerde Gaziantep'i ziyaret eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na da konuyla ilgili düşüncelerini söylediğini ifade ederek, ''Ana muhalefet partisi liderine söyledim. Sorumluluk sadece iktidarların olamaz. İcraat iktidarlarda ama muhalefetin de yapacağı çok şey vardır. Bu bağlamda 'bu yanlıştır' demeden öte, halkın örgütlenerek hükümeti daha ılımlı bir politikaya yöneltmesi doğrultusunda organizasyon da muhalefet partilerinindir'' diye konuştu.
Türkiye’de insanları dinleme özgürlüğü var
Ülkenin içinde bulunduğu süreçte basının özgürleşme yolunda mücadele vermesi gerektiğine vurgu yapan Aslan, “Türkiye’de yeni anayasa tartışmaları yapılıyor. Bireysel hak ve özgürlüklerin çok daha ileri taşınmasıyla ilgili hepimiz görüşlerimizi ve isteklerimizi olabildiğince geniş kitlelerle paylaşmaya çalışırken Türkiye’de bir özgürlük tavana vurmuş durumda insanları dinleme özgürlüğü. Belli bir grupta bu yetki var. Türkiye’de insanlar fütursuz bir şekilde her anlamda dinleniyorlar. Bu özgürlüğe, konusunda şikâyetçi olan, ne bu grubun içinden, ne dışarıdan pek kimse olduğunu da zannetmiyorum. Keşke basın mensuplarımızın da, toplumumuzun da bu dinleme özgürlüğüne ulaşan insanların hiç olmazsa belli bir seviyesinde özgürlükleri olsa diye de buradan biraz ironik bir şey söylemek istiyorum açıkçası” şeklinde konuştu.
Burada yaratılacak bir kıvılcım
ne Diyarbakır ne Şanlıurfa
ne İstanbul'dakine benzer
Aslan, Ramazan Bayramı'nda Gaziantep'te yaşanan patlamaya da değinerek, olay sonrasındaki tavrı ve çalışmalarından dolayı gazetecileri kutladı. Olaydan sonra kurumlar olarak kendilerinin de Gaziantep'teki sosyal barışı kimsenin bozmaya gücünün yetmeyeceği yönünde mesajlar verdiklerini anımsatan Aslan, şunları kaydetti.
''Bu yeni bir stratejinin sıçramasıydı. Çünkü şu anda Türkiye'de Gaziantep kadar kritik, başka bir şehir yok. İstanbul, Adana, İzmir, Mersin dahil. Oraların yapısı başkadır. Gaziantep öyle değil. Biz Gaziantep'te Türk, Kürt, Arap, Alevi, Sünni ayrımı yapmayız. İşvereni, işçisi hepimiz el eleyiz. İşte tam da bu noktada burada yaratılacak bir kıvılcım ne Diyarbakır ne Şanlıurfa ne İstanbul'dakine benzer. Hedef buydu. Kıvılcımı buradan sıçratmak, bütün büyük şehirlere yaymak. Gaziantepli olarak bu oyuna gelmedik. Ama Suriye politikası, Irak ve İran ile olan görüşmeler, önümüzdeki süreçte bize çok daha sıkıntılı süreçleri beraberinde getirebilir. Umarım ki olmaz.''
Aslan, yaşanan süreçte gazetecilere de önemli görevler düştüğünü, gazetecilerin, konuyla ilgili kesimlerin düşüncelerini topluma taşıması gerektiğini sözlerine ekledi.AA