Yaşanan ölümlerin sebebi kader değil, siyasi tercihtir

CHP Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka, ‘’Yaşanan ölümlerin sebebi kader değil, siyasi tercihtir. Bu iktidar siyasi tercihini insandan yana değil, ranttan yana kullandı. O yüzden yaşadığımız deprem asrın felaketinin yanı sıra rantın felaketi olarak değerlendirilebilir. İktidar yurttaşlarını, hastaları ve engellileri kaderine kendi kaderine terk etti.’’ dedi.
Toplanan bağışlar buhar olup uçtu

Cumhuriyetin 100. yılında yurttaşları kimsesiz bırakan bir iktidarın olduğunu kaydeden Nazlıaka, ‘’Bu dönemde milletçe en önemli özelliklerimizden biri olan dayanışmanın en güzel örneklerini yaşadık ve yurttaşlarımız bu dayanışma ruhunu en güzel şekilde hissettirdi. Cumhuriyet Halk Partili belediyeler, bu konuda ellerinden geleni yaptılar. İnanılmaz bir bağış kampanyası yürütüldü ve ekran başında 115 milyar TL bağış yapıldı. Fakat bu bağışlar buhar oldu. Bu bağışlara ne olduğunun hesabını sormak istedik, meclise önerge verdik ama AKP-MHP oylarıyla reddedildi’’ hatırlatmasını yaptı.

Depremden en fazla başta yoksullar, kadınlar, çocuklar, yaşlılar, engelli bireyler ve hastalardı

Nazlıaka, ‘’Depremden en fazla başta yoksullar, kadınlar, çocuklar, yaşlılar, engelli bireyler ve hastalardı. Hasta olmayan bireylerde daha sonrasındaki enkaz ve moloz kaldırma işlemlerinin yönetmeliğe uygun yapılmaması nedeniyle sağlık sorunları yaşadılar. Engellilerin bir kısmı deprem esnasında kurtarılamadı. Kadınların ciddi bir güvenlik sorunu oldu. O dönemde şiddet mağduru kadınlara yönelik uygulanan uzaklaştırma kararları askıya alındı. Birleşmiş Milletlerin raporuna göre 226 bin kadın hamileydi ve bu hamilelik sürecinde herhangi bir hekimden faydalanamayarak, zor şartlar altında büyük bir travma geçirerek yaşamak zorunda kaldılar’’ açıklamasında bulundu.

Bu kadar ve sorun varken ne bakan ne de herhangi bir üst düzey bürokrat istifa etti

Kayıp yurttaşların her zaman gündemlerinde olduğunu sözlerine ekleyen Nazlıaka, ‘’Aileler kayıp çocuklarına ulaşmak için hastane hastane dolaşmak zorunda kaldılar. Bu konuyu gündeme getirdiğimiz için adeta susturulmaya çalışıldık ve yargı sopasıyla bizi sindirmeye çalıştılar. O dönemde büyük bir karmaşa ve keşmekeş yaşandı. Bu kadar olay yaşanırken ve sorun varken ne bakan ne de herhangi bir üst düzey bürokrat istifa etti. Dolaysıyla bir nevi suç yine depremzedelerin üzerinde kaldı’’ ifadelerini kullandı.

Sorunlar çığ gibi büyümeye devam ediyor

CHP Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: ‘’İlçe Başkanlarımızdan aldığımız bilgilere göre Nurdağı’nda 8 bin, İslâhiye’de 6 bin olmak üzere toplamda 14 bin kişinin barınma ihtiyacı karşılanabilmiş değil. Ayrıca eğitim, sağlık, istihdam ve adalete erişim konusunda da çok ciddi sıkıntılar var. Nurdağı’nda açılan devlet hastanesinde yeteri kadar uzman doktor olmadığından tedavilerde ciddi aksaklıklar yaşanıyor. Uyuz ve cilt hastalıkları giderek yaygınlaştı. Yıkılan aile sağlığı merkezinin yerine yeni bina yapılmadı. Sonuç olarak sorunlar çığ gibi büyümeye devam ediyor.’’

Yaşanan ölümlerin, yaralananların ve hayatına engelli olarak devam edenlerin sorumlusu AKP iktidarıdır

‘İktidar depreme karşı önleyici tedbirler almakta değil, baş sağlığı dilemekte usta’ ifadelerini kullanan Nazlıaka, ‘’İktidar önce baş sağlığı diliyor, sonra bunu kader ve fıtrat diyerek sorumluluğu üzerinden atıyor. Ama tüm bu olanların, yaşanan ölümlerin, yaralananların ve hayatına engelli olarak devam etmek zorunda kalanların sorumlusu AKP iktidarıdır. Depreme hazırlanmadan, dirençli kentler yaratmadan, yapı stokunu güçlendirmeden, samimi olarak bir afet eylem planı çıkartıp uygulamadan bu tür sorunlarla karşılaştığımızda benzer sonuçlar alırız’’ şeklinde konuştu.

Hiçbir kamu görevlisi yargı önüne çıkarılmış değil

CHP Eskişehir Milletvekili Uyku Çakırözer, ‘’Unutmadık, unutmayacağız ve unutturmayacağız diyorsak öncelikle sürmekte olan davaları hep birlikte takip etmemiz gerekiyor. Her 100 aileden 97’sinin adalet beklentisi karşılanmış değil. Açılan davaların tamamlanma oranı son derece düşük. Her 3 sorumludan biri savcının karşısına çıkabilmiş, diğerleri çıkarılmış değil. Hiçbir kamu görevlisi yargı önüne çıkarılmış değil. Mimarlar, mühendisler yargılanıyor ama sorumlu olan kamu görevlilerinin hiçbiri yargı karşısında değil’’ değerlendirmesini yaptı.

Yitip giden canlar bir kader değil, bir cinayet

Kahramanmaraş depremlerinde 53 bin 537 kişinin yaşamını yitirdiği hatırlatan Çakırözer, ‘’Yitip giden canlar bir kader değil, bir cinayet. Deprem bir doğal afettir ancak depremde bu kadar insanın hayatını kaybetmesi doğal değil. Deprem vergisi adı altında 20 yılda 40 milyar dolar çıkarılan 8 imar affında 26 milyar lira toplandı. Toplanan bu paraları şehirleri depreme dayanıklı hale getirmek yerine bir avuç rantiyeye ve 5’li çeteye aktarırsanız, Antep ve diğer 10 ilimiz çöker ve canlarımız hayatını kaybeder’’ dedi.