ANASAYFA arrow right Güncel

Yatan, çalışandan daha çok kazanıyorsa, bu sistem yürümez ve iflas eder

Yatan, çalışandan daha çok kazanıyorsa, bu sistem yürümez ve iflas eder
YAYINLAMA: 06 Haziran 2022 / 21.02
GÜNCELLEME: 06 Haziran 2022 / 22.07
Yem, arpa ve saman gibi girdi maliyetlerinin her geçen gün artmasıyla üreticiler çok zor günler geçiriyor. Sinan Köyü’ndeki hayvan pazarında Gaziantep Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Osman Türkman ve hayvan üreticileri, artan maliyetleri değerlendirirken, “Bu işin sonu hayra alamet değil” diye konuştu

Ülke ekonomisine önemli katkılar sağlayan ve 85 milyon insanın et ihtiyacını karşılayabilmek için gece-gündüz çalışan besiciler, artan maliyetlere isyan etti. Gaziantep hayvancılığın kalbinin attığı Sinan Köyü’ndeki hayvan ahırlarının birçoğu kapandığı, sadece 150 işletmede besiciliğin yapıldığı söyleniyor. Besiciler, “Parasını banka koyanlara değil üretim yapanlara sahip çıkılmalı. Yatanlar çalışanlardan daha çok kazanıyorsa bu sistem yürümez ve iflas eder” uyarısını yaptı.

Birçok besici ucuz olduğu için hayvanını ahırdan çıkarıp da satmıyor. Dolayısıyla da hayvan pazarı boş kalıyor. Ayrıca besiciler, Suriye’den hayvan ithal edilmesine de karşı. Hayvan ithal edildiği takdirde fiyatların daha da düşeceği ve herkesin hayvancılığı bırakacağı belirtiliyor.

Hayvancılık desteklenmezse kilosu 250-300 liraya bile et bulamayız

Hayvancılığa hiç önem verilemediğini ifade eden besiciler, gidişatın hiç de iyi olmadığını söyledi. Yem, arpa ve saman gibi girdilerin pahalı olduğunu dolayısıyla maliyetleri karşılamak için canlı koyunun kilogramının 70 liranın altında olmaması gerektiğini vurgulayan besiciler, TMO’nun piyasanın yarı fiyatına arpa satışına devam etmesini ve ihracatın yeniden açılmasını talep etti. Eğer hayvancılık desteklenmediğini takdirde etin kilosunun 250-300 lira çıkacağı, hatta para olsa dahi et bulanamayacağı uyarısında bulundu.

Maliyetler yüksek, besici zarar ediyor

40 yıldan beri besi üreticiliği yaptığını ifade eden İdris Çıkan, yem fiyatlarının çok yüksek olduğunu dile getirdi. Besici koyunların maliyeti yüksek olduğundan üretici zarar ediyor. Şu anda canlı hayvanın kilogramı 55 lira civarında ancak kilogramı 70 liranın altında olursa besiciyi kurtarmaz. Geçmiş yıllarda kantarda 1000 koyun tartılırken, bir aydan beri bir koyun bile tartılmadı. Suriye’den küçükbaş hayvan getirileceği söyleniyor, bu koyunları getirmesinler ve ihracatın önünü açsınlar” dedi.

Bir kişi zarar ettiği işi yapar mı?”

Besici ve Veteriner Hekim Servet Ayyıldız, “Koyun fiyatları düşük olduğundan yem fiyatları da yüksekmiş gibi geliyor. Gaziantep ve çevresinde ki meralar sıkıntılı olduğu için besiciler hayvanlarını yem ile beslemeye başladı. 55 lira olan koyunun canlı kilogram fiyatı 70 lira olmalı ki besiciler giderlerini karşılayabilsin. Ama bu fiyat olmadığı için hiç kimse hayvanını kestirmiyor. Hayvanını satanlar bir daha bu işi yapmayacağını söylüyor. Çünkü koyununu sattığında yeni koyun alamıyor. Dolayısıyla zarar ediyor. Bir kişi de zarar ettiği işi yapar mı?” diye sordu.

Para kazanamayan besiciler, hayvanlarını satıp, Kur Korumalı Mevduata yatırdı

‘Ülkenin tarıma ve hayvancılığa çok ihtiyacı var’ ifadelerini kullanan Ayyıldız, “Ülkenin temeli tarım ve hayvancılığa dayanıyor. Bir insan beton ve taş yiyemez. Ekonomi üretim ile düzelir. Son iki ayda hayvancılığı bırakanların oranı yüzde 60. Çünkü kazanamayınca parasını bankadaki ‘Kur Korumalı Mevduata’ yatırdı, para kazanıyor. Ayrıca şu sıralar çok fazla dişi koyun kesimi de yapılıyor. Dişi koyun kesimi yasak deniliyor, ama insanlar bu işi evine ekmek götürebilmek için yapıyor. Eğer yaptığı işten evine götüremiyorsa o işi yapmaz, elinde dişi koyun varsa kestirmek zorunda. Besiciler, Toprak Mahsulleri Ofisi’nden arpa ve buğday alıyor. Ama aynı zamanda tüm yem fabrikaları da TMO’dan arpa alıyor. Aldığı arpayı güncel fiyatlar üzerinden satıyor. O zaman böyle olacaksa TMO bu yem fabrikalarına arpa vermesin” şeklinde konuştu.

Bir defa kazanırsak beş defa kaybediyoruz

Rüzgâr Doğan, 30 yıldan beri besicilik yaptığını ama bir arpa boyu yol alamadığının altını çizdi. “Bir defa kazanırsak beş defa kaybediyoruz. Geçen yıldan beri zarar ediyoruz. Bir besici her 100 koyundan 150 bin lira zarar ediyor. Amcam, dayım, yeğenim ve diğer akrabalarım bu mesleği bıraktı, bizlerde bırakmak üzereyiz. Kim zarar ettiği mesleği yapar? Besili koyunun kilosu en düşük 65 lira olmalı ki birazda olsa giderleri karşılayalım. Mesleği bırakıp çöpçülük yapsam hiç olmazsa aç kalmam. Son iki yıldan beri tarım ve hayvancılık batmış durumda” açıklamasında bulundu.

Hayvancılığın durumu iç açıcı değil

Besicilerin dertli olduğunu kaydeden Yahya Yıldırım, “Hayvancılığın durumu iç açıcı değil. Ekonomileri güçlü olan ülkelerin hayvancılık ve çiftçilik alt yapıları güçlüdür. Ancak ülkemizde kara düzen yapıldığından bu kadar oluyor. Arpanın veya buğdayın fiyatı belli oldu, hayvancılıkta da böyle bir beklentimiz var. Fiyat belli olursa o zaman üreticiler ezilmez. İhracat olmayınca fiyatlar düştü, zarar edenler bu mesleği bırakmaya başladı. Kişi elindeki sermayesini kaybettiğinde bu işe bir daha girmek istemiyor” diye belirtti.

Kötü gidişatına çözüm bulamayanlar ilerleyen zamanlar et ve süt bulamayacaklar

Üreticilerin ezildiğini sözlerine ekleyen Yıldırım, “Sinan Köyü’nde ki hayvan pazarı saat 12:00’a kadar canlıydı, şu anda ise saat 09:00 ve hiç kimse yok, her yer bomboş. Bu bölgede hayvancılık yapılan 150 işletme kaldı, geri kalan kapattı veya başka işe yöneldi. Eğer hayvancılık değil de diğer insanlar gibi dolara yatırım yapsaydık, sermayemiz 4-5’e katlanmıştı, bu çileyi çekmezdik. Hayvanlığın kötü gidişatına çözüm bulamayanlar ilerleyen zamanlar et ve süt bulamayacaklar” uyarısında bulundu.

Hayvancılık desteklenmeli, yetkililer sesimizi duymalı

Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Norveç gibi gelişmiş bir ülkede, büyük hayvanların boynuzları çobanlara zarar verdiğini düşünerekten boynuzlarını kesmeye karar verdi. Hayvancılığa o kadar değer veriliyor ki daha çok kişi bu işi yapmak istiyor. Türkiye hayvancılığa önem veren ülkeler arasında en geride kaldı. Bu sorunun artık çözümüne bakılmalı. İlerleyen zamanlarda kilosu 250-300 liraya et bulamayacaklar. Çünkü insanlar bırakıyor. Dolayısıyla bir an önce hayvancılık desteklenmeli, yetkililer sesimizi duymalı. Tarım ve Orman Bakanlığı ile İl Müdürlüğü’ndeki personellerin sahaya inmesi lazım. Bu işin sonu hayrı alamet değil.”

Kurban Bayramı’ndan önce canlı hayvan ihracatının yeniden açılması gerektiğini sözlerine ekleyen Gaziantep Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Osman Türkman, “Şu anda canlı hayvan kesim fiyatı 55-58 lira arasında ve üreticiler bu rakamlar zarar ediyor. Parasını banka koyanlara değil üretim yapanlara sahip çıkılmalı. Eğer üretimi arttırırsak tüketicinin de sofrasına uygun fiyatla ürünün gitmesini sağlamış ve gıda enflasyonunu düşürmüş oluruz. Lakin yatanlar çalışanlardan daha çok kazanıyorsa bu sistem yürümez ve iflas eder. Acilen müdahale edilmesi gerekiyor” dedi.

Zarar zarar, nereye kadar?

Türkman, “En son Başbakan Binali Yıldırım, üreticilere ve çiftçilere ‘boş tarla bırakmayın, deliler gibi üretin’ dedi. Tarım ve hayvancılıkla uğraşan kesim deliler gibi ekiyor ve bu işi yapmaya çalışıyor. Çünkü akıllı bir insanın oturup maliyeti hesapladığında bu işin yapılacak bir durumu yok. Üreticiler de artık hesap yapmaya başladılar. Yazık günahtır. Üretici günlük danasına 80 liralık yem yediriyor ama getirisi ise 60 lira, hayvan başına 20 lira zarar ediyor. Zarar zarar nereye kadar? Bu sorunun çözümü için hızlı hareket edilmesi lazım. İlgili yerlere iletiyoruz ama maalesef resmi işleyiş çok yavaş ilerliyor. TMO ağustos ayında tekrar arpanın çiftçiye uygun fiyatla verilmesiyle ilgili bir değerlendirme yapıp ona göre piyasaya müdahale edecekler fakat ağustos ayına kadar üreticiler hayvanlarına arpa almak zorunda. Bunu biraz daha hızlandırmamız lazım. Daha önce de olduğu gibi TMO aracılığıyla üreticilere arpanın piyasa fiyatının yaklaşık yarısı olacak şekilde üreticiler desteklemeli” diyerek konuşmasına devam etti.

Üreticinin tehdit edilmesi doğru değil

Türkiye’de tarım ve hayvancılık yapanların her zaman risk altında olduğunu vurguladı. “Hayvan fiyatları biraz yükselince ‘Yurt dışından hayvan getirelim ya da ihracatı yasaklayalım da fiyatları dengelemeye çalışalım’ deniliyor. Böyle bir sistem olmaz. Üreticinin tehdit edilmesi doğru değil. Fiyatı dengelemek için fiyatı düşüreceğimize veya ihracatı kapatacağımıza boş ahırlara dolduralım. Böylelikle hem ülkemizin ihtiyacını karşılayalım hem yurt dışındaki pazarı kaybetmeyelim. Üretme kapasitemiz ve imkânımız var. Biz üreticilerin yanında olursak, üreticilere sahip çıkarsak hem ülkemizin gıda ihtiyacını karşılamış oluruz hem de yurt dışına hayvan, et, süt ürünü satıp ülkeye döviz getirilmesini sağlamış oluruz. Yapılması gereken bu ama maalesef resmi kurum ve bakanlıklarda işler karınca hızıyla devam ediyor. Artık bıçak kemiğe dayandı” dedi. Adem Kesenek

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *