Gaziantep Emek ve Demokrasi Platformu, ırkçı ve ötekileştirici bir dil üzerinden savaş mağduru insanların aşağılanmasının, düşmanlaştırılmasının, linç edilmesinin kabul edilemeyeceğini vurguladı
İnsan Hakları Derneği Antep Şube Başkanı Av. Bahri Oğuz, ‘’Nefret suçları cezasız kalmamalı, yeni saldırılara yol verecek cezasızlık politikası son bulmalı. Göç politikalarında insani ve kalıcı çözüm formülleri geliştirmesi gereken siyasi iktidarı sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyoruz’’ dedi.
Suriyeliler, her alanda ırkçılığa ve ayrımcılığa maruz kaldılar
Suriye’deki savaş ve çatışma ortamından kaçarak gelen milyonlarca sığınmacının ucuz iş gücü görülerek insan onuruyla bağdaşmayan şartlar altında çalıştırıldığını kaydeden Oğuz, ‘’Suriyeli sığınmacılar ve esasen bütün göçmen grupları sosyal yaşamın her alanında ırkçılığa ve ayrımcılığa maruz kaldılar. Sığınmacılar, mülteciler ve geniş ölçekte tüm göçmenler, Türkiye’de ülkenin ekonomik çıkarlarına, dış politikalarına malzeme edilmekte, keyfi uygulamalara maruz kalmakta, emekleri sömürülmekte saygıdan ve her türlü korumadan yoksun bırakılmaktadırlar. Kamplar ve Geri Gönderme Merkezlerinde suçlu muamelesi görmekte ve özgürlüklerinden mahrum yaşamaya zorlanmaktadırlar’’ tespitini yaptı.
Türkiye, küresel mülteci krizinin ön saflarında yer aldı
Türkiye, dünyadaki en büyük geçici koruma rejimine tabi insan, sığınmacı nüfusuna ev sahipliği yaptığını ve uzun süredir küresel mülteci krizinin ön saflarında yer aldığını hatırlatan Oğuz, ‘’Mültecilerin pek çoğu, Avrupa’nın sınırlarını tamamen kapatması ve Türkiye ile yapılan Geri Kabul Anlaşması gereğince düzensiz yollardan Avrupa’ya geçenlerin de iade edilmesi nedeniyle Türkiye’de yerleşmeye ‘mecbur’ bırakıldı’’ şeklinde konuştu.
Göçmenleri Türkiye'ye hapseden Geri Kabul Anlaşmasının acilen feshedilmesi gerekiyor
Siyasi iktidarın, imzaladığı Geri Kabul Anlaşması ile ülkenin göçmen deposu haline gelmesine sebep olduğunu sözlerine ekleyen Av. Oğuz, ‘’Böylesine büyük ölçekte bir sığınmacı akınının elbette beraberinde getireceği ekonomik, sosyal ve siyasal sorunlar olacak. Bu yüzden, öncelikle Türkiye ve Avrupa Birliği arasında imzalanan ve göçmenleri Türkiye'ye hapseden Geri Kabul Anlaşmasının acilen feshedilmesi gerekiyor’’ çağrısında bulundu.
Krizin faturası her geçen gün güvencesizleşen göçmenlere ve yoksul halklara kesildi
Oğuz, ‘’Toplum, iktidar ve medya eliyle göçmen düşmanı ve şoven söylemlerle bölünerek; yoksulluğun, işsizliğin, yüksek kiraların, enflasyonun, ekonomik krizin ve tüm ekonomik, sosyal ve siyasal sorunların temel sebebi olarak göçmenler hedef gösterildi. Krizin faturası her geçen gün güvencesizleşen göçmenlere ve yoksul halklara kesildi. Siyasi iktidar, göçmenlere yönelik ırkçı saldırılara göz yumarak bu saldırıların artmasına neden olan politikasını sürdürmüş, toplumda yükselen tepki ve öfkeyi bu yolla göçmenlere yöneltti’’ ifadelerine yer verdi.