Arpat, “Kurucusu olan Başöğretmen’in ‘Eğitimde feda edilecek fert yoktur’ dediği Türkiye Cumhuriyeti’nde; gerici, piyasacı ve kamusalcılıktan uzak eğitim yönetimi nedeniyle yoksul öğrencilerin nasıl feda ve heba edildiği, bu eğitim öğretim döneminde daha da netleşti” tespitinde bulundu.
Arpat, “Pandemi nedeniyle eğitimin uzaktan sürdürüldüğü bir önceki eğitim öğretim döneminde milyonlarca çocuğumuzun eğitimden uzak kaldığı, teknik ve altyapısal imkansızlıklar yüzünden mağdur olduğu, derin bir öğrenme kaybı yaşadığı MEB tarafından defaten itiraf edilmesine karşın, pandemi sürdüğü halde okullarda önlem almadan eğitimin yüz yüze başlatıldığı bu dönemde, söz konusu kayıpları gidermek ve imkanları iyileştirmek, yani eğitimde nispi de olsa adaleti sağlamak için hiçbir adım atılmadı” dedi.
Dernek, vakıf maskesi takmış tarikatlar protokol köprüleriyle eğitimde cirit attı
Öğrencilerin geçen dönemlerden biriken öğrenme kayıplarının giderilmesine yönelik çalışma yapılmadığının altını çizen Arpat, “İkili eğitim, taşımalı eğitim garabetleri devam ettirildi, ihtiyaç duyulduğu sayıda derslik ve okul inşa edilmedi Deprem gerekçesiyle yıkılan okullar yapılmadı, bunun yerine bir sihirbazlık örneği gösterilerek okul içerisinden okullar çıkarıldı, konteyner ve prefabrik sınıflarla yaraya pansuman yapıldı, okullara kadrolu yardımcı personel ısrarla atanmadı, dernek, vakıf maskesi takmış tarikatlar protokol köprüleriyle eğitimde cirit attı” ifadelerini kullandı.
Şube Başkanı Arpat, okulların bir siyasi partinin propaganda merkezi haline getirildiğinin altını çizdi. “Öğrenciler ve eğitim emekçileri açılışlara ve törenlere zorla götürülerek siyasete dolgu malzemesi olarak kullanılmış, üniversitelere tepeden inme şekilde getirilen kayyum rektörler ve yöneticiler eliyle, akademinin özerkliği ve bağımsızlığı yok edildi. Ücretli ve sözleşmeli öğretmen ayıbı sürdürülmüş, Anayasal bir hak olan güvenceli çalışma hiçe sayıldı. Asgari ücretin altında bir ücretle öğretmen çalıştırılarak devlet eliyle suç işlendi. Öğretmenlik Meslek Kanunu ile öğretmenler ayrıştırılmış, çalışma barışı bozulmuş, öğretmenlerin ekonomik ve özlük hakları sınav ve kariyer odaklı hale getirildi” eleştirisinde bulundu.
Siyasal iktidar kendi ideolojik görüşleri doğrultusunda okul türleri arasında ayrımcılık yarattı
Eğitim İş Gaziantep Şube Başkanı Ali Arpat, konuşmasını şöyle tamamladı: “MEB’in rakamlarından ortaya dökülen öğretmen açığı kadar dahi öğretmen ataması yapılmadı, önü alınamayan şekilde yükselen enflasyonun karşısında yoksul öğrencilerin beslenme, kırtasiye, barınma ve ulaşım gibi ihtiyaçlarını sosyal devlet ilkesi gereğince üstlenmek için bir adım atılmadı. Alım gücü korkunç derecede düşen, angaryalarla ve liyakatsiz yöneticilerle boğuşan eğitim emekçilerinin mesleki, maddi ve özlük hakları için gerekli adımlar atılmadı. Kamusal ve parasız olması gereken eğitim iktidar tarafından satın alınabilir bir hale getirilmiş ve iktidar toplumu yurttaşların ekonomik gücüne göre sınıflara ayrıldı. Siyasal iktidar kendi ideolojik görüşleri doğrultusunda okul türleri arasında ayrımcılık yarattı.” Özer Karınca
