Başkan Suiçmez, çiftçilerin, Çiftçi Kayıt Sisteminden çıkmaya başladığını, son 10 yılda ülkedeki çiftçi sayısının 2,8 milyondan 1,8 milyona düştüğünü, dolayısıyla çiftçilerin üretimden uzaklaştığını ve uzaklaşmaya da devam ettiğinin altını çizdi.
Çiftçi sayıları azaldıkça tarım alanlarımız da azaldı
Suiçmez, “Çiftçi sayıları azaldıkça tarım alanlarımız da azaldı. İmar planları ile meralar ve ormanlar, madencilik, turizm, konut ve enerji yatırımlarına açıldı. Üretmez durumda olan çiftçi tarlasını ekmekten vazgeçti. Son 10 yılda 4 milyon hektardan fazla tarım alanı tarım dışı kullanılmaya açıldı. Çiftçi sayısının ve tarım alanlarının azaldığı bir ortamda nüfus artarken, gıda ihtiyacını karşılamanın tek yolu yerli üreticimizi korumak. Bunun içinde politika değişliğine gidilmesi lazım” dedi.
Dışa bağımlı politikaların bizi getirdiği durum ortada
Ülkemizde tarım sektörünün sorunlu olduğunu söyleyen Suiçmez, “Tarımsal kitle özelleştirildi. Örneğin; Yemsan ve Türkiye Zirai Donatım Kurumu gübre sektöründe piyasayı düzenlerdi. Bu kurumların özelleştirilmesi özel tekellerin elindeki gübrelerin yüksek maliyetli olarak karşımıza çıkmasına neden oldu. Kendimize yeten veya yetmeyen ürünlerde ve üretmek için gerekli olan tohum, gübre mazot, yem ve ilaç gibi girdilerde de yurt dışına bağımlıyız. Dışa bağımlı politikaların bizi getirdiği durum ortada” ifadelerini kullandı.
Pandemi de özel önlemler almadık, tarıma yönelik ek destekler vermedik
Pandeminin tüm dünyada gıda fiyatlarını artırdığı vurgusu yapan Başkan Suiçmez, “Ülkeler yerli üretimlerini ve stoklarını artırmaya yöneldi, korumacı politikalara geçti. Biz pandemi de özel önlemler almadık, tarıma yönelik ek destekler vermedik. Şu anda kuraklık yaşanıyor. Kuraklığa yönelik önemlerin alınması, tarımsal kuraklıkla eylem mücadele planını yaşama geçirilmesi çağrısında bulunduk. Bu konuda da somut adımlar atılamadı. Arpa, buğday, nohut, mercimek gibi ürünlerde ciddi rekolte kayıpları var. Bu konuda TÜİK’in verileri aldatıcı. O nedenle düşük rekolte kayıpları yurt dışından çok fazla ürün almamız anlamına geliyor. Oysa gerek pandemi gerekse kuraklıkta özel önlemler alınmalı, ek kaynaklar oluşturulmalı” açıklamasını yaptı.
Üretici ve ürünleri destekleyecek somut politikalara ihtiyacımız var
“Eğer önlemler alınmazsa bizi kıtlık ve açlık bekliyor” diyen TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Baki Remzi Suiçmez, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Doğru politikalar uygularsak birçok tarım ürünü alan değil, satan bir ülke konumuna gelebiliriz. Potansiyelimiz var ve bu potansiyel birçok ilimizde var. Ama ilk önce tarımı ciddiye almak ve tarımın gerçek bir sektör olduğunu görmek, yatırım ortamının iyileştirilmesi, çiftçinin ürünü değerinde satması gerekiyor. Bunların içinde dışa bağımlı politikalar yerine gerçek anlamda yerli üretici ve ürünleri destekleyecek somut politikalara ihtiyacımız var.” Hüseyin Karataş