Rektör olarak görev yaptığı sekiz yıl boyunca, bir Gaziantepli olarak Gaziantep Üniversitesi'ni kentten koparan, basının yaptığı eleştirileri dikkate almak yerine, küçücük haberlere bile bir bilim adamından beklenmeyecek ölçüde tahammülsüzlük gösterip, yüklü tazminat davaları açarak yıldırma politikası güden Rektör Hüseyin Filiz, basından gerekli yanıtı veda ziyareti sırasında aldı.
Cemiyete gelip geleceğine pişman oldu
Görevi 4 Ağustos 2004 tarihinde Prof. Dr. Erhan Ekinci’ye devredecek olan Filiz’in veda ziyareti talebi Anadolu Basın Birliği Başkanı Orhan Kızılaslan tarafından “samimiyetsizlik” olacağı gerekçesiyle reddedilirken, Gazeteciler Cemiyeti’ne yaptığı veda ziyaretinde ağır eleştirilere hedef oldu.
Üniversiteyi, kışla mantığı gibi yönetemezsiniz
Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti’ne veda ziyaretinde bulunan Rektör Hüseyin Filiz, üniversiteyi aldığı noktadan çok yukarılara taşıdığını belirtirken, GGC Başkanı Abdullah Kocaman, üniversitelerin kışla anlayışı ile yönetilemeyeceğini, Gaziantep Üniversitesi'nin kentten kopuk bir çalışma izlediğini söyledi.
Üniversite TSK değildir
Kocaman, “Üniversiteler evrensel doğruların geçerli olduğu alanlardır. Üniversitelerde doğrunun, düşüncenin, bilimin hakim olması gerekir. Üniversiteleri kışlanın iç hizmetlerinin korunduğu alanlar durumuna getirmemek gerekir. Üniversiteler özgür düşüncenin hakim olduğu, çağdaş ve sorgulayan bireylerin gelişimine izin vermeli. Bilgiden yüksek bir varlık yoktur. Bu nedenle bu kadar yüksek varlığın üretildiği üniversiteleri çok önemsiyoruz” dedi. Bu sözler üzerine şaşkına dönen Rektör Hüseyin Filiz, “Gelir gelmez bizi iğnelediniz” diye yanıt verdi.
Çok çalışmalıyız
Gaziantep Üniversitesi'nin geçer not ortalamasının pek çok üniversiteden yüksekliğinin öğrencilerin mağduriyetine neden olduğunun hatırlatılması üzerine Filiz, “Evet, geçer not ortalaması yüksek. Gaziantep’ten düşük üniversiteler de var. Ancak ben hep söylüyorum, bizim çok çalışmamız lazım” dedi.
Çuvaldızı hep bana batıyorsunuz diye yakındı
Gazetecilerin, Filiz’in görev süresince iletişim kurmakta sıkıntı çektiklerini, üniversitedeki hocaların bile konuşmaktan çekindiğini hatırlatılması üzerine Filiz, “Çuvaldızı hep bana batıyorsunuz. Biraz da iğneyi kendinize batırın” diye yakınan Filiz, “Görev yaptığım süre içinde basının eleştirdiği anlar da oldu, destek verdiği anlarda. Bunlar gayet normal. Öğretim üyelerinin konuşmasına gelince, bu konuda benim bir baskım olmadı. Üniversitede bir robot yapılmış, bilimsel bir yayın yapılmış elbette bunlar haber yapılabilir. Hocalar da bu konuda açıklama yapabilir. İnsanlar kendi alanlarında açıklama yapabilir, buna kim ne diyebilir? Üniversite herkese açık, biz bu konuda hiçbir ayrım yapmadık” şeklinde açıklama yaptı.
RSS