Medya en karanlık dönemlerinden birini yaşıyor

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Bugün Türkiye’de basından sansürün kaldırılmasının 105. Yıldönümü. 24 Temmuz, her yıl basın bayramı olarak kutlanıyor.

Türkiye Gazeteciler Sendikası, İstanbul Şubesi dün Gezi direnişi boyunca, 27 Mayıs’tan bu yana 59 gazetecinin ya işten çıkarıldığını ya da istifaya zorlandığını açıkladı. 

TGS İstanbul Şube Başkanı Gökhan Durmuş, “Halka değil iktidara hizmet eden, bu amaç doğrultusunda sansür ve dezenformasyona dayalı yayın politikalarıyla halkın haber alma özgürlüğünü gasp eden medya, en karanlık dönemlerinden birini yaşıyor ” dedi. 

                                                               ***

Efendim tebrikleri kabul ediyoruz, basın bayramımız kutlu olsun!

 

Medyanın en karanlık günlerini yaşadığı bir ülkede, hiçbir şey aydınlık olmaz, olamaz.

İngiliz The Independent gazetesi, dünkü başyazısını Türkiye’de gazetecilerin karşılaştığı baskılara ayırdı.

Independent, “Türkiye’de geçen ay yapılan protestoları izlemeye çalışan gazetecilerin polis tarafından hedef alındığı yönündeki kanıtlar, yeterince rahatsız edici idi. O zamandan beri ayaklanmalar ile bağlantılı olarak da 22 gazetecinin işini kaybetmesi ve 37 gazetecinin daha istifaya zorlanması daha cesaret verici değil” diye yazdı.

Gazete, “Sokaklar göz yaşartıcı gaz ile doldurulurken önemli bir haber kanalının peguen belgeseli yayımladığı bir ülkede işten çıkarmalar şaşırtıcı olmamalı” diye de ilave etti.

                                                               ***

Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi geçen yıl açıkladığı raporda, “Dünyada en fazla gözaltında gazetecinin bulunduğu ülkenin Türkiye olduğu” vurgusuna yer verdi.

Bunu medya ve gazeteciler açısından “felç edici” olarak nitelendirdi.

Ayrıca, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı raporunaatıfta bulunularakErgenekon Davası ve Kürt sorununun, gazetecilerin tutuklanmasına neden olan başlıca iki konu olduğuna dikkat çekildi, 2008-2010 arasında  5 bin kadar internet sitesinin yasaklandığı açıklandı.

Halen cezaevlerinde onlarca gazetecinin bulunduğu dikkate alındığında, CHP’nin tutuklu gazeteciler raporunun, "Dünyanın En Büyük Gazeteci Cezaevi: Türkiye" başlığını taşımasıda isabet olmuş.

                                               ***

Önceki gün, Türkiye Gazeteciler Sendikası’ndan, “Siyasi iktidar, medya patronlarıyla kurmuş oldukları çıkar ilişkileri üzerinden medya üzerindeki tahakkümünü her geçen gün daha da güçlendirirken, bu baskılara gazetecilik faaliyetleriyle; haberleri, yazıları, programlarıyla direnen medya emekçileri mobbinge uğruyor, işten atılıyor, istifa etmek zorunda bırakılıyor. Medya sektöründeki örgütsüzlük, emekçileri bu baskılar ve saldırılar karşısında daha da savunmasız bir duruma itiyor” açıklaması yapıldı.

                                                               ***

AKP iktidarı ve Başbakan’ın basın üzerindeki baskısının en somut örneklerinden biri,  hiç kuşkusuz yılların gazetecisi Hasan Cemal olsa gerek.

Kürt açılımı gibi demokratik bir takım politikalarında ve reform süreçlerinde tüm aydın demokrat insanlar gibi, Başbakan Erdoğan’a destek veren Hasan Cemal, İmralı zabıtlarının Milliyet’te yayınlanmasının ardından, Erdoğan’ı eleştirip, ‘Siyasetçi siyasiliğini gazeteci gazeteciliğini yapsın’ diye yazınca Milliyet’teki işinden oldu.

Hasan Cemal gibi bir gazetecinin yazı yazamadığı bir Türkiye’de hangi basından, hangi özgürlükten söz edeceksiniz?

                                                               ***

Dün kamuoyuna açıklanan, Türkiye’deki cezaevlerinde,halen 64 tutuklu gazeteci bulunduğunu ve bunun özgür basının geldiği noktanın en acı göstergesi olduğunu belirten CHP raporunda, “12 Eylül 1980 Darbesi döneminde 31 gazetecinin tutuklu olduğu Türkiye’de şuan darbe döneminden bile daha vahim bir durum yaşanmaktadır. Bugün tutuksuz 123, tutuklu olarak ise 64 gazeteci, terör suçlamasıyla yargılanmaktadır”denildi.

Raporda ayrıca,tutuklu gazetecilerden 23’ününçok ciddi sağlık sorunu yaşadığı da vurgulandı.

                                               ***

Mutlaka hatırlayacaksınızdır, Pozantı Cezaevi’nde kalan çocuklara tecavüz edildi, cezaevi yöneticileri tarafından. Vicdan sahibi her insanın yüreğini kanatan bu haberi, masum çocukların çığlığını Türkiye’ye Zeynep Kuriş adında bir gazeteci duyurdu.

“Pozantı Cezaevinde cinsel istismar iddiası” haberini yapan Kuriş,  Devletin ve hükümetin mahremiyetini deşifre etmek” suçlamasıyla terörist ilan edildi. Ancak Pozantı Cezaevi’nde ceza alan bir kişinin bile olmadığıkaydedilen CHP raporunda, “Ülkemiz Sınır Tanımayan Gazeteciler Basın özgürlüğü Endeksi’nde 2005’te98. sıradayken, 2012 yılında 148. sıraya gerilemiş ve şuan 154. sırada bulunmaktadır” denildi.

                                                               ***

İşte Türkiye’de basının hali bu.

Siz boşverin, bilinçsizce, sırf yasak savmak için yapılan saçma-sapan basın bayramı kutlamalarını.

Ortada kutlanacak değil, oturup ağlanacak bir tablo var.

Unutmayın, basının özgür olmadığı bir ülkede hiç kimsenin özgürlüğünden ve demokrasiden söz edilemez. Özgürlüklerinize ve demokrasinize sahip çıkın.

Hem de hemen şimdi…

 

 

 

 

 

Medya en karanlık dönemlerinden birini yaşıyor