Hem erkek egemen hem erkek aciz bir toplum

Kadını aşağılamak, kadını dövmek, kadını öldürmek, kadına küfretmek, karşısındaki rakiple mücadelesini bile “ana-avrat” sinkaflı küfürlerle kadın üzerinden yürütmek, Türk erkeğinin damarlarındaki asil kanda(!) mevcut olsa gerek.

Kadınla fikren mücadele etmek yerine hemen iffetine dil uzatırken, kendi anasına, karısına, kızına kimsenin dil uzatamayacağı efeliğine soyunma pişkinliğini elden bırakmamak da Türk erkeğine has ender meziyetlerden biridir.

Yaşadığımız erkek egemen toplumun erkekleri aslında ne kadar acizlik içinde anlamıyor musunuz?

                                                               ***

Ümit Özat denen bir adam, (kendisi eski futbolcu ve teknik direktörmüş) katıldığı bir televizyon programında, güya futbol ile ilgili yorumlar yaparken, “Dünyanın en iyi 10 hocasını 4 duvar arasına toplayın; biri Galatasaray, Real Madrid'in Juventus'un olduğu gruptan çıkar desin, etek giyer Kadıköy'e kadar yürürüm" demiş. Adam futbol ile ilgili yorum yapıyor. Ortada ne kadın var, ne de kadınla ilgili bir mevzu.

Ama o, futbolla ilgili savını kadını aşağılayarak destekliyor.

Yani iddiasında yanılırsa, kendini o kadar aşağılayacak ve rezil edecek ki, etek giyecek!

Etek giyenler o kadar aşağılık mahluklar ki, o da onların seviyesine inmiş olacak!

Bu nasıl bir çarpık ruh halidir?

Bu nasıl bir insanlık ve erkeklik anlayışıdır?

Bu adamın karısı, anası, kızı yok mudur?

                                                               ***

Elbette ki mesele yalnızca bu adam ve onun söyledikleri değil.

Önemli olan toplumun genel bakış açısının da bu adamın görüşüyle bire bir örtüşüyor olması.

Eğer öyle olmasa, bu adam bu lafın terbiye, ahlak ve insanlık kurallarına aykırı olduğunu anlasa, bu lafı ederse toplumda ayıplanacağını bilse böyle bir lakırdıyı ağzına alabilir mi?

Ama ne yazık ki, işin korkunç boyutu, toplumun genel kalitesi, altyapısı ve kültürünün de böyle bir benzetmeyi sıradan, olağan karşılıyor olması.

Kadıköy’e etek giyer yürürüm diyeceğine, soyunur yürürüm dese daha mertçe olmaz mı çıkışı?

Bir iddiada bulunuyorsan, erkek ol arkasında dur, soyunup yürürüm de bari!

Neden kadının eteğinin ardına sığınıyorsun?

                                                               ***

Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday gösterilen Fatma Şahin’e de saldırı aynı yönden gelmedi mi?

Rakip takımın teknik direktörü, “Bakan soyunma odasına indi” diye feveran edince, gazeteciler üzerine atladı olayın.

Mustafa Mutlu yazdı en ağır yazıyı.

Fatma Şahin’i beğenirsiniz, beğenmezsiniz.

Nesiyle? Siyasi görüşüyle, çalışmasıyla, söylemleriyle, duruşuyla…

Ama fırsatı ganimet bilip, kadın kimliğini zedelemek, yaralamak için saldırmak niye?

Mustafa Mutlu’ya, “Bir kadın olarak yazınızı çok ağır buldum ve üzüldüm, size yakıştıramadım. Bakan, soyunma odasında değil, o ilk koridor gibi yerde görüşmüş yöneticilerle” dediğimde, “Oranın her tarafına genel olarak soyunma odası denilir, ben de zaten duşa girdi diye yazmadım” yanıtını verince, İstanbul ile Antep arasında bir kalite farkı olmadığını anlayarak konuyu kapattım.

                                                               ***

Bakın, 17 milyon nüfusu olan Şili’de devlet başkanlığı seçimleri yapılıyor.

Seçimlerde sosyalist Michelle Bachelet ile merkez sağdan Evelyn Matthei yarışıyorlar.

Devlet başkanlığı koltuğu için iki kadın mücade ediyor.

Orada, herhangi bir erkeğin, kalkıp da bu kadınlara sırf kadınlıkları için herhangi bir tariz veya tacizi, namusuna, iffetine saldırısı söz konusu olabilir mi?

Herhangi bir erkek onları aşağılama, hakaret etme hakkını kendinde görebilir mi?

                                                               ***

Şimdi, lafa gelince asalette dünyanın gelmiş geçmiş tüm kraliyet ailelerini geride bırakacak kadar böbürleneceksin, dünyanın en mert, en namuslu toplumu olduğunu iddia edeceksin, güya namus uğruna cinayet işleyecek kadar pehlivan kesileceksin, sonra da kadını  her fırsatta aşağılamak, ona namus ve iffet üzerinden saldırmak gibi gayri ahlaki ve insani davranışlar sergileyeceksin.

Bir toplum, eğitim ve kültür altyapısı ile medeni, insan haklarına saygılı ve kendine güvenli bir toplum oluyor.

Bu işler öyle, “Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur” demekle olmuyor.

Türk erkeği, ne yazık ki kadına yönelik tutum ve davranışı ile medeni ve asil bir görüntü vermiyor.