Ayakkabı kutusu ve para sayma makinesi

Cemaatin, AKP iktidarına meydan okuması olarak değerlendirilebilecek bu yolsuzluk operasyonunun sonu nereye gidecek bilemiyoruz ama, Halk Bankası Genel Müdürü’nün evinde, içinden 4.5 milyon dolar çıkan ayakkabı kutuları ve İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler’in evinin yatak odasındaki ağzına kadar para dolu 7 kasa ve para sayma makinesinin, bu dönemin simgesi olacağı kesin.

Zira KESK’in dünkü eyleminde boş ayakkabı kutuları meydana indi bile..

Ama, para sayma makinesi ile, asıl çıtayı yükselten bence Barış Güler oldu.

Dün, bunu bir dostumuzla konuşurken, “Ben en çok ona şaşırdım” dedi ve ekledi,  “Daha ortaya neler çıkacak göreceğiz!”

Vallahi ben, cemaat-AKP savaşını falan unuttum.

Cemaatin, ilk günden beri siyasi iktidarın her adımını belgelemiş ve görüntülemiş olmasının derinliğinden de koptum.

Bu operasyonla ilgili gündemimde tek şey var, o da ayakkabı kutuları ve para sayma makinesi.

Barış Güler’in yatağının üzerinde para demetlerinin arasında görüntülenen para sayma makinesi rüşvet ve yolsuzlukta ufkumuzu genişletti.

Ama çocuğa haksızlık etmeyelim.

Meğer, para sayma makinesini oraya polis götürmüş.

Çünkü evde o kadar çok para var ki, saymakla biteceği yok. Ne yapsın polis, oturup günlerce para sayacak değil ya. Makineyi kurmuş, sayıyor.

                                                               ***

Türkiye, yeni bir etekteki pisliklerin dökülmesi sürecine şaşkınlık içinde ağzı bir karış ayrılmış vaziyette tanıklık ederken, diğer yandan da başına gelen bu felaketten de inanılmaz güzellikte mizah malzemesi çıkarıyor.

İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlunun yatak odasında bulunan para sayma makinesi ve Halk Bankası Genel Müdürü’nün evindeki içi para dolu ayakkabı kutuları, sosyal medyanın yeni fenomeni Bahattin’e de malzeme oluverdi.

                                                       ***

Bahattin daha önce de, “Erkek milletine en büyük kötülüğü kendini çöllere atan Mecnun ve dağları delen Ferhat yapmıştır. Çıtayı kontrolsüzce yükselttiler” demişti.

İçişleri Bakanı’nın oğlu Barış Güler’in evinde bulunan “ancak para sayma makinesi ile başedilebilecek kadar” para çıkması üzerine aklıma Bahattin’in bu sözleri geldi.

“Barış da rüşvet ve yolsuzlukta çıtayı öyle bir yükseltti ki bundan sonrakilerin işi bir hayli zor olacak” dedim arkadaşlarıma..

                                                               ***

Hele bir Reza Zarrab var ki, tanrı bu genç adamı dünyamıza para kazansın, parayla oynasın diye göndermiş. Çocukta bir akıl bir akıl sormayın gitsin. Henüz 30 yaşında ama on parmağında on marifet.

İran asıllı, azeri cevval adam hem kazanıyor, hem kazandırıyor. Uçak dolusu altınlar, 1.5 milyon dolarlık rüşvetler?

Şarkıcı karısına, iki günde bir yat alıyor, uçak alıyor, kotra alıyor, alıyor da alıyor!

Bu haberlere rastladıkça, ağzım bir karış açık kalıp, “Bir adamın ne kadar çok parası olmalı ki, böyle fütursuzca savurabilmeli” diye şaşırıp kalıyordum. Şimdi anladım ki, adam o kadar parayı bileğinin hakkıyla kazanıyormuş(!)

Onun ki bilek te bizim ki değil mi dememek lazım, bilekten bileğe fark oluyor işte!

                                               ***

Elbetteki tüm bunlar, yaşadığımız depremi hazmetme sürecimizin ortaya çıkardığı artçı şokların bir tezahürü ama, asıl olan bu gözaltına alınan çocukların babalarının bundan sonra yüzümüze nasıl bakacağı?