AKP’nin en büyük şansı!..

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz CHP’ye yüklenerek, “Ey CHP! Kimlerle, ne görüştünüz ki dün ‘tehlike’ olarak gördüğünüz gruplar bugün dostunuz oldu? Yani geçmişte tüm cemaatleri tehlike olarak gören CHP’nin 7. oku da ‘Cemaatçilik’ mi olacak?” diye soruyor.

Vallahi neden olmasın, yakışır yani!

Kılıçdaroğlu, ABD’ye gittiğinde cemaatin ileri gelenleriyle görüşmedi mi?

                                                               ***

Başbakan Erdoğan, "Bize yapılan komplonun benzeri Baykal'a da yapıldı" derken, CHP’nin sabık genel başkanı Deniz Baykal, “Bana kaset komplosunu cemaat yapmadı. Cemaatte yakın biri aradı, olaydan üzüntü duyduklarını söyledi, ben de ona inandım” diyor.

AKP’nin en büyük şansının CHP olduğu söylemi yalan mı?

Önceki akşam, Ahmet Hakan’ın CNN’deki Tarafsız Bölge programının konuğunun CHP’nin kasetle devrilebilen genel başkanı Deniz Baykal olduğunu görünce şaşırdım.

Deniz Baykal, “Toplumun önemli bir kesimi için ne muteber ne de muhterem bir adam, ne diye bu adamı konuşturuyor” diye tepki gösterdim.

Ancak, programı bir süre izledikten sonra da,  Ahmet Hakan’ın hepimize, Deniz Baykal efsanesinin nasıl çökmüş olduğunu göstermek için, böyle bir program yaptığına karar verdim.

Adam gerçekten bitmiş. Konuşamıyor, soruları algılamakta zorlanıyor, algılayabildiği sorular karşısında da kıvırtmayı tercih ediyor.

Ne kişisel olarak ne de CHP’nin temsilcisi olarak, cemaate tek laf etmiyor, edemiyor.

Onu izlerken kendi kendime, “Zaten bu adamın Türkiye’nin siyasi hayatına hangi olumlu katkısı oldu ki, şimdi olsun” diye düşünüyorum.

                                                               ***

Bugün, yolsuzluk operasyonunun patladığı günün üzerinden tam bir ay geçti. Türkiye inanılmaz bir süreç  yaşıyor. Hükümetin 4 bakanı birden yolsuzluk nedeniyle istifa etmek zorunda kalmış. Hukuk ayaklar altında, her gün bir başka usulsüz karar ve uygulama ile üzerinde adeta tepiniliyor.

Yargıç, soruşturma başlatıyor, polis gidip zanlıları alıp getirmeyi reddediyor.

Savcının emrini yerine getiren polisler, iki saat sonra görevden alınıyor.

Hakimlerin, savcıların görev yerleri değiştirilip, siyasi baskı kurulup, hukukun işlemesi engelleniyor.

Sıradan vatandaşlar olarak, başınıza bir haksızlık gelse, kime başvuracağınız, kimden medet umacağınız belli değil.                                                    

                                                               ***

Kamuoyu, bu ülkenin insanları adam yerine konmuyor.

Halk, bu dört bakanın da yolsuzluk yaptığını ve bu yolsuzluğun evlerde saklanan milyon dolarla tescillendiğini görüp, inanmış iken, hükümet rüşvetlerin, yolsuzlukların üzerini, “Bu siyasi bir komplodur” savıyla örtmeye çalışıyor.

Cemaatin, AKP’ye bir siyasi komplosunun olduğu doğru. Ama yolsuzluğu da onlar tezgahlamış olamaz ki?

Adamlar bal gibi malı götürmüş.

AKP, iktidara geldiği günden beri, her isteklerini yerine getirerek, işbirliği yapıp bu hale getirdiği cemaatten bugün “milli güveniği tehdit eden paralel devlet” olarak yakınıp, kendi yarattığı canavarı öldürerek safdışı bırakmak istiyor.

                                                               ***

İşte tüm bunlar olurken, iktidar cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluk skandalıyla sarsılırken, ekonomi siyasi skandalın etkisi ile allak bullak olurken, siyaset adamları gırtlağına  kadar yolsuzluk çukuruna gömülmüş iken, ne beklersiniz?

Tüm bu ortamdan ülkeyi alıp, sıyıracak güçlü bir alternatif iktidar gücü değil mi?

Kimdir bu alternatif iktidar gücü?

Ana muhalefet partisi!

Peki, muhalefetin mevcut durumu itibariyle böyle bir umudunuz var mı?

                                               ***

Yanıtınızı duydum, haklısınız, böyle bir umut yok.

AKP’nin en büyük şansı CHP diyenler boşa demiyor!