Birinci turda HDP, ikinci tur olursa kerhen Ekmeleddin…

Sol ve sosyaldemokrat siyasetin amaç ve hedeflerinden en önemlisinin; toplumu daha çagdaş, daha demokratik, daha laik, hukukun üstünlüğünün esas olduğu bir hedefe çıkarmaya çalışmak, bunun altyapısını oluşturmak, koşullarını yaratmak olduğunu düşünüyorum.

Toplumun önemli bir kesiminin muhafazakar ve dindarlardan oluştuğu doğru.Zaten onlara hitabeden bir siyasi yapı da mevcut.

Ancak, Türkiye’nin ihtiyacı olan siyaset, karşı tarafı ortak hedefler doğrultusunda cezbedip, o tarafı güçlendirecek ve Türkiye’yi çağdaş hedeflere kilitleme noktasına sürükleyecek bir siyasettir.

Zira bu yapılmadığı taktirde, burasının da gelecek senelerde Ortadoğu bataklıklarından biri olması hiç de uzak bir ihtimal sayılmamalıdır.

Bazı kesimlerde, Ekmeleddin İhsanoğlu’nun cumhurbaşkanı adayı gösterilmesinden duyulan rahatsızlık üzerine, ilk turda HDP’nin adayına oy verme, eğer ikinci tura gitme durumu olursa da Ekemeleddin İhsanoğlu’na kerhen oy verme ihtimalleri üzerinde duruluyor.

Yani belli bir seçmen kitlesi; ilk turda CHP’ye, ikici tur da AKP’ye tavır koyma hesabı yapıyor.

                                      ***

Ben cumhurbaşkanlığı seçimine HDP’nin tarafından bakıyorum.

Geçtiğimiz günlerde CNN’e konuk olan HDP Eş Başkanı ve muhtemel cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, “Cumhurbaşkanlığı seçiminde kazanmaktan öte, siyasetin çıtasını yükselteceğiz” diye iddialı konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ilk turda seçileceğine kesin gözüyle bakan ve bu uğurda iddiaya girmiş biri olarak ben de siyasetin kalitesinin yükseltilecek olmasını önemsiyor ve HDP’nin bunu yapacak potansiyele sahip olduğuna inanıyorum.

                                      ***

Zira siyasetin tek alanı, her zaman iktidarı ele geçirmek olarak değerlendirilmemelidir.

Eğer tek amaç bu olsa, bugün AKP’nin yönetiminden memnun olmadığını ifade edenyüzde 50 kesimin en büyük özlemi çok güçlü ve farklı siyaset anlayışına sahip bir muhalefet olmazdı.

Bazen, güçlü bir muhalefetin ülkenin kaderine etkisi, güçlü bir iktidarın etkisinden daha fazla olabilir.

Türkiye’de siyasetin yozlaştığından, usulsüzlükten, vurgundan, yolsuzluktan şikayet edilirken, bunun karşısında olduğunu söyleyenlerin uygulaması, şikayet edilen ortamı yaratanların argümanları ile siyaset yapmak şekline dönüştüğünde, ortada ciddi anlamda bir samimiyetsizlik veya tartışma götürmez bir beceriksizlik söz konudur.

                                      ***

CHP’nin özellikle son yıllarda uyguladığı sözüm ona AKP’nin silahı ile AKP’yi vurma taktiği bu samimiyetsizlik ve beceriksizliğin ürünüdür.

Önceki gün bir dostumuzla sohbet ederken, “Bunların tasvip ettiğim tek yönleri vardı, o da laiklik. Ama artık o konu bile tartışılır” şeklindeki sözleri, CHP’nin bu tarz siyaset ile kendisine oy veren kesimlerin güvenini nasıl yitirdiğini göstermesi açısından ilginç geldi bana.

Geçenlerde bir CHP’li üst düzey yetkili de, Ekmeleddin İhsanoğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığını değerlendirirken, “Bu gidişat, Türkiye’nin giderek muhafazakarlaşan yapısı açısından beni çok korkutup, tedirgin ediyor” dedi.Partisinin politikalarının muhafazakar yapıyı güçlendirmeye yaradığını vurguladı.

                                      ***

Ben, HDP’nin cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sergileyeceği seviyeli ve kaliteli performansın, CHP’nin aksine Türkiye’nin siyasi geleceği açısından çok daha önemli ve değerli olacağı kanısındayım.

Zaten CHP’nin siyasette süratle yarattığı boşluğu da zaman içinde HDP doldurabilir.