6-7 Ekim’in vebali HDP’ye yüklenemez
Hükümetin barış sürecinin devamı konusunda şartlar ileri sürüp, işi yokuşa sürmesine 6-7 Ekim olaylarını gerekçe göstermeye çalışması büyük haksızlık.
Zira, Akil İnsanlar heyetinde bulunan ünlü sinema sanatçısı Kadir İnanır, dün verdiği röportajda, “6-7 Ekim olaylarında şiddeti HDP çizgisindeki gençlerin yaptığına asla inanmıyorum. Kanıtlanması lazım. Yayın yasağı ne demek? Eğer bu açıklama uluslararası ilişkileri zedeleyecek bir boyut taşıyorsa, o zaman gene de bunu açıklamanın kendi içimizde bazı yolları olabilir. Ama böyle at gözlüğüyle ‘Vurdular, kırdılar’ demek! Tarih bunu bir gün yazar” diye konuştu.
Aynı kanıdayım.
Kadir İnanır, Türkiye’de milyonlarca hayranı olan bir sinema sanatçısı. Ancak asıl mesleği gazetecilik. Zira İletişim Fakültesi mezunu. Dolayısıyla sanat da, siyaset de ülkenin sorunları da ilgi alanları arasında. Zaten Akil İnsanlar Grubu’na dahil edilmesinin özel nedenleri olması gerekir.
İnanır, iki günden beri Gaziantep’te. Uluslararası Zeugma Film Festivali için geldi.
Ve… kentin kültürel geri kalmışlığına dikkat çekip, yerel basının bu konudaki çok önemli işlevine dikkat çekti.
***
Dün Hürriyet Gazetesi’nde Kadir İnanır ile yapılan röportajı okurken çok etkilendim. Ülkenin gerçekleri ile ilgili tespitleri bir sinema sanatçısının ağzından duymak, bu gerçekleri onun ifade ediyor olmasının ne kadar büyük önem taşıdığını düşündüm.
Kadir İnanır, bu röportajında diyordu ki,
“HDP'nin Cumhurbaşkanlığı seçiminde ortaya koyduğu performans alkış aldı bu ülkede. Peki ya bunu genel seçimlerde daha da yükseltirse nasıl olur? Bunu kırmak lazım. Bu ülkenin yetiştirdiği pırıl pırıl, umut veren tek bir siyasetçi var; Selahattin Demirtaş. O da 'Gidin, kırın' diye bir şey söylemedi. Üzüldüğünü de söyledi sonra. HDP seçimle gelmiş, çok genç bir siyasi parti. Elli yıllık partiler onlarca hata yaparken, HDP'ye bu kadar saldırmak vicdansızlıktır. Selahattin Demirtaş'a bütün Türkiye halkı sahip çıkmak zorunda. Öyle siyasetçi yetişmiyor, gerçekten yetişmiyor.”
(Çok haklı. Meclise Selahattin Demirtaş kalitesinde 100 tane milletvekili sokabilsek bu ülkede çok şey değişir.)
***
Ve ekliyor:
“Yapabilir, demokratik hakkıdır, herkesi sokağa tepki göstermeye davet edebilir. O çağrıda 'Vurun, kırın' diye herhangi bir cümle var mı? Mesele orada sıkışıp kalmış insanların canlarının kurtarılmasıydı. Kurtuluş yolu istediler. Açamadınız. Uluslararası ilişkiler yönünden açamadınız, kendi pozisyonunuz gereği açamadınız, bölgedeki stratejik durumdan dolayı açamadınız. Biz bunları bilmiyor değiliz. Ama göz göre göre de bir katliam vardı. Ben burada bu katliamdan etkilenirken, orada akrabaları olan insanların etkilenmesi doğal değil mi?”
***
Kadir İnanır, bir çoğumuz gibi bütün bu olayların temelinde 2015 yılındaki seçimler olduğunu düşünüyor.
“Taraflar kendi tabanlarına seçim yatırımı yapıyorlar. Bu söylemleri kendi kitlelerini kenetlenmek için kullanıyorlar. Biliyorsunuz, seçimlerin erkene çekilmesi gündemde, hatta baskın seçim halinde şubata bile alınabilir. İktidar partisinin Anayasa’yı değiştirecek çoğunluğu yakalama emeli var. Ama şu anda öylesine gergin bir ortam var ki seçimlerden koalisyon bile çıkabilir. Muhalefet partilerinin performanslarını kırmak için bir takım oyunlar oynanması gayet doğal” uyarısında bulunuyor.
***
İnanır, çözüm süreci konusundaki düşüncelerini, “Türkiye halklarının talepleri var. ‘Ben eşit muamele görmüyorsam, bu savaş devam eder’ diyorlar. En doğal da hakları bence” sözleriyle özetliyor.
***
Tüm bu açıklamalar, konuşmalar hepimizin yakından bildiği gerçekler.
Bu ülkenin demokrat, aydın insanlarının ortak düşünce ve görüşleri.
Ama, tüm bu tespitlerin bir sanatçı gözüyle ve duyarlılığı ile gözlemleniyor ve yapılıyor olmasının toplum için çok önemli olduğunu düşündüğüm için paylaşmak istedim.
Bence toplumun Kadir İnanır’a biraz kulak vermesinde fayda var.
RSS