40 milyarla, 2 ton altının hesabı!

Önceki gün Van’da meydana gelen depremin ilk görüntülerini yüreğim burkularak izlerken, cep telefonundan 5 TL yardım çağrısı üzerine elim telefona uzanıyordu ki arkadaşım, “Hiçbir faydası yok. O paraların depremzedelere ulaşmayacağına olan inancım, ulaşacağından daha güçlü. Çünkü bu ülkede o paraya bile tenezzül edecek o kadar çok adam var ki” dedi, elimi geri çektim.

Dün internet sitelerine bir haber düştü.  Haber şu: “1999 Gölcük depremi sonrasında geçici olarak yürürlüğe konulan deprem vergisi tahminen 40 milyar TL’yi buldu, fakat paranın nerede olduğu belirsiz.”

Bir ülkede insanların birbirine ve devlete zerre kadar güveninin olmaması ne kadar korkunç bir durum.

                                                                             ***

Bu ülkede yaşananlara akıl-sır erdirmek bazen ne kadar zorlaşıyor.

Mesela son zamanlarda şu 2 ton altın meselesini nasıl bir merak ve şaşkınlıkla izliyorum.

Adamın birinin 800 bin tane, başka bir deyişle 2 ton altını varmış.

Bir adamın nasıl 2 ton altını olacağı meselenin bir yüzü, diğer yüzü ise bu iki ton altını nasıl sorgusuz sualsiz ülkeden çıkarabildiği?

Tam da 12 Eylül öncesi, hem de ülkenin tamamında sıkı yönetim hakim.

                                                                                ***

İsviçre bankasına emanet edilen altınların peşine düşen oğlu, ''Babamın, askeri darbenin olacağı söylentileri çıkınca elinden alınacağı kuşkusuyla altınları İsviçre'ye götürdüğünü tahmin ediyoruz. Bu altınları nasıl edindiği yönünde pek bilgi sahibi değilim, ama bu benim babama ait bir varlık. Dolayısıyla mirasçı olarak bugün bir an önce bu varlıklara ulaşmak istiyoruz'' diyor.

İlahi çocuk!  Babanın o kadar altını nasıl edindiği devleti ilgilendirmiş mi ki seni ilgilendirsin?

                                                                                   ***

Bu nasıl bir servettir?

Bir insan 2 ton altını nereden elde eder?

Eğer altın madeni işletmişse bundan devletin bilgisi olmaz mı?

2 ton altın nerede saklanır?

Sonra İsviçre’ye nasıl götürülür?

Akıl-sır erecek şeyler değil!

Neyse, olan olmuş deyip, şimdi 2 ton altını geri getirmek için Başbakan Erdoğan da devreye girdi.

                                                                                       ***

Varlık barışı çıktığından beri altınların peşine düşen Elazığlı Sait Ali Bayrak, babasına ait olduğunu söylediği altınlara kavuşmak için tam 40 kere gitmiş gelmiş İsviçre’ye, sonuç alamamış. İsviçre Büyükelçisi arada bir Elazığ’a onu ziyarete gidiyor. Böyle 2 ton altının hatırına ahbap olmuşlar.

Aralarında bir muhabbet bir muhabbet.

Büyükelçi Elazığ’a gelişinde davul-zurna ile karşılanıp, mehter marşı ile uğurlanıyor.

Ancak, İsviçre altınları vermeye şimdilik pek niyetli gibi görünmüyor.

                                                                                        ***

1999 depremin ardından 4481 Sayılı Kanun’la ek gelir ve kurumlar vergisi, ek emlak vergisi, ek motorlu taşıtlar vergisi, özel iletişim vergisi ve özel işlem vergisi getirilmişti.

Kanun, 2003 sonunda yürürlükten kaldırılıyor, fakat özel iletişim vergisi Gider Vergileri Kanunu kapsamına alınmaya devam ediyor ve kalıcı hale geliyor.

2004 başında kaldırılan özel işlem vergisiyle yaklaşık 1,8 milyar lira bütçeye aktarılıyor.

Kalıcı hale gelen ve en önemli gelir kaynağı bugün sayıları 65 milyonu aşan telefon abonelerinden alınan özel iletişim vergisi kanalıyla 10 yılda halkın cebinden 22.3 milyar lira çıkıyor.  2011 itibariyle deprem vergisi olarak toplanan paranın 40 milyar TL olduğu hesaplanıyor.
 



                                                                                           ***

Bugün 40 milyar diyoruz ama, eski parayla 40 katrilyondan söz ediyoruz.

Ve bu paranın hesabını ilk kez 2006 yılında CHP’li Berhan Şimşek soruyor. 

2009’da Yaşar Ağyüz soru önergesiyle konuyu yeniden meclise taşıyor.

Ardından 2010’da MHP Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu, 40 milyarın bilgisine  Sayıştay’da bile ulaşamadığını söylüyor.

Son olarak da CHP Kocaeli Milletvekili Haydar Akar, Gölcük Depremi’nin ardından halktan toplanan ve tahmini 40 milyar liraya ulaşan deprem vergisinin akıbetiyle ilgili meclise soru önergesi veriyor. Ancak şu ana kadar alınmış bir yanıt yok.

Bu paranın, kimin kontrolünde, nasıl ve nerede kullanıldığı bilinmiyormuş.

                                                                                         ***

Belki bu saatten sonra ne 2 ton altının nasıl edinilip, yurt dışına öçıkarılabildiği ne de 40 milyarın akıbetinin  ne olduğu bazılarına göre önemli olmayabilir ama, ben bu iki meseleyi de acayip merak etmekteyim.