Kellim Kellim La Yenfaa

كيلي كيلي لتر من

Kimse Ankara’nın tepelerinden  bir tanesinde oturupta boş boş konuşmasın. Hele yaşamadığı bir dönem hakkında konuşmaya, siyasal ve kültürel bir geçmişi olmadan geviş getirmeye, kimsenin hakkı olmasa gerek.

Konuşan insanlarda Türkiye’nin kuruluşundan bu yana geçirdiği evrelerdeki dünya şartlarını hiç araştırmadan, konuştuklarında, inanılması zor hatalar yapmamalıdır. Hangi şartlarda yıkılan bir imparatorluk içinden bir avuç cesur Mustafa Kemal ve silah arkadaşları, bir ulus ülke yaratmaya çalışmış, bunu anlamak için iyi çalışmak gerekir.  

Hani adam adama “Boş keseden atarken her iki yağında yere iyi bassın” derler ya. Nedir “Bu iki ayağı yere iyi bassın” sözü?  

Bir konuyu dile getirecekseniz, o konu hakkında dörtbaşı mağmur araştırma yapmanız gerekir. Gerisi ve ilerisi ne olmuş, nasıl gelişmiş, bunları incelemeden orta yere söz söylemeye çalışırsanız komik duruma düşersiniz. Sadece söylediğiniz sözle konu ortada kalmamakta, cümlelerden etkilenen halk içinde muhabbetsiz olursunuz. Mutlaka konuşmak mecburiyetinde kalsanız bile, bu konuyu ele almadan geçiştirebilirsiniz. Siyasi bir kimliğiniz yoksa hele, siyaset konularına hiç girmemeniz gerekir.   

İnsanların var olan hayata tutunma güçlerini zedelercesine ulu orta konuşanları kınıyorum.

Nedir bu her dakika gündemde olma hevesi, nedir bu her dakika ekranların içinde kalma merakı, radyoların her haber bülteninin ilk haberi olma hastalığı, ben anlamakta güçlük çekmekteyim. Beştepedeki hazret gittiği her ülkede kaos yaratmakta, her komşumuzla kavgaya tutuşmamıza bir basamak kalmakta. Yakın komşularımızı bırakıp, uzak ülkelerle bile ziyaret sonrası ülkeler arası notalaşmaya kadar varan bir didişme içine girmemizi anlamak mümkün değildir.

Tanrının unuttuğu Fildişi sahillerine bile yapılan ziyaret sonrası, oraları da alt üst etmemizin ne gereği vardı diye iki elimi başıma koyup düşünüyorum.

Ne olur bir adet dost ülke gösteriniz etrafımızda. Ülkemin içinde Kolombiya ve Afganistan’dan sonra en yoğun ve değerli tarımsal uyuşturucu ürün üretildiğini dünyada bilmeyen yok.

Yüksekova’dan bu uyuşturucu nasıl dünya piyasasına gidecek? Liman Suriye’de bulunan Latakia limanı. Yüksekova’dan Latakia’ya kadar sınır boyununda tek elden kontrol edilmesi gerekir. Tıpkı Kolombiya da olduğu gibi, yasa dışı  uyuşturucu tacirlerinin sistemi  korumak için tam donanımlı özel orduları vardır. PKK da bu sınıfa girmektedir.  Tam techizatlı olan bu ordunun kendi hava alanı ve uçakları bile bulunmakta. Kolombiya’daki uyuşturucu tacirleri ile PKK örgütünün elinde bulunan gücü karşılaştırın, çok benzer tarafları vardır.

700 kilometre uzunluğundaki Suriye ve Irak sınırında mevzi almaya yönelik yaptıkları tahkimatta bunu açıkca görmekteyiz. Yüksekova ise, dağların arasında saklı bir ova. İstediğin her şeyi burada yetiştirebilirsin.  Yüksek geliri olan uyuşturucu elde etmeye yarayan çeşitli tarımsal ürün yetiştirmeye elverişli bir alan. Tamamiyle korumalı bir ova. Bu ova her yönden stratejik bir yer. 

Geçtiğimiz bir kaç ay evvel Başefendi, yani ülke yöneticisinin söylediği bir sözü hala unutmamaktayım:  “Bölücü terör örgütünün attıkları her adımdan haberimiz var” diye boş boş konuşmaktaydı Küçük Kral.

Sınır boyunca kontrolden çıkan bütün vilayetlerde olağanüstü hal uygulayın, halkı tehcir ederek oradan bir başka yere nakil edin.  Taş üstünde taş bırakmayın, ve orayı yeniden inşaa edin. Fakat boş laf etmeyin yoksa size ‘kellim kellim la yenfaa’ derler, diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.