Kifayetsiz bir Anabilim Dalı Başşkanı!

Gaziantep Üniversitesi’nde Adli Tıp Ana Bilim Dalı var biliyor musunuz?
Mesela bu Anabilim Dalı’nın “uzman mı uzman!” hocalarına bilimsel anlamda her soruyu sorup, yanıtını alabilirsiniz diye düşünürsünüz değil mi?
Vallahi ben de öyle düşündüm.
Telefonu kaldırdım, “İnsanın yanmış kemiğinden kimlik tespiti yapmak, yapabilmek nasıl ve ne kadar zamanda mümkündür” diye sormak istedim.
Sorduğum da Adli Tıp Ana Bilim Dalı’nın bizzat başşkanı yani!
Karşımda bilimsellikten nasibi almamış bir kifayetsizlik örneği buldum!
***
Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi, Adli Tıp Anabilim Dalı... Adını okuyunca “Vay be! Antep Üniversitesi’nin ihtişamına bak!!” demekten kendinizi alamıyorsunuz.
Sonra, bu insana güven vermesi gereken, kulağa hoş gelen kurumların içinin kifayetsiz insanlarla nasıl da bomboş olduğunu görüp, umutsuzluğa kapılıyorsunuz.
***
Adli Tıp ile ilgili bir konuyu kime sorarsınız? Koskocaman Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başşkanı’na değil mi?
Ben de öyle yaptım. Tam altı kez, telefon hattının kesilmesine aldırış etmeden Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi, Adli Tıp Anabilim Dalı Başşkanı Prof. Dr. H. Ergin Dülger’e ulaştım.
***
Bir habere konu olmak üzere sordum: “Yanmış insan kemiklerinden kimlik tespiti yapmak mümkün müdür? Böyle bir tespit nasıl ve ne kadar zamanda yapılır” diye.
Koskoca Anabilim Dalı Başkanı Dülger’in yanıtı şu: “Bizim böyle bir bilgi vermek için yetkimiz yok. Böyle konularda konuşamıyoruz.”
“Nasıl yani hocam, sizin bilimsel konularda bilgi vermeniz veya açıklama yapmanız yasak mı?Ne kadar ilginç, eğer böyleyse bu da bizim için iyi bir haberdir” diye üzerine gidiyorum.
***
Biliyorum meselenin izin veya yasak olmadığını.... Karşımdakinin kapasite ve kifayetsizlik sorunu yaşadığının farkındayım. Hemen kıvırtıyor, Adli Tıp Anabilim Dalı Başşkanı Prof. Dr. H. Ergin Dülger... “Yani yasak değil de bilmiyorum. Yani benim gazetelerden izlediğim kadarıyla izin gerekiyor” diye eveleyip, gevelemeyi sürdürüyor.
“Size iyi günler” deyip telefonu kapatıyorum.
Bu adam,Adli Tıp Anabilim Dalı gibi hayati öneme sahip bir makamı hem de profesör olarak 1997’den beri sürdürüyormuş.Zaten Gaziantep Üniversitesi’nin genel fotoğrafı da kurumda Dülger örneği kifayetsiz makam sahiplerinin ne çok olduğunun bir göstergesi değil mi?