Üçte ikisi mutsuz, üçte biri dayak yiyor

Her üç kadından ikisi mutsuzmuş Türkiye’de.

Her üç kadından biri de şiddete maruz kalıyormuş.

Nüfusun 37 milyonu kadın olduğuna göre, bunlar çok ciddi rakamlar.

Kadının dayak yediği ve mutsuz olduğu bir toplumun düzgün olması, demokratik olması, özgür olması, ilerlemesi, gelişmesi, refaha ermesi mümkün olabilir mi?

8 Mart Dünya Kadınlar Günü resmi tatil olsun diye eyleme hazırlanan sendikacı kadınların hapse atıldığı bir toplumda kadının hangi hakkından söz edebilirsiniz?

                                                            ***

ABD’de 1857 yılında dokuma işçisi kadınların daha iyi çalışma koşulları istemiyle başlattığı ve 129 kişinin yaşamını yitirdiği eylemin üzerinden 150 sene geçmiş.

Bugün Türkiye’de 8 Mart’ta eylem yapmayı planlayan kadınlar apar-topar cezaevine atılıyor.

Kadınlar, şiddet görüyor, öldürülüyor, cinsel tacize uğruyor, ensest ilişkiye maruz kalıyor, Doğu ve Güneydoğu’da yüzde 50’ye yakını zorla evlendiriliyor.

Ve …Çocuk gelinler, Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri olmaya devam ediyor.

                                                               ***

Bugün halen kadına, “Kadın” demenin ayıp sayıldığı cahil bir toplumda yaşıyoruz.

Konuşma dilinde de yazı dilinde de bir “baayan” tutturulmuş gidiyor.

Bazen bakıyorum televizyonların ünlü spikerlerinden bazıları da aynı cehalete düşüp, “baayan” deyiveriyor.

Türkiye’nin ilk siyasi partisi 88 yıl sonra, bağrına taş basarak yüzde 30 kotayla kadına yol açmaya çalışıyor. 

Yargı; onlarca caninin tecavüzüne uğrayan 13 yaşındaki çocuğun “zevk aldığı” hükmüne vararak, dünyaya ibret bir karara imza atabiliyor.

                                                              ***

2010 yılında bin 550 kadın eşleri, babaları, kardeşleri, kuzenleri, oğulları, sevgilileri ve yakın çevrelerindeki şahıs ve çeteler tarafından öldürülmüş. 2011’de de rakam bine yakın.

Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı verilerine göre 2010 yılında ‘aile içi şiddet’ kapsamında 6 bin 423 kadın da şiddete maruz kalarak hastanelik olmuş.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun rakamlarına göre tecavüz ve taciz gibi cinsel saldırı suçlarında son beş yılda yüzde 30 artış yaşanmış. 2005-2010 yılları arasında, 100 binin üzerinde kadın cinsel saldırıdan mağdur olmuş. Mağdur kadınların yüzde 40’ı korktukları için şikâyetçi olmamış.

                                                               ***

Kadına yönelik şiddeti önlemek amacıyla bugün meclisten geçen yasanın uygulama alanının nasıl olacağını ve şiddeti önleyip önleyemeyeceğini hep birlikte göreceğiz.

Bizim gibi az gelişmiş ve eğitimsiz toplumlarda kadını erkeğe karşı korumak için mutlaka yasa ve yaptırımlar gerekiyor.

Ve ne yazık ki mevcut koşullar kadın ile erkeğin daha çok uzun yıllar eşitliğinin mümkün olmadığını, ortaya koyuyor.

Bu durumda toplumsal gelişim ve ilerlememimiz de doğal olarak kör-topal gidecek demektir.

Zira kadınlarının üçte ikisinin mutsuz, üçte birinin dayak yediği bir toplumdan kimseye hayır gelmeyeceği ortada.