Fazla evet diyoruz

Çoğunlukla kullanmak istemez kimse hayır kelimesini. Belki olumsuz bir anlam taşıdığından, belki iyi niyetten, belki saflıktan, belki de karşıdakini kırmak istememekten ya da belki de bunların ötesinde, çıkarcılıktan kaynaklı bir durum ama istemediği zamanda, istemediği birçok şeyi yapmak zorunda bıraktırır insanı.

En son ne zaman birilerine içinizden gelmediği halde evet dediniz mesela? Çoğu kişinin, bunun için çok da uzak bir tarihe gitmesine gerek yok sanırım. Çünkü karşıdakinin herhangi bir talebine, hele bu talep, biraz da ısrar derecesine kaymışsa, anında gelen karşılık evet demek oluyor genelde.

Sürekli her şeye evet demek, sadece başkalarının beklentilerinin karşılanmasının yanında zayıf bir iradeye sahip olmanın göstergesidir biraz da. Pek duyulmak istenen bir kelime değil belki ama gerektiğinde hayır diyebilmeli yine de insan. Çünkü istemediği ya da doğru bulmadığı bir şeyi yapmak, kişinin kendisine olan saygısını da zayıflatır belli bir süreden sonra.

Aslan ile kurt arkadaş olmuşlar. Açlıktan kıvrandıkları bir gün ovada otlayan bir at görmüşler. Tepenin üstünden atı seyreden aslan, kurda dönüp sıra ile sormuş:
“Gözlerim kızardı mı?”
“Evet!”
“Kuyruğum dikildi mi?”
“Evet!”
“Tüylerim diken diken oldu mu?”
Kurt yine “evet” deyince, aslan yıldırım gibi saldırıp atı yere devirmiş. İki arkadaş kendilerine güzel bir ziyafet çekmiş. Bir zaman sonra aynı kurt, tilkiyle dolaşmaya çıkmış. Karınları iyice açıkmış. Tam o sırada ovada otlayan bir at görmüşler. Kurdun aklına önceki olay gelmiş ve tilkiye sormuş;
“Gözlerim kızardı mı?”
“Yooo!” demiş tilki.
“Kuyruğum dikildi mi?”
“Hayır!”
“Peki, tüylerim diken diken oldu mu?”
“Olmadı!” diyerek gördüğü gerçeği söylemiş tilki. Duyduklarına bozulan kurt; “Evet desene!” diye kükremiş. Tilki bakmış pabuç pahalı, çaresiz “Evet, evet, evet!” demiş. Marifetin, tilkiden duyacağı “Evet!”lerde olduğunu sanan kurt, hışımla atın üzerine saldırmış. Saldırmış saldırmasına da, ömrünün en sıkı ve en güçlü çiftesini yemiş! Tilki, cansız halde ve pestil gibi önüne yığılan kurdun başında ona uzun uzun bakmış ve demiş ki:
“Hah işte! Şimdi gözlerin kızardı, kuyruğun dikildi ve tüylerin diken diken oldu!”