Hata yapan oyuncu milletvekili de olabilir!
Fenerbahçe pazartesi günü Alanya deplasmanındaydı. İyi top oynuyordu. İlk golü de Tolga Alanya ağlarına gönderek deplasmanda Fenerbahçe'yi öne geçirdi.
Fenerbahçe savunmada kişisel hatalarla kalesinde 3 gol gördü ve maçı 3-1 yenik bitirdi. Maçın normal neticesi bu olmamalıydı.
AK Parti de, kendine aşırı güvenden olsa gerek, buna benzer kişisel hatalarla zor günler yaşıyor!
Mart 2019 yerel seçimlerinde İstanbul, Ankara, Adana, Mersin, Antalya dökülürken Gaziantep’te AK Parti yüzde 54 oy aldı. Çok ciddi bir rakam.
Ama şimdi kişisel hatalar takımı zorluyor!
Halka hoşa gitmeyen bir isim takan bir miletvekilinin maceraları dilden dile dolaşıyor. O zannediyor ki, yaptıklarını pek bilen yok. Olsa da seslerini korkarlar çıkaramazlar diye düşünüyor zannediyorum. Ama bilmiyor ki, bütün yaptıkları bütün detaylarıyla, eksiksiz anlatılıyor.
Ne önemi var, anlatırlarsa anlattıklarıyla kalırlar, diye de düşünebilirsiniz!
Ama maç bitince takım mağlup olunca iş işten geçmiş olacak.
Çünkü yapılan hatalar öyle böyle değil, insanı çıldırtıyor, bu kadar da olmaz ki dedirtiyor!
Gazetelerde yazılamadığı için günlük trajı çok daha yüksek olan dedikodu gazetesinde anlatılıyor.
Ben şunu vurgulamak istiyorum. Hatayı yapan yutturdum zannediyor! Kimsenin anlamadığını, duymadığını, farketmediğini zannediyor. Bu da ona daha büyük hatalar yapması için cesaret veriyor. Oysaki durum öyle değil. Her şey biliniyor!
Bu hatalar ancak maç bittikten sonra uzmanlar tarafından yorumlanır. Tabii hata yapan oyuncu cezalandırılır.
Ama neye yarar ki!
Antep fıstığı üzerine…
Dün Barak’taydım.
Hem resim çektim, hem de çiftçilerle fıstık sohbeti yaptık.
Fıstık hasadı tamamlanmış. Birkaç yerde devam ediyordu. Bu hafta sonuna kadar kesin biter.
Nedir bu durum dedim. Ancak yüzde 30 dediler! Geçen sene yüzde 80 idi. Bu sene zaten fıstığın olmama yılı.
Arkadaşımın 100 dönüm fıstık bahçesi var. Damla sulama ile toprağın 50 cm altından sulanıyor. Hasat ettiği ürün 6-7 ton kuru ben fıstık.
Kilosu şu anda 45 lira imiş ama 50’yi yakın zamanda bulur dedi.
Antep fıstığı ticareti yapan arkadaşımı telefonla aradım, Barak’tan bilgi verdim, onun dediklerini de dinledim.
Fıstık rekoltesi bu sene 80 bin ton civarında olduğunu tahmin ediyoruz, dedi. Bu rakam geçen sene, fıstık olma yılında 220 bin tondu.
Burada önemli bir şey, çiftçinin ve tüccarın depolarında geçen seneden devreden 70-80 bin ton fıstık varmış.
Bu sene ürün az diye fıstık daha pahalı. Geçen sene kuru ben fıstık 30-36 liraydı, bu sene 43-45 lira, ama artacak!
Tüccar fıstık pahalı, bu fiyattan ihracat olmaz diyor. Diğer taraftan 100 dönüm fıstıklıktan elde edilen ürünün tahminen 300 bin lira olması beni dehşete düşürdü!
Bunun ilaçlaması, bakımı, hasadı, damla sulama harcamasını kabaca hesap ettim, 300 bin liradan düştüm, geriye kalanı ile bu iş yapılmaz dedim kendi kendime!
Çiftçi eski köylü değil! Malını ucuza kapattırmıyor. Eskiden borçlu oldukları için hasadı tüccarın eline sayıyorlardı. Şimdi o kadar borçlu değiller. Ürünün hepsini hemen elden çıkarmıyor, ihtiyacı oldukça satıyor. Bu büyük bir değişim!
Bence en büyük sorun fıstığımızın iyi pazarlanamaması!
İstanbul’da resimlerini çektim, kilosu 180 liraya kadar satılıyor. Ortalaması ise 120 liranın altında değildi geçen sezon.
İstanbul en iyi fıstığı buradan 60 liraya alıyor, 180 liraya kadar üzerine etiket koyuyor. Lüks mal ya!
Bunun çaresinin bulunması lazım. Fıstık öyle zannedilidiği kadar lüks çerez değil. Ama öyle yapıyorlar!
Gaziantep’in en değerli ürünü fıstık için yapılması gerekenler yapılmıyor.
En büyük ihraç malı halımızın 1.5 milyar dolar getirisi var. Ama bunu elde etmek için yapılan ithalatı göz önüne alırsanız, fıstık açık ara en değerli ürün. Kendi toprağımızın ürünü.
Beyle yazılır amma yazıldığı kimi denmez, beyle denir!
Abdulkadir yazılır, Abdaadir denir.
Adviye yazılır, Adeviye denir.
Ali İhsan yazılır, Aleysan denir.
Asiye yazılır, Assıya denir.
Ayşe yazılır, Ayuş denir.
Banu yazılır, Baani denir.
Cevdet yazılır, Cöödet denir.
Firdevs yazılır, Fürdöös denir.
Hatice yazılır, Hayce denir.
Hayri yazılır, Heyri denir.
Hulusi yazılır, Hulis denir.
Hüseyin yazılır, Hösüyn denir.
İbrahim yazılır, İbraam denir.
İhsan yazılır, Eysan denir.
Mahmut yazılır, Maamıd denir.
Mehmet yazılır, Maamed denir.
Mehmet Ali yazılır, Maamdeli denir.
Mehmet Sait yazılır, Maamed Saad denir.
Muhittin yazılır, Mööddün denir.
Mustafa yazılır, Mısdafa, Mıstaa, Mısdava denir.
Münevver yazılır, Minever denir.
Ökkaş yazılır, Hökkeş denir.
RSS