AKP, tüm tabuların içini boşaltıp, rafa kaldırıyor

AKP’de üç dönemden fazla aday olmama kuralını duyduğumuzda, koltuğa yapışanlardan bıktığımız için “Helal olsun” diye takdirlerimizi dile getirmiştik hep birlikte.

Ancak son zamanlarda, üçüncü dönemi tamamlayıp aday olamayacaklar için sancılı bir arayışın yaşandığını gösteren haberler artmaya başladı. Efendim AKP’li vekiller “Ustalık döneminde emekli mi olacağız” diye çözüm arıyorlarmış.

Hani ne oldu, geçmişin köhnemiş siyasi alışkanlıklarını değiştirme iddiası?

Önceki gün bir Kürt siyasetçi dostumuzun tespiti, tam da bu noktada zihnime kazınıp, kaldı.

Dostumuz dedi ki: “AKP Türkiye’nin tabu haline gelen tüm sorunlarını gündeme getiriyor, sonra hepsinin içini boşaltıp, rafa kaldırıyor.”

                                                              ***

İlk iki dönem çıraklık, sonraki bir dönem kalfalık, e şimdi bu kadar çıraklık ve kalfalığın üstüne bir 3-5 yıl da ustalık dönemi gerekiyor haliyle.

Hani onlara bu ustalık dönemi fırsatını vermezsek, ustalaştıklarını nasıl tespit edeceğiz?

Adamlar haklı. Hepsi birer bulunmaz Hint Kumaşı kalite ve niteliğinde.

Onların yerine onların kalite ve değerinde adam köküne kıran girdiği için, bu bulunmaz Hint kumaşlarını bir şekilde siyaset sahnesinde tutmak lazım.

                                                               ***

Yani şimdi bulunmaz Hint Kumaşı diyorsam, hafife almayın lütfen.

Bugün eğer Türkiye; rüşvette dünya 18'incisi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ndeki dosya  ve tutuklu gazeteci sayısında İran ve Çin'i geçerek dünya birincisi olmuşsa,  iş kazalarında Avrupa birincisi, dünya ikincisiyse, cari açıkta dünya ikincisi, iletişim vergilerinde ve akaryakıt fiyatlarında dünya birincisi konumundaysa, tüm bu sosyal, siyasi ve ekonomik başarıları Tayyip Erdoğan ve onun vazgeçilmez şürekasına borçluyuz elbet.

Bu ekip dağılırsa, bu kalfalıktan ustalığa terfi etmiş muhterem adamlar! Gidip, yerine çıraklar gelirse nice olur halimiz hiç düşündünüz mü?

                                                               ***

Büyük çoğunluğu, hiçbir vasfı olmamasına rağmen, Tayyip Erdoğan rüzgarıyla milletvekili seçilip, efendinin sadık kapı kulu halinden başka hiçbir fonksiyonu olmayan bu güruh, Başbakan Erdoğan’ın tüzük değiştirmeye niyetli olmadığını görünce, yeni anayasaya umut bağlayıp, çift meclis formülünü öne sürerek, meclisten senatoya geçme formülü üzerinde duruyorlarmış.

Adamlar demokrat!

Dolayısıyla demokrasilerde çare tükenmez yani!

                                                               ***

Önceki gün bir Kürt siyasetçi ile konuşurken, “Ne yani AKP hiç mi birşey yapmadı? En azından  birçok tabunun yıkılmasını sağlamadı mı?” diye sorulunca, “Evet AKP Türkiye’de tabu haline gelen tüm sorunları ortaya döktü doğru. Ama hepsinin içini boşaltıp, rafa kaldırdı” diye yanıt verdi.

Evet ya dedim kendi kendime, ne kadar tabu yıkıldı ve içi boşaltıldı!

Mesela en başta Kürt sorunu!

Daha iki sene önce Başbakan böbürlene böbürlene karşımıza çıkıp, “Kürt açılımı” demedi mi?

Hepimizin ağzı açık kaldı.

Vay be, Türkiye “Kart-Kurt” diyen siyasetçiden nereye geldi diye biz de böbürlendik hani!

Sonrasında Kürt açılımı, demokratik açılıma, demokratik açılım “Bizim zaten Kürt kardeşlerimizle hiçbir zaman meselemiz olmadı”ya bağlanarak, sorun rafa kaldırılmadı mı?

                                                               ***

Ya demokratikleşme?

Demokratikleşme ne oldu?

Bugün 100 civarında gazeteci, 600 üniversite öğrencisi, 3-5 bin tane seçilmiş siyasetçi ile bilim adamları ve yayıncılar haksız şekilde cezaevlerine atılmış durumda.

AKP iktidarının, daha doğrusu tek adam konumundaki Başbakan Erdoğan’ın kafasını bozan her kim ise bir şekilde defteri dürülüp, cezası veriliyor.

Ve böyle anti demokratik bir sistemin üzerinde oturan Başbakan, “9 yıldır pedalı çevirmeye devam ettik. Türkiye’yi daha fazla demokrasiye, daha fazla huzura kavuşturmak için elimizden geleni yapacağız. Türkiye’yi büyütecek olan tıkır tıkır işleyen bir demokrasidir” diyebiliyor.

                                      ***

Diğer tarafta, büyüyen, ihracatı artan, dünya lideri diye lanse edilen, ancak,“Cari açığı kabaran, ithalatı ihracatının fersah fersah geçmiş, karşılıksız çek oranını yüzde 44’lere ulaşmış” bir ülke ekonomisinin içinde kıvranıp duruyoruz.

                                                               ***

Hukuk skandallarının ardı arkası kesilmiyor. Faili meçhuller sona erecek ve aydınlanacak nutukları gırla giderken, 34 kişinin katillerinin kim veya kimler olduğu açıklanmayarak yeni faili meçhullere imza atan iktidar,  devletin vatandaşını öldürmesini içimize sindirmemizi istiyor.

Dostumuz haklı, AKP tüm tabuları yıktı, içini boşaltıp rafa kaldırıyor.