Aşı

2019 başlayan Covid-19 salgını ile ilgili çeşitli çözüm yolları üretilmeye çalışılmış geçici önlemler alınmıştır. Ancak şu ana kadar gelinen nokta kimseyi tatmin etmediği gibi sorunlara çözümde olmamıştır.

Zaman zaman alınan kısıtlama kararları, okulların açılıp kapanması, hafta sonu uygulanan sokağa çıkma yasaklarının çözüm oluşturmadığı bugün geldiğimiz vaka sayılarından dolayı net olarak görülmektedir. 

Aşı ile ilgili yapılan çalışmaların umut vermesi aşı tedarikinde yaşanan sıkıntılar nedeniyle bu umutları boşa çıkarmıştır.

Sağlık iş kolunda çalışanların aşılanması toplumsal duyarlılık hisseden herkesin yüreğine bir nebze su serpmiştir. Ancak devamında işler aynı şekilde yürümemiştir.

Yüz yüze eğitime 15 Şubat tarihinden itibaren köy okulları, 8. ve 12 sınıflarla başlayan yüz yüze eğitime 2 Mart Salı gününden itibaren yüz yüze eğitime geçilmiş, alınan tam kapanma kararı ile yeniden tüm kademelerde online eğitime dönülmüştür.

 Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk Şubat ayında öğretmenlerimizle birlikte aşı yaptırdığını açıkladı. Oysa ki aşı randevuları Şubat ayı sonunda sadece köy öğretmenlerine açıldı. 2 Mart’ta başlayan yüz yüze eğitime öğretmenler, öğrenciler ve eğitim çalışanları tedirgin şekilde okullarına gitti. Vaka sayılarının hızla artış göstermesiyle birlikte önce veliler öğrencilerini hızla okullardan almaya başladılar.  29 Mart tarihinde okul öncesi, İlkokullar, 8 ve 12 sınıflar hariç yeniden online eğitime dönme kararı alındı.  

Oysa ki yapılması gereken yüz yüze eğitime geçilmeden en az 14 gün önce öğretmenlerin ve eğitim çalışanlarını aşılanma sürecinin tamamlanması gerekirdi.

Milli Eğitim Bakanı kendi yaptırdığı aşıyla kamuoyuna sanki tüm öğretmenler aşılanmış algısı oluşturmayı başardı.

Maalesef aşı planlanmasında da sınıfta kalındı. 29 Mart’ta yüz yüze eğitime ara verilirken aynı kurumda görev yapan sınıf öğretmeni meslektaşımız aşı randevusu fırsatını yakalarken, branş öğretmeni, özel eğitim öğretmenleri ve idari kadro aşı randevusuna erişemedi. 8 ve 12 sınıflarda yüz yüze eğitim devam ederken bu sınıflarda derse giren öğretmenler aşı olma fırsatını yakalayamadı. Daha da ilginci salgının en başından beri okullardan hiç ayrılmayan öğrencileri ile birlikte maske, dezenfektan, koruyucu elbise, başlık, siperlik, temizlik malzemesi vs. üretimine destek olan meslek lisesi öğretmenlerimizde aşı olma fırsatını bulamadı. Oysa yapılması gereken Tüm öğretmenlerin ve eğitim çalışanlarının öncelikli ve hızlı bir şekilde aşılanmasıydı. Bu da olmuyorsa alanda olan öğretmenlerden sağlık sorunu ve yaş gibi kriterler göz önünde bulundurularak aşılama yapılması gerekiyordu.

Bunun yerine bir taraftan tüm öğretmenler aşı olmuş algısı yaratılırken diğer taraftan bazı meslek grupları ile öğretmenler, öğretmenlerle öğretmenler, öğretmenlerle eğitim çalışanlarının çatışması tercih edildi.

Okulların açık tutulduğu kısa sürede yüzlerce meslek taşımız covid-19 illetine yakalanırken, onlarca meslektaşımızı bu illet yüzünden kaybettik. Elbette bunu sorumlusu yeterince tedbir almadan, aşı yapmadan öğretmenleri alana sürenlerdir.  

Temennimiz gerekli tedbirler alınarak öğretmenler ile tüm eğitim çalışanlarının, yüz yüze eğitime başlayacak kademelerden başlanılarak aşılama süreci en kısa sürede tamamlanması ve tüm kademelerde yüz yüze eğitime bir an önce başlanılmasıdır.