Türkiye bu akılla terörü bitiremez!

Siz terörün biteceğine inanıyor musunuz?

Yani ordu, gün gelecek dağdaki tüm PKK’lıları öldürecek ve işte o gün terör bitecek. Var mı böyle bir ihtimal?

Defalarca yazılıp söylendi. PKK’nın ilk dönemlerinde dağa 5 bin kişinin çıktığı söyleniyordu. Aradan 30 sene geçti, dağda yine 5 bin kişi var deniyor.

Üstelik bu geçen zaman zarfında 33 bin civarında Kürt, 8 bin de asker, polis, sivil, vs Türk ölmüş.

Gelinen  nokta nedir?

Financial Times, “İşler, yıllardır bu kadar kötü olmamıştı” diyor.

Yalan mı?

***        

Her gün başka bir patlama ve ölüm haberlerini izlerken, “AKP hükümeti Habur sürecini sağlıklı yürütebilseydi, muhalefet partileri, aşırı milliyetçi ve ulusalcı söylemlerle AKP’ye çullanmasaydı ve de AKP oy kaygısına kapılıp geri adım atmasaydı yine de bugünlere gelir miydik acaba” diye takılıyor kafama ama, geçmişe hayıflanmanın ne yazık ki bir faydası yok.

Ve bugün gelinen nokta gerçekten kötü.

                                                               ***

Artık, bir, iki, üçlü rakamlar değil, sekiz, dokuz, on kişi birden ölüyor.

Ama iktidarıyla, muhalefetiyle siyasetin bu durumu fazla taktığı yok gibi.

“Şehitlerimize Allah’tan rahmet dileriz” deyip, çekiliyorlar köşelerine.

Terörün yeniden tırmanmasında iktidarın izlediği yanlış politikayı,  BDP Milletvekili Altan Tan’ın, “Kürdistan’ı İdris Naim Şahin ile Tayyip Erdoğan kuracak” sözlerinde aramak lazım.

Ana muhalefetin Oslo süreci konusundaki olumsuz tavrını Kemal Kılıçdaroğlu son anda toparlamaya çalıştı ama, orada da ne yazık ki olaya bakış açısından durum vahim.

                                                               ***

Onlar oy kaygısı ile meseleyi körükledikçe, olan vatandaşa ve bu ülkenin gencecik insanlarına oluyor.

Topraklarımız üzerinde süren savaşın, ülke ekonomisine verdiği zararı da dikkate aldığınızda, bu savaşı bitirmek için çaba göstermeyen, bitirmenin yolu ne olursa olsun aramayan siyasetçinin, bu ülkeye sevgisini sorgulamak gerekiyor.

“Devlet teröristle masaya mı oturacak” söyleminin, milliyetçi hastalıklı ruhlara geçici bir rahatlık vermesinden başka ne faydası var?

Devlet olarak kiminle savaşıyorsan, barış için de onu muhatap alacaksın, bunun başka yolu var mı?

                                                               ***

Bugün, artık eylem yapıp kaçmayan, ölümüne eyleme giden ve yıllardan beri dağda zor koşullarda yaşamaya alışkın bir örgüt var. PKK için, “Çok planlı, hesaplı ve disiplinli” tanımı kullanılıyor.

PKK ile savaşan ordunun haline bakıyorsunuz içler acısı. Generallerin çoğu darbe planlamaktan içeride. PKK’nın her eyleminden sonra  askeri zaafiyet ve hatalar tartışılmaya başlanıyor.

Topraklarınız üzerinde, kendi vatandaşınıza karşı savaş yürütmenin mantıksızlığı bir yana, sizin ordunuz bu işi beceremiyor, bunu kabul etmeniz lazım.

Önceki gün Taraf’ta Neşe Düzel’in sorularını yanıtlayan Mehmet Ali Birand, kış aylarıyla birlikte örgütün şehirlerde eyleme devam edeceğini söylüyor ve diyor ki, “PKK’nın hazırlığı bir yıldır biliniyordu. Bir seneden beri giderek artan bir saldırı stratejisi var. Asker, bu yeni stratejiye kendini uyduramadı.”

Uydurması da çok zor.

O nedenle en doğrusu bu savaşı bitirmenin yollarını aramak ve bulmak.

                                                               ***

AKP iktidarı ve Başbakan, her konuda olduğu gibi, bu konuda da başından beri o kadar çok zikzaklar çizdi ki!

Kürt açılımı diye Habur sürecini başlattı. Başbakan Erdoğan, Habur’daki karşılama töreninin ardından yaptığı konuşmada, “Ne kadar güzel görüntülerdi” dedi.

Muhalefet olayı çarpıtarak üzerine gelince, “Böyle olaylara müsaade etmeyiz” deyiverdi.

Bir yandan Oslo sürecini yönetirken diğer yanda, seçilmiş siyasetçilerin de aralarında bulunduğu 8 bine yakın insan KCK operasyonları kapsamında cezaevlerine konuldu.

Bugün, memleketin evlatları sapır sapır ölüp giderken, müzakere ve barış sürecinde en çok işbirliği yapması gereken BDP’li vekilleri, “Dağa çıkın” diye meclisten kovuyor.

Sizce siyaset bu akılla, bu terörü bitirebilir, kardeşin kardeşi öldürmesinin önünü alabilir mi?

Tanrı aşkına elinizi vicdanınıza koyun da cevap verin!