TARİHİ İPEK YOLU ÜZERİNDE MÜCEVHER DEĞERİNDE İLK BAHARAT MÜZESİ

Size bugün, gerçekten çölün ortasındaki vaha gibi bir müzeden söz edeceğim. Alleben Göleti’nin hemen kıyısında, içerisindeki zenginliğe uyumlu bir doğanın tam merkezinde konumlanan Rayiha Baharat Müzesi; Türkiye’de henüz benzeri olmayan, dünyada ise benzerleri içinde zirveye aday bir yapı.

Rayiha bir müze olarak tanımlansa da aslında üç önemli birimden oluşan entegre bir üretim, deneyim ve sergi merkezi; Alleben manzarasına nazır bu kompleksin birinci katı, 150’ye yakın baharatı dokunarak, koklayarak ve görmediğiniz safhalarına, tarihine mitlerine tanık olarak gezebileceğiniz bir müze. Buna ek olarak, meraklıları ve profesyoneller için bir AR-GE laboratuvarı, bitkilerin yetiştirildiği hobi bahçeli, bu bitkilerle elde edilen hediyelik ürünlerin, pasta ve içeceklerin sunulduğu Aktar Cafe temalı odalarıyla şık bir misafirhane ve 3. katında bir deneyim restoranı bulunuyor.

İşte size tam da bu restoranı anlatmak istiyorum.

Biz turizmciler için Gaziantep’e gelen konukları ağırlarken en zorlandığımız konu “fine dining” tabir ettiğimiz şık restoranların sayısındaki azlık. Rayiha Müzesi’nin üst katındaki restoranda Alleben Göleti ayaklarınızın altında. Çok şık bir tasarımla, özenle yerleştirilmiş ve her birinin aşağıdaki Baharat Müzesi’nden adını aldığı masalarda, müthiş bir sunumla o kadar şahane bir menüyle karşılaşıyorsunuz ki “Paris’te bir restoranda mıyım acaba?” diye düşünüyorsunuz. ( http://www.rayihamuze.com/menu)

Rayiha’nın misyonu, baharatın inanılmaz derecede zengin dünyasını tüm yönleriyle paylaşmak; baharat dünyasının, siyasi tarihi, coğrafyayı ve insanlığı nasıl etkilediğini ifşa etmek ve tarihin sayfasından sofralara uzanan benzersiz macerasını anlatmasına görkemli bir fırsat tanımak. Gastronomi dünyasının en küçük ve sihirli katkılarının önemi ve büyüklüğüne hayretle tanık olacağınız müzenin restoranında şahane lezzetler damak çatlatıyor.

Rayiha Baharat Müzesine rutin bir ziyaret, müze gezisiyle başlıyor. konuklar, konusunda uzman (anlatıcı) Raviyanların mihmandarlığında müzeyi geziyor; şifa, tarih, mitolojiyle karışan baharat dünyasını tüm yönleriyle öğrenebiliyor. Defnenin 5 milyon yıllık ömrü, tuzun Gandhi’ye yaptığı mucizevi iyilik, baharatın aşkla dönüştüğü Tac Mahal hikayesi gibi onlarcasının ardından bir Fine Dining ziyafetini ya da göl kıyısında hiç tanımadığınız bir baharat kokteylini deneyimlemek ise bu gezinin en keyifli duraklarını oluşturuyor. Çok yakında konaklama hizmetine açılacak misafirhane ise ayrı bir güzellik. Tüm bu araştırma çabasının zorluğunu bilen Rayiha yönetimi, araştırmacı akademisyen ve profesyonellerin yapacakları ziyaretlerde onlara zaman kazandırmak için misafirlerini bizzat müzede ağırlamayı hayal ediyor. Çünkü her şey malzeme ve ustalıkla olmuyor, konukların alacağı keyfe ev sahibinin tutkulu duyarlılığı da dahil olsun diye şahane bir konukseverlik örneği gösteriyorlar.

Rayiha’nın Baharat Araştırma Merkezi, yapacağı AR-GE çalışmaları ile akademik camiada da sesini duyurmayı hedefliyor. Rayiha laboratuvarı süper kritik ekstraksiyon yöntemi ile pek çok bitkinin özütünü çıkararak yeni ürünler üretiyor. Ekstraktı çıkarılan bitkilerden kalan posa sabun yapımında kullanılıyor, bu ürünler de elbette Sabun ve Pekmez Müzesi atölyelerinde değerlendirilecek. Gaziantep mutfak kültürünün israf karşıtı geleneğini de göz ardı etmeyen tesis, bitkiler üzerinde araştırmalarını sürdürürken kalan posadan sabun yapmayı, çıkan özütleri tatlandırıcı ve yine çıkan fenolik bileşikleri kolonya gibi koku bazlı ürünlerin üretiminde kullanmayı hedefliyor…

Gaziantep’in müzeler kenti olmasında verilen çabada çıta her seferinde bir üste çıkarılıyor ve biz de turizmciler ve Gaziantep sevdalıları olarak bundan büyük bir gurur duyuyoruz. Tüm emek verenleri içtenlikle kutlamak da çok zevkli bir görev olarak bize düşüyor.