Şahin ve Tahmazoğlu

Birkaç ay önce, bir grup gazeteci ile birlikte Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu’nu ziyarete gittik. Basın İlan Kurumu ile ilgili bir gelişmeyi konuşmak için.

Tahmazoğlu, kabul edildiğimiz salona biraz gecikmeli geldi. Hoş geldiniz faslının hemen ardından yerine oturur oturmaz, yanında oturan gazeteciye dönüp, “Söyle bakalım, o haberi yazmak için kimden, ne kadar aldın?” diye sordu.

Diğerlerinin hislerini ve ne düşündüklerini bilemiyorum, ilgilenmiyorum da. Ama ben 40 yıllık meslek hayatımda ilk kez böyle bir ortama ve ithama maruz kalınmasını, mesleğime verdiğim onurlu yılların anısına çok incitici bir hakaret olarak algıladım.

Sonrasında öğrendim ki, Mehmet Tahmazoğlu, Büyüşehir Belediyesi ve Osman Toprak’ı kastediyormuş.

                                                                                  ***

AKP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, yeniden adaylığının açıklanmasının ardından dün gazetecilerle bir araya geldi. Bu toplantıya Şehitkamil Belediye Başkanı Rıdvan Fadıloğlu da katılmış. Ama Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu yok.

Zira, aralarında çok ciddi sıkıntılar var.

Sohbet sırasında Şahin, Yerel Yönetimler Yasası’ndaki bazı yetki çatışmalarının büyükşehir ile ilçe belediyeleri arasında sorunlara neden olduğuna atıfta bulunarak, “Yerel Yönetimler Yasası ile ilgili Rıdvan Başkana demiştim ki; melek olsa şu yasayla adamı karşı karşıya getirir. Hakikaten adam melek olsa, bırak Fatma Şahin’le karşı karşıya gelmeyi, herkes kendi kurumunu korumaya çalıştığında elbette bu sorunlar bundan önce oldu, bundan sonra da olabilir. Benim iki tane çocuğum var. Aynı karından çıkmalarına rağmen ikisinin de karakteri farklı. Çok farklı düşüncelerimiz olabilir, birbirimizi üzmüş olabiliriz, ama bu şehre ve geleceğine zarar verecek hiçbir şey yapmadık, yapmayız. Partiye ve şehre zarar verecek her durumda geri adım attım. Yine geri adım atarım” demiş.

Şahin, nerede, nasıl geri adım atar bilinmez ama, Mehmet Tahmazoğlu, “Kara kaplı defteri” olan bir kişiliğe sahip. Eğer, bir yerde, bir noktada ona karşı bir hata yaptığınızı kabul etmişse, zinhar bir daha şansınız yok. Benim gözlemlediğim, başkalarından da dinlediğim özelliği, “kindar” olması.

Kimbilir, belki öyle değildir de dışarıya karşı sergilediği tutum ve davranışı nedeniyle biz öyle algılıyoruzdur!

                                                                                              ***

Tahmazoğlu, yerel seçim tarihi açıklandıktan sonra, bir gurup ile sohbet sırasında, “Partimin 3 dönem kuralını benimsiyor ve tasvip ediyorum. Ama, bana yeniden görev verilirse, bundan asla kaçmam” gibi bir cümle kurmuş. Bu, bir gazetecinin kulağına gidince, herhalde biraz da haberi satma, çarpıcı hale getirme refleksinden olacak, “Tahmazoğlu ben yokum dedi” şeklinde bir başlık atılmış. Tahmazoğlu, hemen söz konusu gazeteciyi arayıp, böyle bir şey söylemediğini belirterek, sohbette geçen konuşmayı nakletmiş. Gazeteci de ertesi gün Tahmazoğlu’nun açıklamasına gazetesinde yer vermiş. İşte kendisini ziyaretimiz sırasında, “Ben yokum diye sana bu başlığı attıran kim, ne kadar aldın” diye onun için sormuş. Gazeteci bu ithamı kesinlikle reddetti ve “Ne biliyorsanız siz açıklayın” dedi ama, Tahmazoğlu’nun ikna olmadığı kesindi.

                                                                                               ***

Aslında Tahmazoğlu’ndan önce Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’e yaptığımız ziyaret de önemliydi. Burada da, piyasada gazeteci geçinen ve sıkıntı yaratan bazı guruplardan konu açıldı. Fatma Hanım’a orada şöyle söyledim: “Sayın başkan, bu kenti yönetenler, bürokratlar, sivil toplum kuruluşları, odalar ve belediyeler olarak, bu insanları siz bu hale getirerek, kendiniz için de bir tehdit oluşturdunuz. Bunları siz yarattınız.” Toplantıda bulunan Başkan Yardımcısı Osman Toprak, bunlarla uğraşmaya mecbur kalındığını ifade eden şikayetvari sözler söyleyince, “Evet Osman Bey, sıkıntı yaratana Osman Toprak zarf verip gönderiyor diyorlar zaten” dedim. Osman Toprak’ın savunması ilginçti, “Politika yapıyoruz, ne yapalım!”

Ne yazık ki geldiğimiz nokta bu! Yani politika düzgün ve dürüst yapılamıyor, bunu tespit edip kapıya dayananlara da haftalık, aylık, artık ne olursa payı veriliyor ve susturuluyor.

Böyle bir şey yok diyemezler, çünkü ayni ile vaki!

                                                                                              ***

Gelelim Fatma Şahin’in, ilçe belediyeleri ile sorun yaratan Yerel Yönetimler Yasası’na…

Bu durumu, CHP’li belediyeler döneminde de yaşadık ve Celal Doğan, Yaşar Ağyüz, Ahmet Yılmaz çatışmalarına şahit olduk. Hatta çatışmayı o boyuta vardırdılar ki Yaşar Ağyüz, Karataş’a, “Celal Doğan size hizmet getirmeme engel oluyor” diye afişler yaptırıp astırmaya kadar götürdü işi. Sonuç, her üçü ve kent açısından hezimet oldu. Ama, o dönemde, hiçbir zaman “Belediye başkanları veya çok yakınlarındaki adamlar, gazetecileri yandaş yapmak için belediyeden para dağıtıyor, aylığa başlamışlar” diye bir rezalete tanık olmadık. Bugün bu rezaletin, bir kadın belediye başkanının döneminde yaşanıyor olmasından son derece üzgün olduğumu ifade etmeliyim.

                                                                                            ***

Zira, gazetecilik bir kamu görevidir. Gazeteci, kamu yararına olmayan bir eylem, bir durum varsa, tek görevi bunu yazmaktır. Kamu görevlisi de bu eleştirileri kendisine çeki düzen vermek ve yanlıştan dönmek için bir fırsata çevirirse, kaliteli, düzgün siyasetçi olur. Ama iş, “Abi madem siz böyle yapıp yiyorsunuz, o zaman bize de payımızı verin” noktasına gelmişse, siyasetçide de gazetecide de kalite kalmamış demektir.

Mehmet Tahmazoğlu’nun aslında büyükşehirden aday olmak istediği uzun süreden beri ifade ediliyordu. Ama, Saray her üç belediye başkanını da başarılı buluyor olmalı ki mevcut durumlarıyla yola devam etmelerini istedi. Ortada bir muhalefet olmadığı için de muhtemelen 5 yıl daha Antep’te aynı tas, aynı hamam devam edecek.

Belki Osman Toprak da gelinen bu noktadan ve ayyuka çıkan söylentilerden kendine pay çıkarıp, “Siyasetin daha kaliteli nasıl yapılabileceğini” araştırıp, o yolda devam eder.