Milliyetçi ve ulusalcı iseniz, gerisi boş laftır!

Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, önceki gün grubunda Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün,  “Kurtuluş savaşı sırasında devlet Ege’de Rumlar’a karşı etnik temizlik yapmıştır” şeklindeki tespitlerine yanıt verirken, CHP’nin sol ile solculuk ile hiçbir alakasının olmadığını bir kez daha teyid etti.

“Biz hem milliyetçi hem ulusalcı bir partiyiz. Altı oktan biri milliyetçilik, milliyetçilik bizim ilkelerimizden biri” dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun sözlerini tartışırken, arkadaşım, “Zaten milliyetçi ve ulusalcı iseniz etnik temizlik yapmanız normal değil mi?” diye sordu.

Bazen “Biz solcuyuz” diyor.

Sonra çark ediyor, “Yok yok olur mu canım, biz milliyetçiyiz, hem de ulusalcıyız” dedikten sonra,  hani belki bir avuç sosyal demokrat gibi olan da alınmasın diye, “Hem de sosyal demokratız” diye ekliyor.

Yakında işin içine biraz muhafakarlık, biraz da müslümanlık kattı mı, değmeyin keyfine gitsin.

Zannediyor ki, böyle söylerse, tüm kesimlerin oyunu alacak!

Bu adamcağıza zavallı denmez de ne denir?

                                               ***

Neymiş efendim, Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, Sakine Cansız’ın ailesine başsağlığına gitmiş. Sonra da Dido Sotiruyu’nun kitabından etkilenip, Rumlar’a etnik temizlik uygulandığından sözetmiş.

“Kurtuluş Savaşımız sırasında etnik temizlik yaptık diye bir düşünce asla ve asla kabul edilemez. Kurtuluş savaşı kolay verilen bir savaş değil. Binbir yoksulluk içinde verdik o savaşı biz" diye gürlüyor zavallı Kılıçdaroğlu.

Sanki kendisi “inkar” ederse, tarihi gerçekler ortadan kalkacak.

Ermeni soykırımı da, 6-7 Eylül’de Rumlar’a yapılanlar da yok sayılacak.

Milliyetçilik ve bir ulus yaratmak uğruna  binlerce insanın Halep çöllerine sürüldüğü, çekilen ve yaşanan acılar, yetim kalan çocuklar unutulacak.

                                                           ***

Kendisi Dersimli ama, sırf CHP’nin milliyetçi ve ulusalcı kimliği için Dersim’de mağaralarda zehirlenen insanları da yok sayar bu Kılıçdaroğlu size söyleyeyim.

Dürüst geçinir de garibim bilmez ki inkar etmek dürüstlüğe yakışmaz.

Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin asıl şanssızlığının ve sorununun mevcut iktidar değil, muhalefet olduğunu sık sık hatırlamamızı sağlıyor.

Zannediyor ki, bu ülkenin milliyetçileri, ulusalcıları kendisine ve partisine oy verecek. Asılları dururken müsveddesini tercih edecek.

Bu sözler olsa olsa partisinin içindeki milliyetçi, ulusalcı kesimin ruhunu okşar o kadar.

Yoksa CHP’ye kimsenin oyunu moyunu getirmez!