IŞİD meselesinin yoğun biçimde gündeme gelmesi beklendiği 4-5 Eylül NATO Zirvesi hemen öncesi örgüt bir Amerikalı gazeteciyi daha öldürerek Batı’da hem infial hem de yoğun tartışmalara yol açarken, “Avrupa’da Avrupalı cihatçı korkusu” dikkat çekiyor.
Deutsche Welle, Irak ve Suriye’de Almanya, İngiltere, İtalya ya da Fransa’dan giden yüzlerce gencin, radikallerle birlikte savaştığını belirterek “Tahminlere göre, Irak ve Suriye'de Avrupa’dan giden yaklaşık 2 bin 500 cihat savaşçısı bulunuyor. Avrupalı siyasiler de Türkiye üzerinden savaşmaya giden gençleri durdurabilmek için çare arıyor” diyor.
Avrupa ülkelerinin bu konuda aralarındaki işbirliğini geliştirmeyi planladıklarını ve ortak bir strateji arayışına girdiklerini anlatan DW, haberinde Londra’daki King’s College Uluslararası Radikalleşme ve Siyasi Şiddet Araştırmaları Merkezi Başkanı Prof. Dr. Peter Neumann’ın değerlendirmelerine yer veriyor. Neumann, gençlerin radikal dinci İslam Devleti örgütüne katılmak için neden Suriye ve Irak’a gittiklerini şöyle açıklıyor: “Özellikle genç erkekler açısından bunun kişisel nedenleri var. Macera arayışı, kardeşlik duygusu, ‘beş yıldızlı cihat’ olarak adlandırılan amaç uğruna savaşmak gibi... Ancak elbette bunun daha ciddi nedenleri de var. Suriye’de, aynı zamanda Irak’ta da Sünnilere karşı bir etnik temizlik başlatıldığı düşünülüyor.Dolayısıyla Sünni kardeşlerini savunmaları gerektiğini söylüyorlar.Bir İslam devleti kurulması ise eski bir proje. İnsanlar bin yıldır bundan bahsediyor.”
Irak ve Suriye'ye giden gençlerin ortak bir profili olmadığını, gençlerin farklı kesimlerde radikalleştiğini belirten Neumann, ancak bunların çoğunlukla 20’li yaşlardaki erkekler olduğunun altını çiziyor. Öte yandan 10-15 yıl öncesine kıyasla daha fazla kadının radikallere katıldığını kaydeden Neumann, din değiştirenlerin de büyük bir grubu oluşturduğunu sözlerine ekliyor. Bu arada, radikalleşen gençlerin bir bölümünü de göçmen kökenliler oluşturduğuna işaret edilirken“ “Peki Avrupa ülkelerinde doğup büyüyen bu gençler neden Batılı değerlerden nefret ediyor? Bu, başarısızlığa uğrayan uyum politikalarının bir sonucu mu?” sorusuna Neumann’ın verdiği yanıtı şöyle: “Evet, bu kısmen başarısız uyum politikalarının bir sonucu. Ancak bunun tamamen normal süreçte gelişen başka nedenleri de var. Örneğin insanlar 18, 19, 20 yaşlarına geldiğinde ‘Benim hayatımda neler oluyor, ben nereye aidim’ gibi sorular soruyor kendine.Bunlar topluma iyi entegre olmuş kişilerin de sorduğu normal sorular. Tabii nefret dolu vaazlar veren vaizler de var. Ancak bu kişiler sadece sokakta değil, internette de aktif.”
Avrupa kamuoyundaki en büyük endişe ise bu kişilerin daha sonra geri dönüp terör saldırıları düzenlemeleri. Ancak Prof. Dr. Neumann, saldırı düzenlemek için bu kişilerin daha sonra Avrupa’ya gönderilecekleri görüşüne katılmıyor ve Avrupalı savaşçıların İslam devleti örgütü içinde ne tür bir rol üstlendiğine ilişkin şunları söyledi: “Bu kişiler, doğrudan İslam devleti örgütü içinde bir rol üstleniyor. Yaptıkları propaganda bu kişileri İslam devleti içine çekmeye yönelik.Bu kişiler örgüt içinde üçlü bir rol oynuyor.İlki sahip oldukları kalifikasyon ve yeteneğe yönelik.Eğer Almanya'da bir teknisyen ise örgüt içinde bu yönde kullanılıyor. İkinci olarak bir kısmı da doğrudan Batılıları hedef alan propaganda çalışmaları yürütüyor. Üçüncü olarak da, eğer diğer iki alanda işe yaramıyorlarsa, işkence, intihar saldırıları ya da kaçırma gibi kanlı eylemlerde kullanılıyorlar.” DWelle, haberine son verirken de “Avrupa'dan Ortadoğu'ya giden savaşçılar hafta sonu Avrupa Birliği devlet ve hükümet başkanları zirvesinde de gündeme gelecek. Zirvede, uluslararası terörizme karşı ortak hareket edilmesi ve gençlerin radikalleşmesini önlemek amacıyla somut önerilerin ele alınması bekleniyor” diyor. ANKA
Avrupa ülkelerinin bu konuda aralarındaki işbirliğini geliştirmeyi planladıklarını ve ortak bir strateji arayışına girdiklerini anlatan DW, haberinde Londra’daki King’s College Uluslararası Radikalleşme ve Siyasi Şiddet Araştırmaları Merkezi Başkanı Prof. Dr. Peter Neumann’ın değerlendirmelerine yer veriyor. Neumann, gençlerin radikal dinci İslam Devleti örgütüne katılmak için neden Suriye ve Irak’a gittiklerini şöyle açıklıyor: “Özellikle genç erkekler açısından bunun kişisel nedenleri var. Macera arayışı, kardeşlik duygusu, ‘beş yıldızlı cihat’ olarak adlandırılan amaç uğruna savaşmak gibi... Ancak elbette bunun daha ciddi nedenleri de var. Suriye’de, aynı zamanda Irak’ta da Sünnilere karşı bir etnik temizlik başlatıldığı düşünülüyor.Dolayısıyla Sünni kardeşlerini savunmaları gerektiğini söylüyorlar.Bir İslam devleti kurulması ise eski bir proje. İnsanlar bin yıldır bundan bahsediyor.”
Irak ve Suriye'ye giden gençlerin ortak bir profili olmadığını, gençlerin farklı kesimlerde radikalleştiğini belirten Neumann, ancak bunların çoğunlukla 20’li yaşlardaki erkekler olduğunun altını çiziyor. Öte yandan 10-15 yıl öncesine kıyasla daha fazla kadının radikallere katıldığını kaydeden Neumann, din değiştirenlerin de büyük bir grubu oluşturduğunu sözlerine ekliyor. Bu arada, radikalleşen gençlerin bir bölümünü de göçmen kökenliler oluşturduğuna işaret edilirken“ “Peki Avrupa ülkelerinde doğup büyüyen bu gençler neden Batılı değerlerden nefret ediyor? Bu, başarısızlığa uğrayan uyum politikalarının bir sonucu mu?” sorusuna Neumann’ın verdiği yanıtı şöyle: “Evet, bu kısmen başarısız uyum politikalarının bir sonucu. Ancak bunun tamamen normal süreçte gelişen başka nedenleri de var. Örneğin insanlar 18, 19, 20 yaşlarına geldiğinde ‘Benim hayatımda neler oluyor, ben nereye aidim’ gibi sorular soruyor kendine.Bunlar topluma iyi entegre olmuş kişilerin de sorduğu normal sorular. Tabii nefret dolu vaazlar veren vaizler de var. Ancak bu kişiler sadece sokakta değil, internette de aktif.”
Avrupa kamuoyundaki en büyük endişe ise bu kişilerin daha sonra geri dönüp terör saldırıları düzenlemeleri. Ancak Prof. Dr. Neumann, saldırı düzenlemek için bu kişilerin daha sonra Avrupa’ya gönderilecekleri görüşüne katılmıyor ve Avrupalı savaşçıların İslam devleti örgütü içinde ne tür bir rol üstlendiğine ilişkin şunları söyledi: “Bu kişiler, doğrudan İslam devleti örgütü içinde bir rol üstleniyor. Yaptıkları propaganda bu kişileri İslam devleti içine çekmeye yönelik.Bu kişiler örgüt içinde üçlü bir rol oynuyor.İlki sahip oldukları kalifikasyon ve yeteneğe yönelik.Eğer Almanya'da bir teknisyen ise örgüt içinde bu yönde kullanılıyor. İkinci olarak bir kısmı da doğrudan Batılıları hedef alan propaganda çalışmaları yürütüyor. Üçüncü olarak da, eğer diğer iki alanda işe yaramıyorlarsa, işkence, intihar saldırıları ya da kaçırma gibi kanlı eylemlerde kullanılıyorlar.” DWelle, haberine son verirken de “Avrupa'dan Ortadoğu'ya giden savaşçılar hafta sonu Avrupa Birliği devlet ve hükümet başkanları zirvesinde de gündeme gelecek. Zirvede, uluslararası terörizme karşı ortak hareket edilmesi ve gençlerin radikalleşmesini önlemek amacıyla somut önerilerin ele alınması bekleniyor” diyor. ANKA