Taksim Gezi Parkına yapılan polis müdahalesinden sonra genel grev kararı alan sendika ve birliklerin iş bırakma eylemi için "Meydana çıkan memurlar sonucuna katlanır" diyen İçişleri Bakanı Muammer Güler'e yanıt KESK ve DİSK’ten geldi.
Hukuksuz olarak ifade ettiği hususların İçişleri Bakanı Muammer Güler için geçerli olduğunu belirten Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Genel Başkanı Lami Özgen, ANKA'ya yaptığı açıklamada “Hukuksuz ve yasal olmayan şekilde açıklamayı yapan bizzat İçişleri Bakanı Muammer Güler'dir.
Türkiye’de kamu çalışanları yıllardır anayasadan, uluslararası ve İLO sözleşmelerinden aldıkları hakla üretimden gelen güçlerini kullanmak suretiyle talepleriyle alanlara çıktılar.Buradan hareketle İçişleri Bakanının açıklaması anayasa’ya ve uluslararası sözleşmelere aykırıdır.Hükümet ve bakanların anayasa ve uluslararası sözleşmeye uyması gerekirken, uymayan kendileridir” dedi.Soruşturmaların anayasa ve uluslararası sözleşmelere aykırı oldu vurgulayan Özgen, yapılan açıklamanın kamuoyu nezdinde kendilerine ve üyelerine yönelik tehdit ve gözdağından ibaret olduğunu söyledi.
Sendika hak ve özgürlükler mücadelesinde bedel ödenecekse bu bedeli ödemeye hazır olduklarını ifade eden DİSK Genel Başkanı Kani Beko ise, “Biz DİSK olarak kurulduğumuz tarihten bu yana bedel ödeyen bir konfederasyonuz. Ülkede demokrasi, insan hakları, barış, kardeşlik, sendika hak ve özgürlükler mücadelesinde eğer bir bedel ödenecekse biz bu bedeli ödemeye hazırız” dedi.
Gezi Parkı olayları ile başlayan ve Türkiye’yi saran bu direnişin çok önemli mesajları olduğunu vurgulayan Kani Beko, “20 günden beri sokaklarda olan halkın talepleri var. Özgürlük, adalet, demokrasi talepleri var. Hükümet kurum ve kuruluşları tehdit ederek abluka altına alacağına, halkın taleplerini masaya yatırarak bu konuda kafa yormaları daha doğru olur” dedi.
Taksim Tertip Komitesinin masumane taleplerinin olduğunu kaydeden Beko, “Taksim Tertip Komitesi, Gezi parkında ağaçların kesilmesini, orada topçu kışlasının olmasını ve Atatürk Kültür Merkezinin yıkılmasını istemiyorlar. Ve direnişler boyunca demokratik tepkileri olan bu insanlara karşı çok sert müdahale eden polislerin, bazı arkadaşlarımızı katletti. Bazı kardeşlerimizin gözü kör oldu.On binlerce yaralı insan var. Bunlara karşı orantısız güç kullananlar öncelikle adalete hesap vermeli.Eğer İçişleri Bakanı bir iş yapacaksa öncelikle bu polisleri tek tek yakalamalı ve bunları adalete teslim etmeli” diye konuştu.
"Yasa dışı hareket eden ve suç işleyenin" Bakan Güler olduğunu savunan Beko, şunları söyledi: “Biz birlik, mücadele dayanışma günü kutlamalarını Taksim'de yapmak istediğimizde ‘yasal değil burada yapmazsınız’ dediler. Oysaki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Taksim'in sembolik bir yer olduğunu burada insanların kendi özgür iradeleriyle dolaşabileceğini ve burada kitlesel basın açıklamaları yapılabileceği kararları almıştır. Öncelikle İçişleri Bakanı AİHM’nin almış olduğu bu kararlara uysun."SHA
Türkiye’de kamu çalışanları yıllardır anayasadan, uluslararası ve İLO sözleşmelerinden aldıkları hakla üretimden gelen güçlerini kullanmak suretiyle talepleriyle alanlara çıktılar.Buradan hareketle İçişleri Bakanının açıklaması anayasa’ya ve uluslararası sözleşmelere aykırıdır.Hükümet ve bakanların anayasa ve uluslararası sözleşmeye uyması gerekirken, uymayan kendileridir” dedi.Soruşturmaların anayasa ve uluslararası sözleşmelere aykırı oldu vurgulayan Özgen, yapılan açıklamanın kamuoyu nezdinde kendilerine ve üyelerine yönelik tehdit ve gözdağından ibaret olduğunu söyledi.
Sendika hak ve özgürlükler mücadelesinde bedel ödenecekse bu bedeli ödemeye hazır olduklarını ifade eden DİSK Genel Başkanı Kani Beko ise, “Biz DİSK olarak kurulduğumuz tarihten bu yana bedel ödeyen bir konfederasyonuz. Ülkede demokrasi, insan hakları, barış, kardeşlik, sendika hak ve özgürlükler mücadelesinde eğer bir bedel ödenecekse biz bu bedeli ödemeye hazırız” dedi.
Gezi Parkı olayları ile başlayan ve Türkiye’yi saran bu direnişin çok önemli mesajları olduğunu vurgulayan Kani Beko, “20 günden beri sokaklarda olan halkın talepleri var. Özgürlük, adalet, demokrasi talepleri var. Hükümet kurum ve kuruluşları tehdit ederek abluka altına alacağına, halkın taleplerini masaya yatırarak bu konuda kafa yormaları daha doğru olur” dedi.
Taksim Tertip Komitesinin masumane taleplerinin olduğunu kaydeden Beko, “Taksim Tertip Komitesi, Gezi parkında ağaçların kesilmesini, orada topçu kışlasının olmasını ve Atatürk Kültür Merkezinin yıkılmasını istemiyorlar. Ve direnişler boyunca demokratik tepkileri olan bu insanlara karşı çok sert müdahale eden polislerin, bazı arkadaşlarımızı katletti. Bazı kardeşlerimizin gözü kör oldu.On binlerce yaralı insan var. Bunlara karşı orantısız güç kullananlar öncelikle adalete hesap vermeli.Eğer İçişleri Bakanı bir iş yapacaksa öncelikle bu polisleri tek tek yakalamalı ve bunları adalete teslim etmeli” diye konuştu.
"Yasa dışı hareket eden ve suç işleyenin" Bakan Güler olduğunu savunan Beko, şunları söyledi: “Biz birlik, mücadele dayanışma günü kutlamalarını Taksim'de yapmak istediğimizde ‘yasal değil burada yapmazsınız’ dediler. Oysaki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Taksim'in sembolik bir yer olduğunu burada insanların kendi özgür iradeleriyle dolaşabileceğini ve burada kitlesel basın açıklamaları yapılabileceği kararları almıştır. Öncelikle İçişleri Bakanı AİHM’nin almış olduğu bu kararlara uysun."SHA
RSS