Ankara Barosu Kadın Hakları Merkezi’nden yapılan açıklamada doğum kontrolü ve ihaneti eşdeğer tutan anlayışın eşi benzerinin olmadığı ifade edildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Bu ülkede yıllarca bir doğum kontrolü ihaneti yaptılar ve neslimizi kurutma yoluna gittiler” sözlerinin ardından yaşanan tartışmalara Ankara Barosu Kadın Hakları Merkezi de dahil oldu.
Ankara Barosu Kadın Hakları Merkezi’nden yazılı olarak yapılan açıklamada, kadınlar bu kez de, ‘ihanet’ ve ‘nesli kurutmak’ suçlamasıyla ülke gündemine geldikleri belirtilirken, “Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde kurulan ve muasır medeniyetlere ulaştırılmak üzere bizlere emanet edilen Türkiye Cumhuriyeti’nde, belki de dünyada bile var olmayan bir ilk daha yaşandı ve ‘ihanet’ ile ‘doğum kontrolü’ eşdeğer tutuldu. Sebep-sonuç ilişkisi düşünülmeden, bulunulan ortamın ambiyansına göre yapılan bu söylemlerin, esas amacının, ülke gündemini değiştirmek olduğu bilinmesine rağmen, yine de devleti idaresi ve siyasette, kadının malzeme haline getirilmesi asla kabul edilemez. Ülkede bu kadar çözüm bekleyen sorun varken, kadının her fırsatta böyle olumsuz ve suçlayıcı ifadelerle dile getirilmesi, kadın üzerindeki baskı ve şiddetin, daha da artmasına yol açacaktır. Bu sözlerle, doğum kontrolü yapmak isteyen kadınlara, engel olmak isteyen erkeklerin sayısı daha da artacaktır” denildi.
Kadınların, hak ve özgürlüğünü kısıtlayan bu tür söylemlerin, ileri demokrasiyi de baltalayacağına vurgu yapılan açıklamada, “Toplum, cinsiyet ayrımcılığı yapılmadığı, kadın ve erkeğin eşit haklara sahip olduğu, tartışmasız olarak kabul edildiği zaman, ekonomik olarak ve manen güçlenecek ve dinamik genç nüfusa, ancak o zaman ulaşabilecektir. Toplum hayatında slogan; ‘bakabileceğin, iyi eğitimli ve erdemli olarak yetiştirebileceğin kadar çocuk sahibi olmak’ olmalıdır. Aksi takdirde sokakların, suç işleyen, uyuşturucu madde kullanan ve her birisi suç makinesi olmaya aday olan çocuklardan geçilmez hale gelmesi, olası bir sonuçtur. Bizler, kadının insan hakları savunucuları olarak, kadınların birey olmadığı, sadece evlendiği, çocuk yaptığı ve çocuk baktığı hayata ‘aile’ denilmesini ve bu tür söylemlerle, kadına yönelik cinsel şiddette bulunulmasını, asla tasvip etmiyoruz. Kadın ve kadın bedeni üzerinden yapılan siyaset ve söylemlere son verilmesini istediğimizi, bir kez daha basına ve kamuoyuna saygılarımızla duyuruyoruz” ifadelerine yer verildi.ANKA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Bu ülkede yıllarca bir doğum kontrolü ihaneti yaptılar ve neslimizi kurutma yoluna gittiler” sözlerinin ardından yaşanan tartışmalara Ankara Barosu Kadın Hakları Merkezi de dahil oldu.
Ankara Barosu Kadın Hakları Merkezi’nden yazılı olarak yapılan açıklamada, kadınlar bu kez de, ‘ihanet’ ve ‘nesli kurutmak’ suçlamasıyla ülke gündemine geldikleri belirtilirken, “Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde kurulan ve muasır medeniyetlere ulaştırılmak üzere bizlere emanet edilen Türkiye Cumhuriyeti’nde, belki de dünyada bile var olmayan bir ilk daha yaşandı ve ‘ihanet’ ile ‘doğum kontrolü’ eşdeğer tutuldu. Sebep-sonuç ilişkisi düşünülmeden, bulunulan ortamın ambiyansına göre yapılan bu söylemlerin, esas amacının, ülke gündemini değiştirmek olduğu bilinmesine rağmen, yine de devleti idaresi ve siyasette, kadının malzeme haline getirilmesi asla kabul edilemez. Ülkede bu kadar çözüm bekleyen sorun varken, kadının her fırsatta böyle olumsuz ve suçlayıcı ifadelerle dile getirilmesi, kadın üzerindeki baskı ve şiddetin, daha da artmasına yol açacaktır. Bu sözlerle, doğum kontrolü yapmak isteyen kadınlara, engel olmak isteyen erkeklerin sayısı daha da artacaktır” denildi.
Kadınların, hak ve özgürlüğünü kısıtlayan bu tür söylemlerin, ileri demokrasiyi de baltalayacağına vurgu yapılan açıklamada, “Toplum, cinsiyet ayrımcılığı yapılmadığı, kadın ve erkeğin eşit haklara sahip olduğu, tartışmasız olarak kabul edildiği zaman, ekonomik olarak ve manen güçlenecek ve dinamik genç nüfusa, ancak o zaman ulaşabilecektir. Toplum hayatında slogan; ‘bakabileceğin, iyi eğitimli ve erdemli olarak yetiştirebileceğin kadar çocuk sahibi olmak’ olmalıdır. Aksi takdirde sokakların, suç işleyen, uyuşturucu madde kullanan ve her birisi suç makinesi olmaya aday olan çocuklardan geçilmez hale gelmesi, olası bir sonuçtur. Bizler, kadının insan hakları savunucuları olarak, kadınların birey olmadığı, sadece evlendiği, çocuk yaptığı ve çocuk baktığı hayata ‘aile’ denilmesini ve bu tür söylemlerle, kadına yönelik cinsel şiddette bulunulmasını, asla tasvip etmiyoruz. Kadın ve kadın bedeni üzerinden yapılan siyaset ve söylemlere son verilmesini istediğimizi, bir kez daha basına ve kamuoyuna saygılarımızla duyuruyoruz” ifadelerine yer verildi.ANKA